• ayşe sarıkaya'nın canlandırdığı karaktere (nazan), en ufak bir önyargı taşımasam da hiç ısınamadığım, türk televizyonlarının en uzun dizisi. kadıncağız mı oynayamıyordu, yoksa gerçekten soğuk bir karakteri mükemmel mi canlandırıyordu bilemiyorum. şükrü veya ali eve geldiğinde her zamanki lafı aynıydı: "geldin mi?" bıkmadan usanmadan nasıl senaryoda tuttular o lafı anlamam.

    bunun dışında, hayatımda gördüğüm en saçma selamlaşmayı barındıran dizidir. yine ayşe sarıkaya'dan gidecek olursak, sözkonusu "geldin mi?" cümlesini bir "iyi akşamlar" izlerdi. allahaşkına, kim eve girince ahaliyi iyi akşamlar diye selamlar, bu ne resmiyettir, dernek lokaline mi giriyorsun?

    beni yıllar sonra sinirlendirmeyi başaran bir diziymiş aynı zamanda...
  • en en eski bölümleri türkmeneli tv'de yayınlanan dizi. erdal özyağcılar, cihat tamer'in oynadığı zamanlar. hey gidi hey.
  • dizinin bir de yazlık versiyonu mevcuttur: (bkz: yazlıkçılar)
  • (bkz: #10524216)

    ayrıca bir aralar hbo tarzı bir kanalda (yani paralı ve sansürsüz yayın yapan) yayınlansaydı replikleri ne şekilde değişikliğe uğrardı tarzında kendi kendime geyik yaptığım bir diziydi. hatta sır bu dizi için değil, türk televizyonunda yayınlanmış bilimum yapım için de bu şekilde bir düşüncem var ama gerekli başlığı kafamda oluşturamadığım için bir türlü açamadım.

    (bkz: yarak müdürüm afedersin)

    düzeltme: en sevdiğim sahnesini de yazmadan edemeyeceğim :
    yengeç hüseyin, halil bey'i (halil pazarlama) sokakta tekerlekli sandalyeyle götürürken boş bulunup : "hurda, bakır, demir, çinko! eskiler alırım eskiciiii!!" diye bağırmaya başlar. olaylar gelişir...
  • pazartesinin yani okulun habercisi diziydi. ama severdik biz. haftasonunun son eglencesiydi.

    karakterler coktu (cemil, sabri, sevket, mine, ali, kayin babalar, kapicilar, almancilar, katil, sedat, huseyin, doktor kadin, her sene yeni gelenler, yaz yaz bitmez...) ve detayli islenirdi. birol guven'in kendi dizisi icin "frekans" diye tanimladigi ayni seylerin tekrar tekrar olmasi durumu (birol guven boyle teknik bir jargondan konusuyor tabi millet bisey zannetsin diye) bu dizide de cok olurdu ama cocuk muyduk yoksa ayari biraz daha mi iyi olurdu bilemiyorum. hafiften sosyal icerikli mesajlar verirdi arada bir...
    baktim da sozlukculer fazla burun kivirmis bence, cok kalite bir dizi olmasa da vasatin ustu cizgisini cok uzun yillar koruyabilmistir ve bu bile aslinda turk televizyon tarihinde buyuk basaridir.

    ha bi de bunun yazlik versiyonu cikmisti bi ara yazlikcilar diye. o da benzer kalitede biseydi.
  • çok saçma... daha ilk bölümde katilin kim olduğunu söylediler.
    katil, şu horozları tutan adammış...
    lanet olsun be!
    ne zevki kaldı...
    neyse artık... ben de eşekler vadisi el salvadora bakayım biraz...
  • bir dönem show tv'de yayınlanırken ratingleri düştüğü için yayından kaldırıldıktan sonra mehmet emin karamehmet'in annesi seviyor diye tekrar yayına başlayan dizi.
    kadıncağız vefat ettikten sonra tekrardan yayınına son vermiştir.

    konu ile alakası yok ama ali*yi her zaman kıskanmışımdır. babasının arabasını zırt pırt alışını, gömleklerini akranım olduğu için özenle kıskanmışımdır.
  • hiç unutulmayacak bir takım deyimleri hayatımıza sokan, türkiye de çekilmiş en iyi dizilerden. peki nedir bu deyimler (kronolojik sıra içerisinde olmayabilir, aklıma geldikçe yazıyorum) :

    1 - got got got : bir horoz ancak bu kadar güzel anlatılabilir, hele ki hayvana gıcık oluyorsanız ağzınıza cuk oturur.

    2 - kedi babası : sabri bey'in gıcık oldugu sozlerin en basında geliyor, bir insan kedi babası mı olur yahu ? birini gıcık etmek icin birebir.

    3 - masuk isimli papagana ait soylemler : babacım kapıcı, catlak catlak, aptal yesim, fifuu fifuu (ıslıkları) ve daha niceleri. farkında mısınız bilmiyorum ama karsımızda icinde bulundugu durumu inceleyip sonuclar cıkaran, insanları tanıyan ve onlara birden cok takma isim takan bir papagan var (kargaların en zeki kus oldugunu duymustum, ama masuk bu sacmalakların hepsini cope atacak nitelikte!)

    4 - dunkof (dummkopf) ve nein halis : aranızda bu diziyi izleyip, saf saf (aptalca kelimesinin kibarlastırılmısı) hareketler icerisinde bulunan arkadasına dunkof demeyen var mı ? (alternatifi icin : (bkz: abadi) )

    5 - internetten cızz : mail atarken bile diyorum hala icimden, send tusuna basınca cızzzz...

    6 - tak! : insanın kendine guvenini getiren muthis bir unlem. tamam abicim, tak!

    7 - anaaam katil : hala bazen korktugum zaman (yine icimden) anaam katil derim ben.

    8 - alzemhaymer : alzheimer hastalıgının, ayla hanım tarafından inatla yanlıs telaffuzu.

    9 - patlatırım enseni, teker teker in su basamakları : halisin babasının türkiyeye armaganı!

    10 - alti kere sekiz : yine bu diziyi izleyen nesiller tum carpım tablosunu ezbere bilseler bile bu sorunun cevabını 68 olarak verecektir (68 amca!).

    11 - kırarım boynuzunu iblis : cinnet halinde hala cevremden duydugum (aslında korkunc bir manası var) bana komik gelen soz.

    12 - bosnaya 5 fuze daha atılmıs : belki "abarttın artık !" diyorsunuz ama vallahi degil, bira deyince aklıma otomatikman bu laf geliyor.

    13 - tertip : bu lafı nasıl unutabiliriz ki? ben ilk defa bu dizide duydum tertip lafını, ve malesef yine bu dizide tiksindim. yani askerlik arkadası tamam da, o tezgahtar kız neden diyordu surekli ?

    14 - sayın abim : apartmanın korkulan adamı, apartmanın en igrenilen (igrenilen agır oldu belki ama bulamadım baska bi sey) adamını bu sozlerle onore ediyor, oldukca etkileyici. (halen bazı durumlarda severek kullandıgımı soylememe gerek yok sanırım?)

    15 - (cıvık) babam afedersin : bastaki cıvık yerine herhangi birsey konulursa saygı ifadesi olarak kullanılıyor.

    16 - tutuyorum zaptı! : seni oldururum! den bile daha korkutucu etkisi olan bir tehdit. (gerci sonlara dogru cafer efelenip "tutasan tut!" diye cıkısmaya baslamıstı)

    17 - yandan carklı : halil pazarlamanın lakabı idi, simdilerde binlerin lakabı oldu.

    18 - mö gibi : aslında her duruma uyan bir soz, ama genelde bir hosnutsuzluk barındırıyor gibi?

    19 - yumuşak yumuşak : halis'in harika repliği. öpüceksin kızı böyle yumuşak yumuşak.. ne tatlı. (ne tatlı da halise özgü kalıplardan biridir) (batu hatırlattı, teşekkürler batu!)

    (not 1 : aklıma gelenler bunlar simdilik, ama hatırlamaya ve hatırladıkca yazmaya devam edecegim)

    (not 2 : cok alakasiz olacak yazdiklarimla ama yazmadan edemiyorum. bu kapıcı cafer ekmek filan dagıtırken mutlaka evin salonuna kadar girer, ev ahalisiyle bir cift laf ederdi. bu hareketine tek tepki de sedat beyin karısından gelirdi : "girme su pis ayaklarınla salonun ortasına kadar!" kadın yerden goge kadar haklı vallaha, diger komsular biraz fazla sımartmıslar cafer beyi)

    (not 3 : aynı cafer turkan hanımın sıcak cukulatalarını icip icip bardagı yalardı: "oooh gul, su turkan hanımın cukulatalı kahvesi de...")
  • ilkokul dönemindeki çocukların sosyal gelişim süresince model alabilecekleri yığınla karakterin yer aldığı, her pazar günü yayınlanan ve ertesi günün okul olduğuna ve tırnakların kesilip mendillerin hazırlanması gerektiğine işaret eden dizidir.
  • dizinin jenerik müziğinin elektro gitar versiyonu:
    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=7zvvv-xrqs4)
hesabın var mı? giriş yap