bir kadının varoş olduğunu belli eden detaylar

• dün sahilde tam önümde bir çift vardı.
  kız kendini dünyanın en güzel ve alımlı kızı gibi görüyordu ama değildi o sırada kumsal kenarında yürüyen bikinili çok tatlı bir kız önlerinden geçti. önümdeki kız “ay şunun tipine bak yaa çok çirkin” dedi çünkü yanındaki erkeğe algı operasyonu yapmaya çalışıyordu çünkü kızın kendi de fiziği de duruşu salınışı da çok güzeldi. ama plan tutmadı çünkü sevgilisinin “ niye kızın neyi var ki bence gayet güzel” demesiyle kız şoka girdi ve sevgilisiyle deli gibi kavga etmeye başladı. zavallı oğlan toparlamak için tam bir saat dil döktü en son artık “aşkımm sen kendine nasıl rakip görürsün bu çirkin kızı aşkolsun ya” falan diyordu.
  
  işte bu kız tam olarak bir varoştu
• varoşlukla fakirliği karıştırmışsınız, akbille kötü giyimle falan ne alakası var varoşluğun.
• anlatacağım detaylar genellikle bekar, çocuğu olmayan türlerde görülmektedir. varoş kadını, genellikle instagram veya facebook gibi sosyal mecralarda, kız kardeşinin veya başka bir akrabasının çocuklarının fotoğraflarını paylaşıp “bal kızım, yakışıklı prensim” vb. şeyler yazıp o söbü kafalı çocukları bizlere çok tatlı şeylermiş gibi empoze eder.
  
  zorunlu edit: arttırıyorum, kendi cinsinin kötü yönlerini belirten başlıklarda feminizm kasması. ayrıca yapılan her kötü yorumu psikolojik rahatsızlığa bağlarlar.
  
  zöge: arkadaşlar ben varoşun kralıyım. başlık açılsın “varoş yazarlar veritabanı” diye ve beni başa yazsınlar gocunmam. ama lütfen kendinizi kralın kızıymış gibi gösterme çabasına girmeyin. sosyolojik deli olduğum tanısını koyan geldi psikologa gitmemi önerdi. madem tanı koydun gel ücretsiz terapi ver. kimisi eski entrylerimden varoşluk aktığını belirtmiş, kendine aynada hiç bakmadan.
• yazmayayım ki, okuyup kendilerini düzeltmesinler.
• raki icmesi.
  
  kadin dedigin raki icer muhabbeti cikti, sonra bu kendini modern sanan varoslar turedi. meyhanelere gidip yildiz tilbe'nin cover yapip arabesk gibi soyledigi pop sarkilari falan soyluyorlar, dertli dertli sozler paylasiyorlar. bildigin mahalledeki mahmut abi kivamindalar.
  ozellikle beyaz yakali hanimlar, sozum size. bira icince bile daha modern görünüyorsunuz benden söylemesi.
  
  edit: hahah mesaj kutum varoslarla dolmus ve favori sayisiyla paralel olarak %10'u oraninda mesaj sayisi da artiyor.
  tamam, hepiniz oxford'lardan, stanford'lardan bilmem ne kolejlerinden mezunsunuz ve yurt disinda masterlar falan yapmissiniz anladik ama okumak cehaleti aliyor eseklik baki, hatirlatirim :)
• halka küpe büyüklüğü,
  düşük bel pantolon,
  sarı saçlıysa sarının tonu,
  kızıl saçlıysa kızılın tonu,
  takma tırnak,
  nail art,
  aşırı şişirilmiş dudak,
  çok büyük meme,
  sıkça göz içine çekilen kalem,
  
  aşırı güncel türkçe pop dinlemek,
  “felan” kelimesini kullanmak,
  hayvan sevmemek,
  kitap okumamak...
• asıl üç üst entry'de (bkz: #135738889) geçen listedekilerin tam tersini yapan kişi varoştur. yazar arkadaş tersten tanımlamış. zira birkaç madde hariç çoğu iyi eğitimli, entelektüel ve kültürlü akademisyen arkadaşlarıma uymuyor. ama listeye göre mahalle dilberlerinin çoğu varoş değil tam tersi elit çıkıyor. öyle tersten bir liste hazırlamış arkadaş.
• 8000 erkeğin içinde çalışan bir kadın olarak kufretmemin beni varoş yaptığını öğrendim. oysa ki sadece ağır sanayide işler böyle yürüyor. arada küfür ediyorum.
  
  bir de memelerim büyük diye de varoş oluyormuşum. bu şey gibi " yeşil gözlüler " varoştur demek gibi bir şey. ınsanlar, vücut uzuvları yüzünden varoş oluyorlarsa, siz de bu beyin ile varoşsunuz o zaman.
• (bkz: #135738919) entry de yazıldığı gibi toplu taşıma kullanmanın varoş ve fakirlik olduğunu düşünen kişilerle arkadaşlık etmesidir.
  ayrıca cahillik belirtisidir.
  
  edit: entry silinmiş. ilgili yazar şu ifadeyi kullanmıştı; "cüzdanını karıştırın eğer istanbul kart bulursanız varoştur."
• bazı söylemleri. özellikle “erkek dediğinin” diye başlayanları misal, erkek dediğinin;
  - evi, arabası olacak,
  - en az yirmi bin lira maaşı olacak,
  - senede üç dört kez beni tatile götürecek.
  
  kendisi gerçekleyememiş, bulunduğu toplumun ve çevrenin materyelist değer algısını en derinlerde barındırmış olmaları, kendilerini bir birey olarak değil, maddi karşılıkla sunulan bir lütuf olarak görmeleri.