• merhabalar.

    nasılsınız?
  • otisabi dizisi az bölüm olsada çekilmişti tekrar onun gibi bir proje olurmu acaba ?
    • işte bu soruyu da bekliyordum. mu ayrı olacak. :)

      otisabi dizisi benim için tam bir fiyaskoydu. bilmediğim bir alan filimcilik, kötü bir anlaşma oldu. meğer bütün detayları yazmak gerekiyormuş.

      ne otisabi otisabi'ye benziyor, ne evi otisabi'nin evine benziyor ne arabası benziyor. halbuki her şey çiziliydi. olmadı o iş. bir daha böyle bir işe bulaşır mıyım? ağzım biraz yandı. bulaşırım neden olmasın. çok iyi bir sözleşme avukatıyla hazırlanan bir sözleşme olabilir.

      bir işin nirvanası o işin filminin yapılması. ama ben çiziyorum zaten. sadece söz yok müzik yok altında. herkes bir parmağını sokuyor filmde, herkes kendi kavradığı şekle dönüştürmeye çalışıyor ondan rahatsız oluyorum. çekilmese de sorun değil.
  • bu iş ömürlük bir iş mi yoksa parayı bir şekilde bulunca (cem yılmaz modeli) başka mecralara kaymak mı gerekiyor ?
    mesleki tatminsizlikten ya da "daha çok kişi benim işlerimi görsün" durumundan dolayı.
    • şimdi cem yılmaz kadar para kazanamıyoruz bu işten, öyle bir şey yok. ben 1 sayfa çiziyorum onun bedelini o hafta yatırıyorlar öyle bir durum var. ömürlük mü deyince, ben başka bir şey yapmayı bilmiyorum. başka mecralara kayan arkadaşlar var. ben bu yaştan sonra başka bir işe girmeyi düşünmüyorum.
  • nejat amca nasıl? keyfi yerinde mi? andropozdan çıktı mı? öldü demeyin :(

    ps. gerçek nejat amcayı soruyorum. gerçek değilse kurgu olanı da olur
    • nejat amca benim kadıköy'de altıyol'da oturduğum ev sahibim. gerçek ismi nejat değil ama bıyık tipi aynı. birebir çizsem onun ettiği küfürleri hiçbir dergi yayınlamazdı. herhalde ölmüştür, ben 90'ların başında oturuyordum orada. belki geri gelecektir. :)
  • otisabi karikatürüyle ilgili sizin için önemli olan dikkat ettiğiniz şeyler neler, ortaya çıkışıyla ilgili de varsa hikayesi anlatır mısınız?
    • önce ortaya çıkışını anlatayım. otisabi'den önce bir hazırlık süreci oldu. çizgi roman nasıl kurulur diye, esrarengiz sarışın ve sinsi nataşa diye iki polisiye öykü çizmiştim. 8 cm'den gittikçe ölçüsü büyüdü. sonra editörüm engin ergönültaş bana en iyi bildiğin şeyi çiz dedi, ben de öyle yaptım.

      dikkat ettiğim şey, bir hikayeye başlamadan önce kocaman bir soru yazarım kağıda, bu hikayeyi neden okusunlar diye, sonra onun alt soruları var.

      otisabi ufak ufak kötülükler yapar ama onu da haklı gösterecek sebepleri vardı. ilk zamanlar otisabi hep kazanıyordu. bundan rahatsızlık duyanlar vardı. sonra kaybettirince daha normal bir insan olmaya başladı. süpermen olmaktan çıkıp daha yaşayan bir karakter oldu aslında. başından geçenleri çiziyor musun diyenler oluyor, altında bana övgü barındırıyor. bir yanda da yergi var böyle bir şey yaşamayan çizemez gibi.
  • gerçekten iyi bir çizer ve hikaye anlatıcı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
    • samimiyetle söylüyorum iyi bir çizer değilim. ne ersin karabulut gibi çok çizgi yoğun olan bir sayfa değil, ne de kemal aratan gibi her istediğini çizen biri ama öykü konusunda kendime güveniyorum.
  • ekşiciler umut sarıkaya gerçek kişi değil diyorlar, siz kendisi ile tanıştınız mı? tanıştıysanız kimliğini kontrol ettiniz mi? ettiyseniz çizerken gördünüz mü?
  • solak olanlar sağlak olanlardan daha iyi çizerlermiş doğru mu?
  • merhabalar, otisabi yüzünden hiç tepki aldınız mı? kadınlardan muhakkak tepki aldığınızı düşünüyorum da muhafazakar çevrelerden hiç baskı gördünüz mü?

    diğer sorum da patreon, patreonu neden kapattınız?

    bir de göbek yapmışsınız...
    • tepki, şimdi bir çizer için bir sanatçı bir yazar için tepki almamak bir cezadır. birilerine dokunmuş oluyorsun tepki alınca diğer türlü yok sayılıyorsun.

      bir keresinde ankara'ya gitmiştim kitap fuarına. daha imza başlamamıştı, kahve alacağım ve puro içeceğim. bir kız geldi, senin suratına tükürmek istiyorum dedi. tükürürsün de gel bir sigara içelim dedim. en son selfie çekilelim miii dedi. :)

      bir kadın geldi 60 yaşlarında datça'da. "çantamı kafana patlatmak istiyorum." dedi. onunla da aynı şey oldu. en sonunda "kızım sizi çok seviyor, bir fotoğraf çekilebilir miyiz?" dedi.

      patreon'u kapatmadım. +18 olarak işaretledi. uzun uzun yazıştık ama onu kaldırmadılar. ama diğer yandan patreon'da çok seksi kadın illüstrasyonları yapan sevişme sahneleri çizen insanlar da var. orada biraz ırkçılık yapıyorlar.
  • mizah dergilerinin geleceğini bir çizer olarak nasıl görüyorsunuz? ben yıllar boyu sadık bir okuyucusu olarak artık kalitesiz espriler, eski işlerini yayımlayıp özür dahi dilemeyen hevesi kalmamış eski çizerler görmekten sıkıldım ve takip etmeyi bıraktım.
    • ben de olsam aynı şeyi yapardım. almayın. ancak öyle cezalandırılırlar. şimdi mizah dergilerinin az satmasını sadece internetin sosyal medyanın üzerine yıkamazsınız kendilerinde de sorun var.

      90'larda da çizerken sonrasında da hiçbir zaman işimi aksatmadım. benim önceliğim o sayfayı yetiştirmekti bu iş ilhamla olacak iş değil, sen söz vermişsin ben her hafta burada bir hikaye anlatacağım diye.

      haklı tüketici şikayeti gibi şikayet edebilirler, alıyorsun dergiyi o hafta senin beğendiğin çizer yok.
hesabın var mı? giriş yap