• üzgün bir çocuk bu.

    bütün öğle aralarında, hep aynı büyük umutla, içinden başka bir şey çıkmasını dileyerek beslenme çantasını açan;

    her seferinde salçalı ekmeği görüp onun eski ayakkabılarınınkine denk değişmezliğine isyanlar çıkaran;

    sınıf yeteri kadar tenhalaşınca arka sıraya geçip alelacele karnını doyuran;

    elini, ağzını bastıra bastıra yıkadığı hâlde hâlâ salça koktuğunu sanıp kendinden utanan;

    evde annesine "artık salçalı ekmek istemiyorum." derken onu da çaresiz bırakan;

    pelin'in şişman tostlarına, kerem'in hamburgerine imrenip yoksulluğun eksikliğini duyan;

    yıllar sonra akla gelen;
    hüzünlendiren;
    içe oturan bir çocuk.

    canına yandığımın çocuğu! şimdi bir yerlerde karşıma çıksan; seni çocukluğunla barıştırsam; sonra bir hikaye anlatsam sana; hayat sürdükçe bütün o imrendiğin yemekler silinip giderken salçalı ekmeğin hiç yok olmayacağını, onu çok özleyeceğini anlasan. ne değişirse değişsin sen hiç değişmesen, hep çocuk kalsan, hep çocuk kalsam.
  • okul kooperatifinde satilan simitle gazozu almaya hep ozenmis cocuktur. simdi o salcali ekmegi yoktur belki, belki bi cok yiyecegi alabilecegi parasi, gucu vardir ama; asla o gunlerdeki kadar mutlu olamayacaktir.
  • hataylı olması muhtemel çocuk.

    (bkz: katık)
  • bir süre sonra mide kaynaması sorunu yaşayacaktır. talcid önerilebilir, ucuzdur da.
  • (bkz: ve o güzel çocuklar o güzel salçalara binip gittiler)
  • seviyesiz, espiri yapacak kadar zekaya, nerede neye nasıl tepki vereceğini bile bilmeyen sıçmklar yazar olmasa ne güzel olurdu.
    hikayeye gelince...
    hikaye de ki çoçuk geldi böğrümü deldi. hiç bir çocuk mutsuz olmamalı oysa ve biz tüm bu çocukları doyuracak kaynaklara sahibiz bu yüzyılda sadece kapitalist düzeni kuran o üst akıl dedikleri siyonistlerin insanları ve yaşamları tek tipe çevirmek için sömürmesi ve salçalı ekmeğe anca güç yetiren ailelerin, çocuklarının afrika'da ki gibi karınları şişerek açlıktan ölmediklerine, şükür ettiren bir yokluk halidir ki çocuklar bunu asla unutmaz.
    inanıyorum çok gelecekte bir gün insanlar çocukların çektiklerini öğrendiklerin de şimdi bizi. köleliğe karşı duyduğumuz nefret ve tiksintiyi hissedecekler.
    tarihte asla unutmaz!
    çocuk sevindirmek, onları dinlemek,duygularını ciddiye almak ondan bu denli önemlidir.
  • annemin özenerek hazırladığı, salçalı ve sana yağlı sandviçi artık istemediğimi anneme söyleyipte aslında onu üzdüğüm ama, onun bana bunu hissettirmedipi gündür benim kapitalizm ile savaşımın başladığı gün. çünkü ben o gün ben olmayı bırakıp; benim olmayana yani arkadaşlarımın hamburgerine, kantinden aldıkları tostlara takılmıştım... şimdi ise aldıkları yazlıklara, yaşadıkları hayata takılıyorum;
    neden benim yok diye?
    herkes paranın derdine düşerse salçalı ekmeği kimse görmez ve anlamaz... çünkü onların artık zeytin ve fıstık ezmeleri var...!

    devir değişti ağa...
  • çantamdan salçalı ekmek çıkmadı hiç ailemin durumu iyi olduğu için kantini masaya yığan çocuktum. okuduğum okul da şans bu ya benim tersim kişiler çoğunluktaydı neyse kendimden bi sefer daha utandım çocukluk işte..
hesabın var mı? giriş yap