• kendisi cici mi cici, bıcır bıcır *, bir çok duygusunu gözleriyle anlatan bir kayıtlı okurdur. entrylerimin bir çoğunda etkisi olduğunu burda itiraf ederek kendisini onore etmeyi bir borç bilirim... bir de ailemden ve en yakın dostlarımdan bile sık gördüğüm bir kişidir kendisi... ha, şikayetçi asla değilim, ayrı mevzu...
  • kendisi;

    "çiçek gibi tazecik,
    kıymetli bitanecik,
    ana sütü gibi tertemiz....
    dudu dudu dilleri lıkır lıkır içmeli,
    gözleri derya deniz"

    bir kişidir...
    ama bunları yazıyor olmamın onun benim süpervayzır(!)ım olması ile hiç bir ilgisi yoktur...

    (meali: hem intihalci, hem yalakayım...)
  • sıkı bir okuyuculuk dönemi sonrası çaylak mertebesine eren müstakbel yedinci nesil yazar
  • okuma azmi gibi yazma azmi de vardır inşallah dedirten çaylak. yedinci nesil müstakbel yazar.
  • hiç kimseden çekmedi kendisinden çektiği kadar diyebileceğimiz, hayata dair umudunu ne kadar yitirdiğini beyan etse de aslında hepimizi gömecek kadar sağlam ve farkında olmadığı kadar iddialı nam-ı diğer tazmanya
  • bundan aylar önce aynı masada oturup şarabımızı yudumlarken demiştim ben buna "bir gün yazar olacaksın sen". o zaman alaylı bir gülümseme ile karşılık vermişti bana. şimdi soruyorum; "geldin mi dediğime?"
  • deli değil, akıl hastası olandır. ama bunu kabul ettiğinden, biraz tehlikelidir*.*

    not: işbu entry yarın mesai başladığı anda başıma çorap örecek görünmektedir. olsundur. o kadar dosya işini bu kadar işimin arasında arada kakalayan sayın müdiremi sözlüğün yüce adaletine bırakmaktayımdır.****

    yanlış anlaşılma nedeni ile gelen edit: hayır, sanıldığı gibi apranaxfort kişisi bana kendi dosyalarını yüklememiştir. onlar gayette benim dosyalarımdır. ama yazmak istemediğim doğrudur, karışmasın. **
  • ihtiyacım olan anne şefkatinin ikinci adresidir. 25 yıl boyunca edindiğim dostluklarımın içinde yer edebilmeyi bir kaç ay içerisinde becermiş olmasının yanısıra, gerçekten de şarkıda** dediği gibi bir çok konuda bana yürümeyi öğretmiştir yeniden. bunları düşündükçe, sevilmenin verdiği o en lezzetli özgüvenle karışık bir ürperme alıyor beni, bu yaştan sonra olabilir miymiş diye..

    öyle bir şefkati ve sevgisi; defansımın çöktüğü anlarda direk kaleye gelen sert şutları çift yumrukla öyle bir uzaklaştırışı var ki, çoğu zaman altta kaldığımı hissetmeme neden oluyor, sanki ben onun için hiç bir şey yapamıyormuşum gibi.. bu yüzden çok zaman, acizane dileyebiliyorum sadece; hayattaki her şeyin en iyisini hakettiğine şahidim çünkü..
hesabın var mı? giriş yap