• hoyratça tırnaklana tırnaklana kanatılmaya razı oluştur. her seferinde bir parçanı daha koparır nankörce. sen onu yeniden var etmeye çalışırken o seni her geçen günle biraz daha öldürür...
  • bir vücuttaki ömrü yaranın iyileşme sürecine endekslemektir, takii bir sonraki açık yaraya kadar, yara sahibinin "koşş, yetişş, kanıyoo!!" diye haykırmasına kadar..
  • yara iyileştikten sonra yara bandı misali bi kenara atılmayı da -tercihen çöpe- kabullenmektir çoğu zaman. kim yaranın kabuğuna kafa yorar ki? bi de daha kötüsü yara sahibinin size borçlandığını düşünmesidir ki, kimse alacaklısını sevmez. hazırdan da olmak vardır işin ucunda yani.
  • altin selobant odulune layik bir metafor.
  • hayatin kisirliklarindandir. kabuk olanin yaralarina da kabuk olacaklar cikacaktir. kabullenmek degil de baslangic diyelim, her konuda baslangic kosullari vardir, bilinmeyenler, bilinenler, tahmin edilenler, cozulmesi gerekenler, birakilmasi gerekenler..vazgecerek buzlu bir camin ardindan izlemis olmaz miyiz hayati? baslamakla seffaflasir cam, dokunamasan da izlemis olursun, belki de kirilir bir gun..kirilmasa da olur,benim degil mi yasananlar?
  • kırılmayı öğrenmek.
  • boşluk doldurmak, ikame etmek; adınla değil doldurduğun boşlukla, kabuk olduğun yarayla hatırlanmaktır. sevgi değil, aşk değil; yeni bir aşk, yeni bir sevgi için basamak, iyileştirip özgüven sağlayacak, kalbi dokunuşla iyileştirecek hep şefkati, dostluğu ile hatırlanmayı kabul etmektir. aşkın, sevginin yanında ikinci planda kalmayı kabullenmektir.

    her şey insanlar için olsa da; hayatta doğrular kişiye ve koşullara göre göreceli de olsa, iyileşmiş bi kalpte birinci olarak yerin almak daha bi başka, daha bir özel olmaktır.
  • insan hayatında ancak 1 kere yaşanabilecek bir kabulleniştir, bir ikincisi olmaz - olamaz.
hesabın var mı? giriş yap