beyaz leblebi

• en alçak gönüllü ve aslında en lezzetli kuruyemiş türüdür. sek alınması gerekir, zira karışık içinde öksüz kalır, tadı alınmaz.
• boş bir banktaki en iyi arkadaştır...
  
  cebinize koyuyorsanız ve yanınıza oturacak kıza artistlik yapmak için verecekseniz, lütfen cebinizdeki pamukçuklardan ayrıştırdığınıza emin olun :,(
• sarısı gibi boğazınızı sarmaz. çekirdek gibi dudak kurutmaz. şam fıstığı gibi cep yakmaz. ceviz gibi ağır gelmez. fındık gibi dişe dolmaz. badem gibi ağızda büyümez. yani karakteri olan bir şey. (yani bir olayı var.)
• kilo vermeye çalışırken^* rahatlıkla yenebilecek bir yemiştir. mide kazınması durumunda imdada yetişir. hem mideyi doldurur, hem diğer kuruyemişler ^{* * *} kadar yağlı ve kalorili değildir hem de çiğnemesi zor olduğundan çok miktarda tüketilmez.
• bu kuruyemiş türü sarı leblebiyle beraber herhangi içki ortamında mutlaka alınır. sonra alınan kuruyemişlerden fındık, tuzlu fıstık, antep fıstığı ve türevleri biter. kasede bu ve yakın akrabası sarı leblebi kalır. hemen hiç kimse fındığın o lezzetinden sonra bunu yemek istemez. kaseye bakıp "ne işe yararsınız lan siz?" diye bir soru yöneltmek ister deli gönül.
• atatürk ondan yermiş. bu nedenle ulusal kuru yemişimiz denebilir.
• aşırı sert olanlarının adamı deli ettiği ama mükemmel bi tadı olan kuruyemiş.
• rakı ve sarapın en sıkı dostu. kuruyemiş camiasının kendinden bıktırmayan tek üyesi.
  siroza sebep olduğuna dair söylentiler ise rakıyı aklama çabasından başka bişey değildir.
• leblebilerin kralı. bana yemek vermesinler, 24 saat sadece beyaz leblebi yiyeyim gık demem. nohutun birkaç müdahaleyle bu hâle gelmesi inanılmaz. kavrularak beyazlaşması kendi yapısından kaynaklanıyormuş ancak beyazlatmak için bazı üreticilerin titanyum dioksit de kullandığı oluyormuş. bu sebeple çok fazla tüketilmemesi öneriliyor. lakin ne mümkün...
• en güzel, ucuz, zahmetsiz içki çerezi. hem rakıya hem biraya yakışır.