• bunu dökmeden önce kalıbın iyice temizlenmesi gerekir. öyle pasmış, izmaritmiş rezillik çıkar valla. sonra alttan bakınca winston yazısını görmeyin.
  • üzeri sıvanmamış, boyanmamış ya da başka bir malzemeyle kaplanmamış beton. çıplak bırakıldığı için yüzeyin pürüzsüz olması beklenir bu sebeple küçük agrega kullanılır. mimaride bir şekilde modernizm içinde yer almış akımların favori malzemelerinden biridir. kalıplar söküldüğünde anında hazır hale geldiği için kalıplar kimi zaman alengirlidir, kabartmalar, girintiler çıkıntılar bulunabilir, böylece beton yüzey üzerinde bir desen de yaratılmış olur. ancak en bilinen dokusu dört köşesinde kalıpların tutturulmasından kalan cıvata delikleri olan kare dokudur. tadao ando'nun sözgelimi, en çok kullandığı malzemedir mesela ancak 80'lerden sonra yağmurun brüt beton üzerinde mukavemet açısından zararlı etkileri olduğu tespit edildiğinden günümüzde kullanımı nispeten azalmıştır.
  • yağmurun etkilerini azaltıcı sika marka (reklamlar) katkı malzemeleri kullanılarak, hem mukavemeti yüksek hem de pürüzsüz bir yüzey elde edilebilir.
  • mümkün olsa kendimi bile brüt beton bırakırdım.
  • brüt beton bina cephelerini, dış yüzeylerinde oluşan korozyon, lekelenme, aşınma, rutubet vb gibi etkilerden korumak ve zamanla bozulan cepheleri onarmak lazım. bunu da elbette üzerine sıva boya uygulayarak yapamayız.
    burada potasyum silikat teknolojisi yani camsuyu devreye giriyor. inorganik renk pigmentleri ile potasyum silikatın betona uygulaması ile kesite işliyor ve uygulanan yüzeyin bir parçası haline geliyor. soğuk derzleri, imalattan kaynaklı farklı dokuları dengeliyor, tahta kalıp izlerini ve yüzey karakteristiğini koruyarak vurguluyor. doğal patineye (eskimeye) imkan sağlıyor. nefes alıp veriyor (saten boya gibi sağlıksız bir ortam sağlamıyor), ekolojik, antistatik ve yanmazlığı olan bir kimyasal. ayrıca malzeme kesite işlediği için korozyona uğramış donatıları onarma yönünde çalışıyor. şeffaf bir kimyasal uygulama ile betonun gerçek rengine ulaşmamızı sağlıyor.
  • güçlendirme yapılan kolon/kiriş vs. bölgelerde de kullanılır. beton her bir yere nufuz etsin diye. en sevdiğim beton çeşididir.
    biraz yavşaktır, kalıp iyi çakılmazsa ordan burdan sızar.
  • fransızca "béton brut" söz öbeğinden dilimize yerleşip, aynı şekilde kullanılmaktadır. "ham beton" manasına gelir. tek başına bir malzeme değil, betonun mimari bir ifadesidir.

    1900'lü yıllarda kullanımı yaygınlaştıkça, hasıl olan problemler daha net gözlemlenmiştir. çıplak bırakılan bir beton yüzey, aslında bir yapı elemanının korunmasız kalması demektir. dış etmenlere maruz bırakılarak ömrünü kısaltır her şeyden önce. buna önlem maksadıyla tabi bazı gelişmeler sağlanmıştır. örneğin renksiz olup izolasyon sağlayan ya da su itici kimyasalların kullanımı ile suya karşı oluşan risk elimine edilmeye çalışılmıştır. dayanımını arttırmak için farklı katkılar da kullanılmaya başlanmıştır. bu gelişmeler neticesinde bu defa, brüt beton yüzeyinde sadece standart olarak kalıp ve tie rod izlerini görmek yerine çeşitli patternler kullanılmaya başlanmıştır. bunu sağlamak içinse farklı kalıp teknikleri gelişmiştir. öyle veya böyle, inşaat teknolojisinin özellikle son 50 senesine farklı katkılar sağlamıştır.

    zor bir karardır. birlikte kullanılan malzemelerin de beton ile uyum içerisinde olması gerekmektedir. ahşap doğallığıyla aynı tarafta yer aldığı kadar, sıcaklığı ile de karşıtlığın uyumunu sağlar. cam şeffaflığı, çelik zerafeti ile betonun önüne geçmezken, işlevlerini de yerine getirmekten geri durmaz. özellikle yapay görünen fabrikasyon bir çok malzeme, brüt beton yüzey ile oldukça sakil görünür.

    japon mimar tadao ando bayılır brüt beton kullanımına. betonun sertliğini, ışık ve su gibi doğal unsurlar ile yumuşatarak vurguyu arttırmayı başarabilmiştir. yapılarındaki beton kütlesi üzerinde küçük yırtıklar oluşturarak zamana göre değişken ışık&gölge hareketleri göstermeyi sever. tık
    "church of the light" isimli kilise yapısı, en güzel örneklerinden bir tanesidir. tık

    bazı başarılı sayılabilecek diğer örnek yapılar arasında aşağıdakileri sayabiliriz:
    habitat 67, montreal
    unité d'habitation, marsilya
    église notre-dame du raincy, paris
    boston city hall, boston
    beton brut, ahmedabad
  • çıplak beton.
    mimaride ise betonu, çeliği, ahşapı (yapı konstrüksüyonunu) kaplamadan, kapatmadan mekana katma fikri oluşunca (modernizmle birlikte) çok yaygınlaştı.

    türkiyede de çok fazla örnek var. özellikle 1960-1980 lerde yapılan beton-tuğla karışımı bina cepheleri de çok; sadece brüt beton binalar da. o dönemlerde dış cephelerde kullanılmış ama son zamanlarda iç mekanda da çıplak beton (kolon, duvar, tavan yüzeyleri) çok kullanılıyor. bunun mimari anlamda anlamlı olması için mekandaki diğer malzemelerle ilişkisi çok önemli. moda diye yapıldığında "fikir"den çok "sakil bir yaklaşım"a da dönüşebilir. iyi etüt etmek lazım.
  • bir gün çalıştığım/yaşadığım yerin penceresinden brüt beton bir bina cephesine, ev duvarına, bahçe çitine falan bakmak zorunda kalmışsam ve hala intihar etmemişsem kafama sıkmak için beklemeyin.
    tövbe rabbime, çok çirkin bir şey.
  • alibeyköy'de bir okula sınav için gittiğimde görmüştüm bu olayı ve "ulan bu okulu niye duvarlarını sıvamadan açmışlar" demiştim. çok ilginç gelmişti. şimdi adını öğrenmiş oldum çok sağol sözlük.
hesabın var mı? giriş yap