ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ben-hur
-
sinema konusunda gerçek bir sanat eseri ve başyapıt olduğu konusunda şüphesiz herkesin hemfikir olduğu filmdir. bazı sahneleri şahsımı neredeyse ağlatacak kadar etkilemiştir. ben-hur'un 3 yıl boyunca kürek mahkumu olduğu halde ölmemesi, annesi ve kardeşinin zindanda 4-5 yıl yaşaması ve cüzzama yakalanması yürekleri dağlamıştır. hz. isa'nın siluetinin gösterildiği sahneler görkemlidir ve çok etkileyici olmuştur.
başrolü oynayanlardan ester karakterini canlandıran haya harareetin imdb de ki kariyerine bakınca çok az filmde rol aldığını görmek beni üzmüştür zira güzelliği hayran bırakacak cinstendir keşke ben hur karakterini canlandıran charlton heston kadar çok filmde rol alsaydı.
erkeklerden erkeklere tavsiyeler
-
önemli bir karar vermeden önce 31 çekin.
türkiye'de zombi salgını olsa olabilecekler
-
şişman olanlarına zombili derlerdi...
bebeğini bırakıp tatile giden çift
-
ya yine salak salak başlık açılmış yorum yapılmış. ya kardesim büyük ihtimalle zaten 1 5 yıldır tatilde bırakacakları büyükanne bakımı için destek oluyorudur. annenin ve babanın mental sağlığı için böyle aralar iyidir. kısa tatile gidecek ana babalar buradaki gerizekalı yorumlara kulaklarını tıkasınlar.
tanım: mal beyanıdır.
ekleme: yani bu konu ruhsuzluğa nasıl bağlanmış inanılmaz. çocuk yetiştirmenin anayasal kuralları yoktur. her aile, her çocuk kendine hastır.istisnaları saymıyorum ama her çocuk anası babası için biriciktir, onların canıdır, ciğeridir. insanlar kim oluyorlar, hangi hadle o aileleri ruhsuzlukla itam edebiliyorlar çok enteresan. 3 günle 5 günle ne çocuk bağlanma problemi yaşar ne de krize girer hele ki bakımına doğumundan dahil edilmiş bir büyükanne ile kalıyorsa. sağlıklı çocuklar sağlıkli ebeveynlerle mümkün. saçmalamayın.
hale bağce özbaş
-
yazılanları sildirmese yaptıkları usülsüzlükten haberim olmayacaktı. merak edip tipine bakayım dedim. tahmin ettiğim gibi baş örtülü. sorsan ultra süper müslümandır. şaşmaz whatsaptan her hafta hayırlı cumalar mesajı yolluyordur etrafına özlü sözlü filan. çocuğu filan varsa da kesin iki isimlidir ebubekir sıddık türevi. yiyin ulan dünya size kalacak sanki.
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
bir arkadaşın filmin ilk bölümünde sıkılması sebebiyle tavanda oynaşan güvercinleri bütün yarı boyunca "gel geh geh" "cık cık cık" diye çağırması. aranın ardından ışıkların sönmesiyle güvercinlerden bir tanesinin arkadaşın kafasına konması, arkadaşın bonus kafası gibi kıvırcık olan saçlarına güvercinin dolanması, dolanan güvercinin iyice korkup çırpınması, arkadaşın da panikleyip çırpınmaya ortak olması, tüylerin uçuşması, arkadaşın "makinist imdaat" diye bağırması, ışıkların yanması zaten bi sikime benzemeyen filmin iyice piç olması..
(bkz: oof of)
fenerbahçe'ye en çok zarar vermiş futbolcular
-
(bkz: andriy shevchenko)
sessiz insan
-
benim bu, ilkokuldan beri hep sessiz çocuk dediler benim için. halbuki ben sessiz değildim sadece anlatacak çok şeyim yoktu. 30 yaşındayım hala sessizim, birçok şeyi hala anlatılacak kadar özel bulmam. insanlar neden her şeylerini anlatır ki?
çok konuşan insanlar mı onları hiç anlayamadım bak...
türkiye'de saat takma kültürünün olmaması
-
bütün kültürler tam bir o eksik. bu millet 15 senedir metroya nasıl binilir onu öğrenemedi ne saati ne kültürü.
edit; başlık başa kalmış.
ekşi itiraf
-
geçen bankada ufak bir işim dolayısıyla bir cümlelik yazı yazdım dekonta. gişedeki memur doktor gibi yazınız var ne güzel deyince bim'de çalışıyom ben yeaa diyemedim tabi gururumdan tıp okuyorum dedim. ses tonunuz da güzelmiş keşke sinema okusaydınız dedi hatun bana mı yürüdü nedir anlamadım hala. ama bankada herkesin bir bakışı var bana o an kendimi çok möhim çok ünlü gibi hissettim ne yalan diyeyim 5 dakika da olsa güzel bir şeydi.