• 2013 türkiye'sinde gerçekleşmiş sinir bozucu olay. hem de caddebostan-feneryolu sahilinde.

    bu zulmü gerçekleştiren insanlıktan nasibini alamamış bütün şahıslar katıksız orospu çocuğudur. bu böyle biline.

    bu ömercan'ın açıklaması:

    --- spoiler ---

    ülkemin taze şiddet trendinden biz de nasibimizi aldık

    ali halit diker, can türkdoğan ve ben ev arkadaşlarıyız. 30 yaşlarında üç bekar erkeğin ev arkadaşı olması çok ideal bir durum değil ama bizim şikayetimiz yok. hatta işin kimi eğlenceli tarafları var. örneğin gecenin birinde, hem de ertesi gün iş varken denize girmeye karar verip sahile gidebiliyoruz. bağdat caddesi, göztepe'de oturmanın güzel yanlarından biri bu. çok temiz olmasa da şehrin ortasında denize girebiliyoruz. lüks olmayan, herkese açık bir eğlence bu. plaj yerleşim yeri olan evlere de uzak, yani çıkarılma ihtimali olan gürültüden de çekinmeye gerek yok. yani biz öyle sanmıştık.

    nedense çarşamba gecesi iki arkadaşım ve benim denize girmemiz bir grup insanı rahatsız etti. orada oturan, yaşayan insanlardan bahsetmiyorum. bizim gibi sahil tarafında olan tiplerdi bunlar. 7-8 kişilik bir grup genç, bize "siz allah'a küfrediyosunuz" filan diyerek önce biz denizdeyken bize taş atarak daha sonra denizden çıkınca da çevremizi sarıp yumruk ve tekmeyle saldırdılar. allah'a küfretmekten kastettikleri ile ilgili olarak anlayabildiğimiz denize girdiğimiz sırada queen'den bohemian rhapsody şarkısını söylememiz olsa gerek. bizi patakladıktan sonra yardıma gelen iki-üç yaşlı amca sayesinde olay yerinden uzaklaştık. ben ucuz atlattım; can'ın göğsünde tokat izi, yüzü şiş, ali'nin ise kaşı patladı, gözü şişti, kol ve bacağında kas zedelenmeleri oldu. bedenimizden çok gururumuz kırıldı tabi ve fakat gururumuzdan daha çok kırılan bir yönümüz de oldu...

    o kırılan şey; yaşadığın ülkeyi sevme düzeyin. beni ve arkadaşlarımı tanıyan tanır. mükemmel insanlar olmasak gerek, ama terbiye, edep, adap bilen, iyi niyetli insanlarız. insanın ağzından çıkan laftan sorumlu tutulması gerektiğini düşünen insanlarız. yaptığımız şey olsa olsa gürültüsü ile birilerini rahatsız etmiş olabilirdi, ama dediğim gibi yerleşim yerlerinden uzak olduğumuz için bunu umursamıyorduk ki? tek günahımız gece ay ve yıldızlara bakarak, suyun içinde şarkı söylemek. o şarkı da ingilizcesi olan herkesin anlayacağı gibi ne allah'a, ne dine, ne de kutsal herhangi bir şeye ne küfür ne de hakaret eder. fakat sanırım karşılaştığımız cehalet ve de anlamadığı, yabancı bulduğu her şeye şiddet ile karşılık vermeye özendirilen bir toplum aradaki farkı anlayabilecek bir toplum değil. ya da öyle olmaktan kasıtlı olarak uzaklaştırılıyor. her şeyi geçiyorum, bir rahatsızlık duyduğunda iletişim veya diyalog yoluna girmeyen, önüne çıktığına saldıran insanlarla bir arada yaşamak, işte bu üzücü olan. ama asıl yaşadığım ülkeye biraz daha küsme sebebim bu değil. asıl sebep; insanların bu davranışlara en tepedeki mevkilerden özendiriliyor, onlara cesaret veriliyor olması. yani kısaca imam sıçıyor ve cemaat de sıvıyor. bize geçmiş olsun, ülkeme de yazıklar olsun.

    --- spoiler ---

    bu da ali halit'in:

    --- spoiler ---

    öncelikle herkese geçmiş olsun dileklerinden dolayı teşekkür ederim.

    iki ev arkadaşımla 21 ağustos'u 22 ağustos'a bağlayan gece yarısı evde biraz demlendikten sonra her zaman yaptığımız gibi denize girmek istedik. göztepe sahile indikten sonra denizde hem alkolün etkisi hem de keyfimiz yerinde olduğu için bağıra bağıra şarkı söyledik. söylediğimiz şarkı da queen'in bohemıan rhapsody'si idi. tam da "malum" yeri söyledikten birkaç dakika sonra hepsi aşağı yukarı aynı giyimli (beyaz üst, siyah alt) 8 (veya daha fazla) kadar kişilik bir grup önce sözlü olarak taciz etti:

    "allaha peygambere küfür mü ediyosunuz lan!" ve bilimum küfürler ile

    ömercan ve can "hayır şarkı söylüyoruz. yanlış anlaşıldıysak özür dileriz. ağzımızdan küfür bile çıkmadı." minvalinde açıklamalar yapmalarına rağmen küfürlü tacizlerinde bir de sahilden ellerine geçirdikleri taşları denize atmaya başladılar. bu hareketlerinden sonra sakince denizde uzaklaşmalarını bekledik. gözden kaybolduklarında bir adam gelip "hemen denizden çıkın gittiler" dedi. bunun üzeine hızla denizden çıkıp eşyalarımızın yanına gittik. tam eşyalarımızı toparlarken yeniden sahile indiler. tam olarak ne dediler hatırlamıyorum ama öfkeden kudurmuş bir şekilde üzerimize yürüyorlardı. yeniden "küfür etmediğimizi" açıklamaya çalışırken bir tanesi beni boğazımdan tutup elini arkaya attı. (bu arada işin tuhaf kısmı bir tanesinden "telsiz" sesi geliyordu. sonra telsizlinin beni boğazımdan yaklayan olduğunu fark ettim.) elini arkaya attığı an "kesin bıçak çıkarıcak. aha öldüm. buraya kadarmış." diye düşünmeye başlamıştım ki hayatımda yediğim en sert yumruğu yedim gözüme. muhtemelen kaşım o sırada açıldı. ilk yumruğun etkisinden kurtulamamıştım ki arkadan 2 ya da 3 kişinin daha geldiğini gördüm. o sırada bir yumruk daha yedim. bir darbe daha aldıktan sonra da yere düştüm. bu arada can ve ömercan'ı göremiyordum. yerdeyken birkaç darbe daha aldım. yerden nasıl kalkıp koşmaya başladığımı hatırlamıyorum. tek düşündüğüm ömercan ve can için yardım bulmaktı (ussain bolt'un 100m rekorunu kırmış bile olabilirim. hem de kumda). biraz koştuktan sonra bir kadın ve erkeğe rastladım ve yardım istedim. bir süre sonra can ve ömercan'ın karşıdan geldiğini gördüm. ömercan'ın ve can'ın dediğine göre zangır zangır titriyormuşum. o kısmı hayal meyal hatırlıyorum. sonra hızla eve gittik. sonra da hastane (florence nightingale). kaşıma dikiş atıldı. daha sonra tekrar eve döndük ve sol gözümün çok iyi görmediğini fark ettim ve bu sefer göztepe acil'e gittik. tomografi ve göz muayenesinden sonra sabah 8'e doğru eve vardık.

    bugün olayla ilgili polise şikayette bulunacağız. hayırlısı olsun.
    --- spoiler ---

    bu da can'ın açıklaması

    --- spoiler ---

    şöyle yazayım. caddebostanda denize girmiştik saat 12:30 gibi, şarkı söylerken bir grup genç siz dine kitaba küfrediyosunuz iddiasında bize küfür etmeye başladı, daha sonra gittiklerini sandığımız bir anda denizden çıktık. meğer bekliyorlarmış bizi, biz küfür etmedik, yok öyle birşey dememize rağmen bize saldırdılar. karşılık vermedik, 3 kişi yaklaşık 8 9 kişi tarafından darp edildik, 3 amca gelip grubu dağıttı. ben eğilmişken gitmiş olduklarını farkettim sadece. omzum ve çenem zarar gördü, birazcık da sol gözüm. alinin kaşı patladı, ömercan sağlam. travmatik bir gece oldu. bohemian rhapsody söylemek ve hayata etkileri

    --- spoiler ---

    (bkz: https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/…48275_n.jpg)

    edit: can'dan şöyle bir update var:

    --- spoiler ---

    nası unutacağız, nasıl sileceğiz bilmiyorum. yok efendim içmişler zaten haketmişler, kafadan sallama bir olay diyen insanlara verecek cevap bulamıyorum, bulmak da istemiyorum, gerek yok. umarım kimse yaşadıklarımızı yaşamaz ve nasıl bir his olduğunu bilmez, çok güzel günler geçirerek yaşar. geçmiş olsun dileklerini ileten herkese çok teşekkürler, iyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız, insanlığın varlığına dair umudumuzsunuz.

    --- spoiler ---
  • münferittir o münferit. müslümanlar hiç böyle sudan sebeplerle adam döver mi?

    kesin münferit.
  • inanmayanlar için yapılacak bir şey olmayan elim olay.

    dayak yiyenlerden can bizzat arkadaşım ve kendi ağzından dinledim olayı. o yüzden siktir git inanma. senin inanmaman bişeyi değiştirmez.

    bu olay yaşandı. kamera kayıtları da var.
  • dayak baslamadan (bkz: mustapha) ya gecselerdi yirtabilme potansiyeli yuksek olacaklardi diye dusundugum kotu olay
  • yok böyle hikaye olmaz,
    inandırıcı değil,
    telsiz pek uymadı,
    mantıklı değil vs. gibi yorumlara hayret ettim.
    olay sanki zurich'de, vancouver'da yaşanmış da onun şaşkınlığı yaşanıyor.
    bilmem farkında mısınız burası akp'nin yıllardır iktidarda olduğu,
    eli palalı hanzoların savunmasız genç kızlara saldırdığı ve serbest bırakıldığı bir ülke,
    polislerin özürlü insanları dövdüğü bir ülke.
    hanginiz ağzı yüzü dağılmış fotoğraf çektirip internete koyar ve
    böyle bir hikaye uydurabilir, onu burada yayınlayabilir.
    hangi türk genci gururunu kırarak bize sopa attılar der?
    inanmakta zorluk çektiğiniz ne?
    bir anlayabilsem?
    konuya inanma zorluğu çekenlerin hemen hepsinin de 'camide içki içtiler'
    yalanlarına kayıtsız şartsız inanmaları da olayın bir başka boyutu.
    ne olduğunuzu, kim olduğunuzu, neye inandığınızı bilmiyorum ama
    bildiğim bir şey var ki içinizde benim içimde olan vicdan yok,
    utanma duygusu yok, dürüstlük yok, insan sevgisi, hayvan sevgisi yok.
    hatta sizde allah korkusu da yok.
    siz kula kulluk etmek için doğmuşsunuz.
    yazık.
  • %100 doğru olan olaydır.

    dayak yiyenlerden ikisi üniversiteden arkadaşım, diğerini tanımıyorum. tanıdığım iki arkadaş gerçekten kendi halinde olan, gayet akıllı, yaratıcı işler yapan ve çevrelerine saygılı insanlar.

    fotoğraf da paylaşmış adamlar bakın durumumuz bu diye (ki facebook ve twitter hesaplarında daha fazla dayak fotoğrafı var) hala nasıl yalancı bunlar diyebiliyorsunuz? var olm böyle manyak insanlar bu ülkede. saçını beğenmediği için laf atan, duruşunu sevmediği için kafa atan adam çok. belki gün içerisinde bir şey yapamıyorlar ama gece karanlık oldu mu ve sizi boş buldular mı "bir bahane bulsak da saldırsak" diye pusu kuruyorlar.

    ha sizin başınıza böyle bir şey gelmemiş olabilir ki gelmesin de zaten. ancak yalan yeaaa demeden önce azıcık ülke gerçeklerini bilin. böyle ruh hastalarının aramızda yaşıyor...
  • ölene kadar bu şiddete maruz kalanların akıllarından çıkmayacak olay.

    ali halit diker, ortaokuldan arkadaşımdır, ayrıca grubumuzun ilk demosunun kapak çizimini de kendisi gerçekleştirmiştir. ali'ye ve arkadaşlarına buradan başlarına gelen bu elim olay nedeniyle büyük geçmiş olsun diyorum.

    bu olay üzerine ben de başımdan geçen bir hikayeyi sizlerle paylaşmak isterim. yıllardan 2004, bir yaz gecesi, yer edremit/akçay. iki arkadaşımı birkaç günlüğüne yazlığımızda ağırlamıştım. gece akçayda biraz demlendikten sonra saat 02:00 gibi eve doğru yürüyorduk. köşe başında pinekleyen 8-9 genç, kendilerini 15-20 metre geçtikten sonra, arkamızdan "metallicacılar, nirvanacılar, satanistler, sizin saçınızı sikeyim" gibi övgü dolu naralar atmaya başladılar. oralı olmadık, aradaki mesafeyi açmıştık ki motorsikletlerle gelip önümüzü kestiler. ne olduğunu anlamadan bir arkadaşımıza patır kütür dalmaya başladılar. arkadaş kaçıp sırasını savdığında diğer arkadaşımla bana girişmeye başladılar. hepimiz çil yavrusu gibi ayrı yerlere dağıldık, onlar da bölünüp üçer kişilik gruplar halinde bizi kovaladılar. neyse, bir şekilde izimizi kaybettirdik. çok fazla hasar da almamıştık çok şükür. karakola gittik, şikayetçi olduk, devriye arabasıyla sokakları turladık, saldırganları aradık, bulamadık. tatilimiz zehir oldu tabi. ve bu üç arkadaş, ne zaman bir araya gelsek bu olayı konuşuruz hala.

    dediğim gibi bu tarz olaylar insanın aklından asla çıkmıyor. ve malesef özgür olarak yaşamayı becerememiş insanlar, başkalarının özgürlüğünü kısatlamaya çalışıyorlar.
  • doğruluğunu bilemem, fakat hayatında bir kez besmele duymuş herkesin bohemian rhapsody'deki "bismillah" kelimesini anlayabileceğine adım gibi eminim.

    sonuç olarak kötü bir olay, kimsenin başına gelmesin.
  • olayla ilgili görgü tanıklarına ulaşıldı. yapanların kimliğinin tespiti konusunda önemli bir gelişme ve bilgi var. bunlar teyit edilince kamuyla paylaşılacaktır.
hesabın var mı? giriş yap