• ayşe'nin memolinin dairesinde, mehmet'in de belgin ablanın dairesinde oturduğu filmdir.

    (bkz: gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var)
  • hep masturbasyon sonrasi akla gelen laf.
  • (bkz: bu işte bir vodafone var)

    filme ürün yerleştirmeye çalışırken ürüne film yerleştirmişler. bilinçaltıma "oo vodafone red'in hizmetleri iyiymiş" gibi bişey işleneceği yerde; salonda kahkahanın kopup vodafone ile dalga geçildiği an kazındı.

    izmir'de mehmet abimizin (engin altan düzyatan) her yerde ayşe'yi (özgü namal) gördüğü sahnede, markaların logoları üstünde ayşe yazıyordu; dagi logosunda bile.. diğer tabelaların arasında dagi daha dikkat çekiciydi. başarılı ürün yerleştirme budur, her sahnese vodafone posteri göstermek değil. film boyunca antipatim coştu vodafone'a.
  • yarrak gibi film. berbat senaryo, berbat oyunculuklar, boktan bir kavga sahnesi ve vodafone red'i gözümüze sokmaları!!! özgü namal'ın bacakları için izledim yeminlen...
  • engin altan düzyatan adlı bir elemanın sunduğu rocknrollcu kel amcaları, elektro gitarın çıkardığı bin bir türlü sesleri, cihangir sokaklarını, bohem hayatları, atatürk havaalanı yolunu, havaalanı apron içini, izmir kordonu, izmir hilton otelinden körfez manzarasını, saat kulesini, sevgi yolunu, athiyeyi, carolini, vodafonu, işbankasını ve heybeliada'yı tanıtan tuhaf bir gezelim görelim programı.

    edit: bir sinema filmiymiş sonradan öğrendim. lakin hemen ardından sordum.

    -ya kurgu? ya bütünlük? ya olay örgüsü? ya heyecan? ya giriş gelişme sonuç? ya karakterler?ya senaryo? ya directors cut?

    -ya boşver ama engin altan düzyatan çok yakışıklı yaa, sesini inceltmesi falan çok seksiii, konuda çok sanatsal, çok bohem, çok romantiiik, çok şekil, önümden çekil!

    -pardon ya biz öküzdük unuttum.
  • ürün yerleştirme nasıl yapılmamalı hususunda her marka yöneticisine ders olarak izletilmeli (bkz: vodafone)
  • bokum gibi film.

    sıkıcı mı sıkıcı, klişe mi klişe.

    bir de nasıl reklam, nasıl reklam.

    vodafone red reklamını insanın gözüne gözüne sokuyorlar. hatta insanın gözünü çıkarırcasına.

    hem de aptala anlatır gibi.

    şimdilerde dizilerde var ya bu şekilde reklamlar. yeni bir telefon modeli mesela. dizinin karakteri "hemen x marka telefonumuzla bunu halledebiliriz" gibi senaryonun içine dahil edilmiş bir replikle reklama konu telefonu alıyor eline, telefonun çeşitli aplikasyonlarını kullanıyor, biz de bu şekilde dizinin içine yedirilmiş reklamı izliyoruz.

    al bu film de öyle işte.

    havaalanına gidilecek sözgelimi. "vodafone red zattırı zutturusuyla gideriz" diyor karakter.

    yine dizilerde sıkça karşılaştığımız bir reklam yedirmesi olarak, sokaktaki bilboard'larda, afişlerdeki ürün tanıtımları var ya.

    bu filmde de var.

    her yer, yer gök vodafone.

    biraz da iş bankası.

    hep reklam kokan hareketler.

    bir de illuminati simgeleri.

    üçgen içinden geçen gökkuşağı, bafomet, piramit...

    filmdeki kadın ve erkek, sokakta giderken erkek bir mağazanın vitrinindeki üçgen içinden geçen gökkuşağının bütün gökyüzüne yayıldığını görüyor.

    kadının evinin salonunda bafomet tablosu var.

    adamın yatakodasında piramit tablosu.

    şimdi tek tek sahnelerden görüntü alıp buraya koyardım ama ne uğraşacağım, ona sikko reyiz yapsın o işi. (bkz: michael sikkofield)

    atiye de işin içinde.

    onun da illuminati simgeleriyle bezeli klip değerlendirmesi için bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=j1ibl3adbgw

    ne ayak oğlum bu film?

    engin altan düzyatan'ın adı mehmet filmde.

    özgü namal'ınki ayşe.

    isimlerin düzlüğüne bak. çok düşündünüz mü bu isimleri?

    neyse filmi buradan vurmayacağım ben.

    --- spoiler ---

    mehmet, boşanmış.

    ayşe evli ama kocası evden kaçmış. nerede olduğu belli değil.

    bu ikisi arkadaş.

    birlikte ayşe'nin kocasını arıyorlar.

    bu arada yakınlaşıyorlar.

    mehmet, ayşe'ye aşık oluyor ama sonuçta ayşe evli diye aşkını itiraf etmiyor.

    ayşe bunu arkadaş olarak görüyor.

    ama bir tuhaf arkadaşlık.

    ayşe'de mehmet'in evinin yedek anahtarı var. sabah laps diye giriyor mehmet'in evine, çiçek falan suluyor, kahvaltı hazırlıyor.

    mehmet de böyle habersiz gelmesinin doğru olmadığını lisanı münasiple söylüyor. "böyle habersiz geliyorsun ama belki çıplağım" diyor.

    ayşe'nin cevaba gel:

    - ne olacak ya, yetişkin insanlarız.

    bunlar adaya gidiyorlar ayşe'nin kocasını aramaya. son vapuru kaçırınca otelde kalmaya karar veriyorlar. hay allah ki otelde de bir tane oda kalmış. "ne olacak ya, arkadaşız" diyip geçiyor bunlar odaya.

    başta mehmet yerde yatıyor. sonra ayşe bunu yatağa çağırıyor. "ne olacak yaa, arkadaşız."

    sonra mehmet yatağın kenarına ilişiyor.

    ayşe diyor ki:

    -kotla mı yatacaksın mehmet?

    hop, kot pantolonu da çıkarıyor mehmet.

    - ne olacak ya, arkadaşız.

    ulan?

    tamam arkadaşsınız ablam, lafımız yok da, azıcık sanki bokunu çıkarıyor olabilir misiniz?

    en sonunda tabi bu ikisi kavuşacak, ne olacak?

    mehmet, izmir'de konsere hazırlanırken, hemen o an, o dakika, ayşe'ye aşkını itiraf edesi gelecek.

    bir koşu uçakla istanbul'a gidecek.

    tam ayşe'ye aşkını itiraf edecekken a aaa ayşe'nin kocası gelmiş, bunlar barışmışlar.

    yine bir koşu uçakla izmir'e dönüp konsere yetişecek.

    ayşe sürpriz yapıp konsere gelecek.

    mehmet ayşe'yi görecek izleyiciler arasında.

    sahneyi, gitarı bırakıp ayşe'nin yanına gidecek.

    öpüşecekler ve film bitecek.

    --- spoiler ---

    klişenin dibi.

    http://birazsinema.blogspot.com/…yalnizlik-var.html
  • hatırlarsanız, yazarımız bir önceki eserinde "git kendini çok sevdirmeden" diyerek, bu kitabın ipuçlarını vermiştir bize alttan altta. "yahu git dedik, hakkaten gitti!" serzenişi olsa gerek. [hala okumadım]

    üçlemenin sonuncusunu sabırsızlıkla bekliyoruz.
  • hem kitabını okudum hem filmini izledim hem de şarkısını dinledim

    3'üne toplamda 10 üzerinden 1 veriyorum.
  • bir roman adı.

    - oğlum çok güzel kitap ismi buldum!
    - hadi ya, yine mi?
    - "bu işte bir yalnızlık var"
    - hmm, peki tam olarak ne demeye getiriyorsun bununla?
    - yani adam yalnız ama böyle olmamalıydı manasında. ya da şey de olabilir. adam yalnız çünkü bazı yanlışları olmuş..
    - anladım.
    - of çok pis gaza geldim hemen başlayayım yazmaya. hastasıyım edebiyatın!

    kitabın adını her duyduğumda kafamda canlanan bu diyaloğu daha fazla içimde tutamadım üzgünüm.
hesabın var mı? giriş yap