• "kurtlar vadisi pusu"da polat alemdar'ın okuduğu bölümden sonra satış patlaması yapan kitap.
    kitapyurdu.com'da haftanın en çok satanı olarak görünüyor şu anda.
    http://www.kitapyurdu.com/coksatan/default.asp

    konu hakkında yüksel aytuğ'un yorumu da ilginç:
    http://www.sabah.com.tr/…t_edebiyat_programi_yapsin
  • ahmet turgut tarafından kaleme alınan, bugün içinde yaşağımız coğrafyada ve orta asyada süregelen yaşam biçimi ve kullanılan dil öğelerine ilişkin 3000 yıl öncesi ile bağlantılı açıklamalara yer veren kitaptır. akıcı bir dille yazılan roman düğün, cenaze gibi olayların, kutlamaların ve dini ritüellerimizin şamanizm ve atalar kültügibi inanç sistemlerinden ne derece etkilendiği konusunda bir çok fikir vermektedir. politeizmve monoteizm arasındaki çarpışmayı yansıtmayı çok iyi başarmış ve göktanrı inancına sahip olan bozkır insanlarının müslümanlığa geçişinin altında yatan nedenleri iki inanç arasındaki benzerlikleri vurgulayarak açıklamıştır .
  • türk tarihi üzerine şahane kurgulanmış bir roman. romanda yer alan her satırın yazmak olsun, hacim kaplasın diye yazılmış olmaması bence en önemli özelliği. daha fazla söylecek söz bulamıyorum. bu roman anlatılmaz, tarif edilmez sadece okunur.
  • orhan pamuk gibi yazarlara hararetle önerilen romanmış bu. bu vesile ile pamuk olay örgüsü ve kurgu öğrenecekmiş.

    hmmm...
  • bundan bir yıl kadar önce hepsiburada'nın en çok satanlarında dikkatimi çekip aldığım kitaplardan biri. tam da tarihi, kurgusal bir kitaba aşerdiğim bir anda görünce almıştım, meğersem kurtlar vadisi'nde çıkmış ondan bestseller olmuş. herneyse, kitap fena değil. kurgusu güzel. edebi olarak daha iyi yazılabilirdi belki, ama kurgusunu oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim. beklediğim kadar saçmalık yoktu. derli toplu güzel bir kurgu olmuş. yalnız karakterlerin islam'daki karakterlerle yakınlığı fazlaca göze çarpıyor. mesela temir - hz. ali, begrek - ebu talip, vs. gibi yazarın istemli veya istemsizce kaçın(a)madığı karakter benzerlikleri var. bir de yeşilçam karamurat-malkoçoğlu filmlerinden kaçmış gibi duran dolunay karakteri göze batıyor: bizans kargasından nasıl böyle bir melek doğmuş muhabbeti...

    yazar, "hiçbir ümmet yoktur ki bir peygamber göndermiş olmayalım" ayeti ile türk peygamber bilmiyor oluşumuzu birleştirip, iyi bağlayabilirsem hazır kurtlar vadisi seyircisi de tam böyle bir kitle, icabında satış rekorları bile kırarız demiş gibi görünüyor. haksız da çıkmamış sanki...

    kitabın genel bir sinopsisini vermek gerekirse: şimdiki kırgızistan-kazakistan-çin sınırı civarında bir dağda gülce diye bir bozkır kadını doğum yapar ve ikiz doğurur. doğumda öldüğü için öktem ve aşena adındaki ikizlere babaları begrek ve sonradan evleneceği ikinci eşi umay bakacaktır. umay kendi doğuracağı gürhan ve aybars ile beraber dört çocuğu ayırt etmeden büyütür. bir gün öktem'e vahiy iner, o sırada ortamın siyasi ve askeri gücü olan andakan tigin ile aralarında bir sürtüşme başlar ve olaylar gelişir.

    kitabın kurgusu iyi denebilecek seviyede olsa da saçma görünen yerler de yok değil. kitabın asıl güçlü yanı, şimdi bile kulak dolgunluğuyla az çok bildiğimiz bazı türk geleneklerini ve efsanelerini hemen hemen hiç saçmalamadan o zamanlara bağlıyor oluşu. hah şimdi saçmalayacak derken "hmm pek de mantıksız sayılmaz" demekten kendimi alamadığım birkaç yer oldu.

    eğer canınız tarihi bir roman çektiyse ve din kavramıyla aranız limoni değilse okunabilecek bir kitap. gereksiz milliyetçilikler de yok, asabiyet falan ön planda değil. sadece islami motifler biraz fazlaca kullanılmış. m.ö. 10 bin orta asyasıyla biraz doku uyuşmazlığı olmuş sanki.

    not: "ne güzel, roman okumayalı epey oldu, kafamda film çeviririm, biraz hayal gücüm çalışır" demiştim ama gelin görün ki zihnimde çevirdiğim film ister istemez mongol filmine meyletti, karakterleri, sinematografisi falan...
  • --- spoiler ---

    üzenginin icadı ve altın elbiseli adam gibi tarihi olaylar nedeniyle iskitler dönemini hatırlatan romandır.
    --- spoiler ---
  • kuran da geçen her millete bir peygamber gönderildi bilgisi ile yola çıkan ahmet turgutun, geçmiş araştırmaları sonucu kalem aldığı çok iyi kurgulanmış akıcı bir kitap. her türkün okuması gereken kitaplar arasında yer almaktadır. geçmişi ve tarihi hakkında, bugün uyguladığı gelenek ve göreneklerin nereden geldiği ilgili bir çok bilgi yer almakta.
  • cok sevdiğim bir aile dostumun arabasindan çıkarıp kiz bunu al sende dursun oku deyu emrivaki yaparak elime tutusturdugu kitap. tarihi romanları yutan biri olarak memnun oldum bu tavsiyeye ve huyum kurusun bir kitap ya da film çok konusuldugunda yüzüne bakmam. herkes unutur gider o zaman okur ve izlerim. bu kitap da benim için o kategoride.

    bu aksam başlayacağım okumaya.
  • bazı kitaplar vardır bir solukta okursunuz sonra bitince üzülürsünüz. sizi alıp götürdüğü dünyadan gerçek dünyaya dönmek oldukça zor gelir. uzun zaman sonra geç kalmış bir şekilde okuduğum enfes kitap, okunası.
  • başları fena olmayan fakat 250-300. sayfalar gibi aşırı derecede din kitabına bağlayıp sıkan roman. çağrı filmi bundan çok daha heyecanlıdır. aynı islam tarihinde olduğu gibi içinde bol bol etik ikilemler barındırır. yalnız kitaptaki peygamber türk bir lidere göre oldukça silik kalmıştır. islam devleti 3 kıtaya yayılıyor 500+ sene devam etti de bu romanda tek bir fetih okuyamadık. daha çok türklere peygamber gelseydi neye benzerdi ve ne tip inançlara tepki olarak gönderilirdi, roman buna cevap vermiş sonra çekip gitmiş gibi.

    bu kitaptan öğrendiğim en önemli şey şamanizmle gök tanrı dininin (tengricilik) aynı olmadığı. hatta kitap türklerin şamanizmden tengricilik'e geçişini anlatıyor bile diyebiliriz. (ne de olsa kitaptaki peygamberin getirdiği din de bozuluyor.)
hesabın var mı? giriş yap