• eskişehir'in en abartılmış mekanı. net.

    cafe del mundo... bu arkadaşlar ellilik tuborgu yazıyla on, rakamla 10 liraya satmaya başlamışlar. 10 lira... bir bardak bira eskişehir'de 10 lira... işçinin, memurun, öğrencinin kenti eskişehir'de elli santilitre bira 10 lira... ki, eskişehir'de bira fiyatları yedi ile sekiz lira arasında değişirken... gözünüzü toprak doyursun!

    anladık, dünyayı dolaşmışsınız, nerede değişik obje varsa almışsınız dükkana koymuşsunuz, çok şey görmüş, çok yer gezmiş, çok farklı insanlarla tanışmışsınız ama kusura bakmayın esnaf olamamışsınız. dün akşam biz buraya altı kişi gittik ve birinci katta, bakınız teras demiyorum, birinci kattaki barın yanında iki adet dört kişilik masada oturduk ve biliyoruz ki, bir arkadaşımız daha gelecek. yani 8 kişinin oturacağı yerde 7 kişi oturacağız. yani sekizde yedilik bir doluluk oranı söz konusu. zannediyorum, artık, eskişehir esnafı müşteriye böyle bakıyor. neyse, madem sekiz kişiyiz, madem iki ayrı masadayız, madem arkadaşız diye neden masaları birleştirmeyelim dedik ve iki masa arasındaki rakamla 20 cm, yazıyla yirmi santimetrelik boşluğu masaları birbirine yaklaştırmak suretiyle bertaraf ettik. evet, amacımız tanıdığımız, bildiğimiz insanlarla konuşmak, koyu bir sohbet etmek, arkadaşlarla vakit geçirmek... ama burada masa birleştirmek yasakmış! tamam, anlarım işletmelerin kendilerine göre kuralları, prosedürleri olur ama bunu müşteriye söylemek çok önemlidir. masaları birleştiğimizde bir çalışan ışık hızıyla gelip gayet alaycı, gayet küçümseyen tavırlarla (evet, burada çalışanların çoğunun burnu çok büyük), "arkaaşlar burada masa birleştirmek yasak" dedi, neden diye sorduğumuzda, "ıı şey prosedür gereği" diye cevap verdi. "başlarım senin prosedürüne, adamı hasta etmeyin evladım" diye çıkıştığımda "haklısınız tabii efenim" olduk. arpanız bol geliyor diyerek karşılık verdik!

    kendi müşterini yaratmak isteyebilirsin, kendi markanı yaratabilirsin, türkiye'de zincir olabilirsin ama doğduğun, ilk para kazandığın yerde yaşayan insanlara böyle davranmamalısın. şu saatten sonra buraya gitmem, gidene de engel olurum. bir kişi, bir kişidir!

    önemli not: tanıdığım, bildiğim her gönülden eskişehirli gibi, eskişehir ile ilgili bir konuda duygusal davranıyorum.

    daha da önemli not: eskişehir'in ve eskişehir ile ilgili her şeyin reklamını en iyi eskişehirliler yapar. ciddiyim bak!
  • iki erkek gittiğiniz zaman kapıda dam soran bir yer olmuş artık. sanki gece kulübüne giriyoruz arkadaş. istanbul dahil hiçbir barda iki erkeğin kapıdan döndürüldüğünü görmedim ben. arkadaşlar kendilerini anjelique sanmaya başlamışlar galiba. iki bira içip kalkacağız işte ki ben 8 senedir geliyorum sizin cafelerinize. asıl sorun o değil aslında. ilk zamanlar öğrencilere hitap eden bir mekanken şimdilerde 50'lilik biraya sekiz lira verdiğiniz bir yere dönüştü. adamlara sorsanız otostop gezilerini anlatır, hippilik günleriyle övünürler.
  • geçen cuma, izmir'deki şubesinde, oturacak yer bulamadığımızdan ayakta kaldık. gitsek mi diye bakınırken, şapkalı sevimli bir garson kız, "size ayak birası ısmarlıyorum, n'olur gitmeyin" deyince, kendimizi ayakta beleş heinekenleri yudumlarken bulduk. biraları bitirmeden de boş bir masaya yerleştik. sıcak kanlı garsonlara sahip, hoş mekan.
  • ankara bahçelievler şubesi için konuşuyorum;

    bahçelideki favori mekanımızın bok oluşunu izledik resmen. bir kaç ay öncesine kadar, ucuz içmek istersen az sayıda seçeneğin olduğu, ama farklı bir şeyler deneyeceksen 15-20 lira gibi fiyatlara farklı şeyler deneyebildiğin bir yerdi. şimdi her şeye2 ile 5 lira arasında zam gelmiş, yemekler hariç. belki yemeklere bile gelmiştir, bilmiyorum, zaten yemek yemek için gideceğim bir yer olmamıştı hiç. çoğu kampanyaası saçma sapan saatlere sığdırılmış durumda, bizi mekana bağlayan 1 litre bira 10 lira gibisinden abartı bir kampanya vardı, şimdi o saat 5 e kadar (lan ben işten 5 te çıkıyorum zaten? ) ve 12.5 lira (fiyat hala güzel, lafım yok)

    ama şu an guiness 18 lira, lyncburg lemonade 30 lira. tüm kokteyller 20-25 liradan 25-30 liraya fırladı mesela. yer bulma konusu ise ayrı dert. çatı katından haber gelir, yer boşaldı diye, hatta baya boş yer vardır. sıra yoktur girişte, yukarı çıkarken "müşterileri masalara yerleştirmeden sorumlu del mundo bakanları" dikilir karşınıza, afedersiniz hiç yerimiz yok der. seni bekletir uzun süre, iki sap gelmişsen zaten mekana var ya olabildiğince sikimsonik bir yere atar sizi. düşünce olarak aslında çok güzel kapıda bir iki kişinin olması, 4 kat dolaşmamıza gerek kalmadan bizi boş yere yönlendirmesi.
    ama mekan tutulmaya başlandıkça, gelen sayısı arttıkça, bu adamların da götü kalktı. -afedersiniz arkadaşlar, ama gerçekten bunun adı "götünüzün kalkması"-
    sonuç: mekan bir müşterisini (artı ev arkadaşım, artı normal şartlarda getireceğim diğer insanlar) kaybetti.
    ne derece umurlarında olur bu tabi bilmiyorum.

    lan bahçeliye gerçekten düzgün bir yer açılmıştı ve ta daa... şansımızı sikeyim.
  • bugüne kadar bu adamlara ödediğim abartılı hesapların ardından quiz night gecesinde birinci olarak beleş bir şişe tekila içmek suretiyle içimin yağlarını erittiğim mekandır. saçmasapan bir yolma politikaları var bunların, hayatlarında doğrudüzgün üçbeş müessese görememişlerin bayıldığı biryer olmasından mütevellit bu fiyatları çok kolay geçirebiliyorlar insanlara..

    bu arada 29ekim gecesinde 1000liralık ödül verilen quiz nightla ilgili şike olduğundan bahsedilmiş buna da açıklık getirelim. quiz night del mundo için yeni bir durum değil, bu işin acayip mudavimleri var. biz bu haftaki quiz night gecesinin kazananı olduk ama yaptığımız şey 6 kişi toplam 1 pc, 6 telefon, 1 tablet kullanarak tüm soruları inadına googlelamak oldu. bunu yapmazsanız veya yapamazsanız kazanma ihtimaliniz sıfır çünkü sorular sıradan sorular değil, ciddi çalışıyorlar bu sorular üzerine. yani şike cart curt demek çok saçma kalıyor, sırf quiz night için gelen gruplar var ve yanlış hatırlamıyorsam 1000tl ödülünü alan grup yaklaşık 12 kişi civarıydı, varın gerisini siz düşünün.. orta çağ döneminden üflemeli çalgı fotoğrafı koyuyor adamlar soru olarak, bunu herhangi birinin akıl mantık yoluyla bilme ihtimali yok. aynı şekilde misal japon mutfağından bir yemek soruyorlar ya da 70lerden bir albüm kapağı soruluyor vs vs..

    ayrıca dünyanın heryerinden içkiler var denmiş, bunu söyleyen hakikaten iyi bir alkolik olamaz varunaya ait hiçbir barda böyle birşey bulamazsınız. içebileceğiniz en uç bulunamaz bira duvel dir ki bunu artık metro bile satıyor. bağımlı olarak özellikle eskişehir del mundocuları için tavsiyem farklı birşey içmek istiyorsanız drunken duck a gidin. carlsberg, gusta, olmeca gibi sikko içkilere boşuna para dökmeyin, en azından paranızın hakkını alın..
  • dünyanın onca yerini gezip görmelerine rağmen dünya insanı olamamış,ahlak anlayışlarına akıl erdiremediğim işletmecilere sahip mekandır efenim. böyle bir konspet yaratıp eskişehirdeki bütün marjinal tipleri toplayıp mekandaki televizyonlarda dünyanın bilmemneresinde esrar içerken çekilmiş fotoraflar döndürüp etrafa biz farklıyız biz rahatız mesajı verirken sevgilimle yalnızca öpüşüyoruz diye uyarıldığımız mekandır (bkz: sex otobüsü).beni önce bir hayli şaşırtmış sonra saolsunlar bana yine türkiyede yaşadığımı hatırlatmışlar türkiyede en rahat en geniş fikirli olduğunu savunan kesimin bile aklının bir köşesinde yobazca fikirler olduğunu kanıtlamışlardır.sonuç olarak bu ikiyüzlülüğü nedeniyle bir daha gitmeyi düşünmediğim mekandır.
  • kapitalizm denen şey her boku fiyatlandırır. aklınıza gelecek her şeyi. marketlerden oksijen alacağımız günleri biz göremeyecekse de bir gün birileri görecek. bundan eminim.

    insanlar fayda esasına göre hareketlerini ve davranışlarını düzenler.

    -buna ücret öderim çünkü...
    -buna ücret ödemem çünkü....
    -buna ödeyemem çünkü.... vs. vs.

    eskişehire iş için sıklıkla uğruyorum. sahipleri ile tanıştım, çiçek gibi çocuklar.. kimseye yaranmak gibi dertleri olduğunu zannetmiyorum. bir işletmeleri var, para kazanıyorlar, dünyayı geziyorlar ve bu şekilde mutlular. faydalarına göre davranışlarını şekillendirmişler yani.

    ben de oraya gittim ve hiç de öğrenci tarifesi gibi olmayan fiyatlardan içkimi içtim. playlist'lerine de müdahale ettim. sevdiğim arkadaşlarımla sevdiğim müzikleri dinleyerek, dışarıda bir yerde eğlenceli vakit geçirdim. evet bedelini de dört kişi bölüşüp ödedik.

    ha şimdi çıkacak biri sana mı kaldı bunları korumak diyecek. desin efendim. şuna bağlamak istiyorum, kapitalizmden nefret eden her insan gibi bu sistemin içinden çıkamayan bir zavallı olarak bedelini ödeyerek içtik, yine içeceğiz.
  • verilen tiplerin çalışanlara dağıtılmayıp mekan sahiplerinin + birkaç çalışanın(o da çok şanslı olanlar) yurt dışı entel kunel seyehatlerine harcanan mekan. yahu zaten öğrenciye ittirmekten dünyanın parasını kazanıyorsunuz orada, matah bir yermiş gibi eskişehir ortalamasının üstünde fiyatlarınız var, bir de üstüne zaten kendisi de çoğunlukla öğrenci olan, cebine günde ekstra beş lira girse sevinen çalışanın tipine neden göz koyuyorsunuz ey adamlar!
  • uçan fiyatları ve artan ilgisizlikle kısa zamanda başlardaki imajından uzaklaşan mekan. zaten varunalarda adet oldu, millet alıştıktan sonra fiyatları abartmak. tamam müzik, ortam güzel de bu fiyatlar o gezgin ruh haline hiç de uymuyor.
  • gecen ay izmir subesine gidip gorme sansim oldu bu mekani. yillar once de eskisehirde gitmistim ve cok ozenmistim. izmirin birbirinin aynisi mekanlarindan sonra oldukca guzel gelmisti boylesine ozgun ve hikayesi olan bir yer.

    ancak soyle bir olay var ki, su anda almanyada karsimdaki marketten 90 cente aldigim schneider weisse adli birayi (ki vedat milor da bu birayi gecen sene yaptigi bira tadiminda hayatinda ictigi en iyi bira olarak yorumlamisti) 30 tl'ye satiyor bu mekan. ya tamam vergisi falan filan ama biraz insaf ya o fiyatlar ne oyle? tamam market fiyatina satmiycak tabi ki ama disarda da zaten 2.7 ile 3.3 euro arasinda degisiyor fiyatlar.

    mekanda yalnizca ayin firsati yada happy hour gibi naneler sayesinde ucuza tuborg icmek mumkun ama onun disinda o 33luk biralara 25 liralar 30 liralar vermek sacmalik.
hesabın var mı? giriş yap