• tanınmayan kız:afedersiniz şu ilerideki kız var ya
    ben:hangisi?
    tanınmayan kız:hani şu kırmızı çantalı olan karşı tarafta
    ben:hımm evet anladım
    tanınmayan kız:o benim arkadaşım, ama sesimi duyuramıyorum rica etsem ona bağırabilir misniz? adı burcu (ismi hatırlamıyorum)
    ben:burcuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu
    tanınmayan kız: aha baktı, teşekkür ederim
    ben: rica ederim.

    yukarıda gördüğünüz diyaloğu hiç tanımadığım bir kızla yaşadığım ve çığırtkan olarak kullanıldığım, güzel kampüstür.
  • hacettepe universitesi'nin eskisehir yolu uzerindeki kampusu. avantajlari:
    *sehre olan uzakligi nedeniyle kazan turizm servislerinde bolca kitap okunarak kulturel seviye bayagi ust seviyede artirilabilir
    *ders aralarinda kafeteryada cay susu verilmis kanyak icilebilir
    *ders asildiginda gunesin altinda sereserpe uzanarak sarap ve bira tuketilebilir
    *akabinde gunes carpmasi sonucunda edebiyat fakultesi onune midedeki butun organizmalar -canli-cansiz- cikarilabilir
    *parende atilabilir
    *yemeklerden zehirlenilebilinir ve dahi yemekhane pilavlarindaki bocek sayisi ustune bahis tutulabilir
    *kis aylarinda kar fantazisi yapmak icin bol miktarda materyal bulunabilir
    *siyasi eylemler yapildiginda "jandarmaaaa" diye figan edilse de her daim "jandaracammm" diye sefkatli bir cevap alinabilir
    *elemanlari iyi secilmis bir tayfayla hayatin en guzel ve keyifli yillari gecirilebilir -vaktinde mezun olmak kosuluyla-
    *histerik bir hocanin "heryerde sevisilir ama koridorda aslaaaa" havalesi gecirmesine karin tutulup iki buklum olunarak gulunebilir
    *stabil durdugunuzda, okulun labirent gibi mimarisi sayesinde ayni hocanin periyodik olarak israrla ayni yone dogru onunuzden gecmesi izlenerek eglenilebilinir
    *mimarisi kuzey amerika'daki bir universitenin* aynisi olmasi sebebiyle kisin -morg adi verilen dersliklerde- köt dondurma yarislari yapilabilinir
    *canbaba'da he daim yiyip icip sapitilabilinir
    *yesil vadi'nin derinliklerinde her turlu karanlik aktivite yapilabilir..
  • mani yazdırır insana...

    beytepe'nin dağına
    gurban olam yoluna
    okulu su basanda
    sıçarım teknoloji çağına
  • bankamatiklerin soğuktan donduğu bir yer, ankara'ya çiy düştüğünde buraya çığ düştüğü söylenir.
  • gün itibariyle metrodan beytepe köprüsünde inen öğrenciler otostopla ya da yürüyerek bu kampüsteki fakültelerine ulaşmayaya çalışıyorlar. ringler yetersiz. ve yağmur var.
  • bok atanlara inat ankara’nin hatta turkiye’nin en kral kampusudur.

    elestirenler ya ogrencisidir ve kiymetini mezun olunca anlayacaktir ya da orada ogrencilik yasayamadigi icin fesatligindan kuduruyordur.
  • yil 2009. beytepede diz boyu kar. o aksam donemin son final sinavindan cikilmis. kampuste pek kimse yok. saat aksam 6-7 civari olmasi lazim.

    ziraat bankasi-kutuphane arasindaki merdivenlerdeyken dönüp kutuphaneye dogru bakiyorum. sokak lambalarindan sapsari isiklar karlarin uzerine yansiyor. etrafta kimseler yok. bir muzik duyuyormus hissine kapiliyorum. ama olsa olsa kar sesidir. dunyanin en guzel tablosu gibi birseye bakiyorum o an. tek istegim birkac dakika orada kalabilmek. ama olmuyor.

    aradan 10 yildan fazla sure gecti. beytepe denildiginde hep o karli aksam geliyor gozlerimin onune.
  • öncelikle hacettepeli arkadaşların bahsettiği yer (bkz: hacettepe üniversitesi beytepe kampüsü) ki burası teknik olarak üniversiteler mahallesi sınırları içinde olması lazım, beytepe'de değil.

    mahalle olan beytepe'ye gelirsek..
    ardına roket bağlanmışçasına hızlı bir ultra lüks gelişim içerisinde bu mahalle. buranın ana arteri olan kanuni sultan süleyman bulvarında aşağı yukarı bir tur atsanız göreceğiniz şekilde ne emlak balonu? ne satılmayan evi? dersiniz. bulvar boyunca her adımda sağlı sollu boş arazilerde ultra lüks gökdelen inşaatları tam gaz devam ediyor. hatta hani ekonomik kriz? de dersiniz çünkü başka değme kalburüstü bölgelerde bile yıllardır var olan dükkanların tak tak kapandığı şu günlerde burada yeni şıkır şıkır mağazalar, cafeler vs. gün be gün pıtrak gibi açılmakta.

    bölgedeki rant o kadar arşa çıkmış vaziyette ki 5-10 yıldır izbe şekilde duran inşaatı yarım kalmış villalardan mürekkep çok geniş bir sitedeki tüm villaları topluca yıkmaya ikna etmişler; yeniden bir şeyler yapıyorlar araziye.

    üstelik beytepe sanki çukurambar'ın isim yapan sonradan görme zengin muhafazakarlığı aksine daha ziyade ankara'daki ultra lüks yaşayan laiklerin muhiti olarak gelişiyor. ana arter boyunca henüz bir tane bile nargile mekanı yok, ama pek çok lüks oto galeri açılmış, açılmaya da devam ediyor. dahası nasıl ki çukurambar'a 1071 isminde bir gökdelen kondurulduysa, buraya da 1923 adında bir gökdelen+avm kondurulmakta. yine çukurambar gibi buranın aksı da yokuş yukarı gelişiyor ama buradaki bulvarın yokuşu çok daha dik. adeta aracına güvenmeyen, benzini su gibi yakmaya gönlü olmayan gelmesin diyor.

    bulvarın genişliği ve çukurambar'a kıyasla çok daha sağlıklı gelişimini göz önünde bulundurunca; ve şimdiden sağlı sollu açılan süper lüks mekanlara bakınca öngörüm bulvarın ileride ankara'nın bağdat caddesi olabileceği. hatta bağdat caddesi'nin hiç olmadığı kadar lüks hale bile gelebilir.
  • ah o zamanlar.
    -hayaller. buz gibi akşamları amerikan futbolu oynanan sahada köpeklerden tırsarak yapılan yalnız yürüyüşler.
    -öğrenci evindeki oda arkadaşı ile başta anlaşamamak ama sonrasında çok samimi olmak ve tabi arkadaş memleketine gittiğinde öğrenci evine gizlice arkadaşları toplamak. kola cips eşliğinde edilen sohbetler. tamam bira da var ama ben içemezdim. alkolle aram hiç iyi olmadı:/ acı geliyo napimm.
    -tunus tunalı diye bağıran o servisçi aklıma geliyor. ha bi de akşamları tunalıda takıldıktan sonra kızılaya yürür, kızılay'dan kalkan son kampüs servisine binerdik. deli gibi dolu olurdu, poşete kusanlar vs. : )
    -kütüphanede deli gibi ders çalışıp 2si1 arada ile verilen tatlı molalar.
    -bir akdenizli olarak kar yağışı sonucu bembeyaz olan kampüste kar ile oynanan keyifli zamanlar.
    -platonik aşklar. ilk açılışlar. kabul edilişler( canım arkadaşlarım hala gorusuyorum :) )
    -not hesapları. sunu alırsam a1 düşer curve şöyle olursa geçerimler.
    -ayakta ve oturma sırası:) seni asla unutmadım 230.
    -red deers'in karizmatik oyuncuları. antremanlarını izlerdim bazen ;)
    -city unutmamak lazım. köz dönerini özledimmmm^^bam'ı da unutmamak lazım. öğrenci evi ve yurtlarda kalan kişiler için akşam oturacak güzel yerler vardı hiç değilse çimler.
    -keşke kampüste havuz olsa denilen zamanlar. şimdi harika havuz yapmıslar. görmedim ama internette baktım biraz.:)
    canım okulum diyorum (bkz: hacettepe), evet çok şikayet ediyordum. ama bana mücadeleyi öğretti bunu biliyorum. yüksek lisansımı başka okulda yapınca değerini daha da iyi anladım. mutluluğa ulaşma yolculuğumda bi barınak oldu benim için...
    nickimi alma sebebim ayrıca:)
  • yeni eğitim öğretim yılının başladığı şu günlerde öğrenci sayısının yüzde bilmem kaç artmasıyla hafta sonları kampüsten dışarıya çıkmanın ve kampüse gelmenin yegane yolu olan 230 numaralı otobüslerin sayısı artmaz ve seferleri artırılmazsa kimsenin girip çıkamayacağı bir üniversite yerleşkesi olacak. gelsen gidemiyorsun, gitsen geri dönemiyorsun. resmen kapanın elinde kalıyor, o otobüs, kilometre olma yolunda ilerleyen kuyruklar... öyle tuhaf...
hesabın var mı? giriş yap