• resimleri evlerin duvarlarına asılacak kadar güzel olan, sanatçı ruhlu ve duygusal kişi. her ne kadar çok sık göremesem de, arada bir attığı çağrılarla beni mutlu eden. tear maidenın sayesinde tanıştığım en çok sevdiğim insan olma özelliğine sahip hatun.
  • #8886577 numaralı entrysine istinaden; daha benim kim olduğumu bilmeyen kişidir. jimi'ye falan benzemem ben. "kendisiyle uzun süreli ilişki hede hödö" saldırısına karşılık, "hatunların efendi adam yerine piç tercihi" diyorum ve köşeme çekilirken smileyi de eksik etmiyorum... söz savunmanın.
  • tanımaktan dolayı acayip mutlu olduğum, yaratıcı çizer, çevirir, biçer döver güzel mi güzel şahsiyet. ikimizin birliğinin diğer ikiliye karşı tabi ki üstün geleceğini söylemeye bile gerek duymadığım, aynı davanın yolunda sırtımı dayadığım silahşörüm. kendisi gibi bir yarenim olmasından pek de afiyet duymaktayım.

    vermiş olduğu faideli bilgiler için ayrıca teşekkür ettiğim; makyaj yapma ve arif'i kıl etme sanatlarına duyduğu derin ilgi ve alakasından ne kapsam kârdır diye düşündüğüm baykuş. pek severim.

    (her ne kadar bir eteği uğruma feda etmiş ve sağ elinden yarım gün boyunca tiksinmiş olsa da beni az sevmek yerine birilerine suçu atmasıyla da gözüme girmiştir hepten*. düşünceliliği* dolayısıyla da göz doldurmuştur. çok sevilmiş, çok öpülmüştür. iade-i ziyaret yakındır*.)
  • muhabbetin ve ittifakın suyunu çıkardığım ve yakında dibine de vuracağım nesildaşım, ` :kirazküpedaşım,arkadaş`ım.
  • tesadüfler zincirinin pek mütevazi ve açık sözlü halkası. "nerden bilebilirdim ki" insanı.
  • kafası ıslak gezer bu, sopalıktır*.
  • kültür vasıtasıyla ulaşmak ve çeşitliliğini kutlamak istediğim insan. altın günü yapıyorum dese giderim. o kadar kesin konuşuyorum bak. **
  • kendisini kullanarak, başkalarına nazire yapmaya ya da ayar vermeye tenezzül dahi edemeyeceğim kadar değerli biridir benim için.

    kendisiyle hukukumuz, daha önceye tekabül eder ve ikimizden başka kimseyi ilgilendirmeyecek bir vesile ile başlamıştır. o zamanlar bile, nerden nasıl bulup gördüm fotoğrafını bilmiyorum ama, simsiyah gözlerindeki o parıltı ve dudaklarındaki minik tebessüme bakıp ''kötü biri olamaz. olmamalı.'' diye iç geçirdiğimi hatırlıyorum. çok değil, son üç beş aydır kurduğumuz samimiyet ile de, ne kadar isabetli bir karar verdiğimi görüp, kendimi tebrik ediyorum.

    karşılıklı itiraf ederek, salya sümük ağlayarak, ''yok artık?'' diyerek, kendimizi daha fazla salak yerine koymaktan artık vazgeçerek başladığımız muhabbetimiz; en sonunda karşılıklı kahkaha atmaya, ''güçlü ol, tamam mı?'' diye birbirimize gaz vermeye, dedikodu yapmaya, ''en kısa zamanda kanlı canlı görüşelim.'' dilekleri dilemeye kadar ilerledi. bir daha o simsiyah gözleri, parlayacağı yerde kızarıp dolarsa, buna sebep olmuş olanları meşe odunumla tam burada bekliyorum. evet.

    - bi nevi girl-power yahu?
    - ahahahha!
  • ışığın girmediği, işgal edemediği özel bir siyahlığa sahiptir, derine indikçe umutsuzlaşan ve kararan bir renk değildir bu.. aksine daha da saf, daha doğal ve umut veren bir dışavurumdur.. kaynağından içebileceğiniz kadar saf ve temiz bir düşünce seli sunar hiç çekinmeden, ilk karşılaşmanızda bile noktaların bitiremediği, virgüllerin yavaşlatamadığı cümleler sarfederek zihnin uyuşmuş kıvrımlarını canlandırır. aldığınız darbeler sonucu neye uğradınızı şaşırırsınız ama bu şaşkınlığı giderecek kadar da kendinden emindir, konuya hakimdir.

    ...gecenin paylaştığıdır.

    *
    - saçmalıklara anlamlar yüklemek sanattır.
    al yükledim.. nokta nokta.
  • siyah fakat karanlıktan korkan.. aslında karanlıktan değil, onun doğallığını kullanıp da içine pusu kuranlardan çekinen.
    bu yüzden hep derim; doğallığı bozulmuş karanlık, yıldızları görmemizi sağlamaz, aksine engeller..
    ama o'nun duyacağı küçük bir ses yıldızların üzerine çıkmasına yetecektir, bu gece de olduğu gibi.. umarım bundan sonra hep yıldızların üzerinde kalırsın, hiç dönmezsin bu kirli sahte karanlık dünyaya..
hesabın var mı? giriş yap