• matematik, mantık ve utanma bilmeyen dinciler hala "statüko, bik bik bik" diye üste çıkmaya çalışıyor. yahu bu azalmanın kamudaki türban yasağıyla ne alakası var? kamuda çalışacak başı açık kalmadı mı, o kadar mı muhafazakarlık arttı herkes türbana girdi? hem elimizde kamudaki kadın oranıyla ilgili bir bilgi yok. kamudaki kadın sayısında tüm türkiye'nin oranını bu kadar düşürecek bir azalma olması imkansız. olan azalmanında hangi statükünun suçu olduğu belli. bütün kadrolar badem bıyıklı doluyken hala ergenekoncu statüko kadınları sokmuyor işe demek beyinsizliktir.

    kadın sayısı en çok sivilde yani türbanın yasak olmadığı yerde azalıyor. evet muhafazakarlaşma arttıkça kadınlar daha çok kapanıyor ve kocaları (her boku attığınız statüko değil) kadınların çalışmasına izin vermiyor. sadece kocaları da suçlu değil, yeşil sermeye de türbanlıları kendi işlerinde istemiyor. örneğin medipol abuk cemaatlerden birinin. ilk açıldığında kadınların çoğu türbanlıydı şimdi sadece hademeler türbanlı. işte dinci ahlaksızlığı buradan geliyor. "türbanlı kızlarımızı okutmuyorlar" diye bağırıp mezun olduklarında onların çalışmalarına izin vermiyorsunuz, izin alan çıksa bile iş vermiyorsunuz.

    bu arada kadınlar günündeydi sanırım, kadın örgütleri tayyip'i türk kadını evinin süsüdür, kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek, en az 3 çocuk doğurun gibi beyanatlar yüzünden eleştirip, "akp kadınların evde oturup sadece annelik yapmasını istiyor" dediğinde tayyip çıkıp "ben kadınlarımız anne olsun dedim diye beni eleştiriyorlar, annelerimizi hor görüyorlar ben bütün annelerin ellerinden öpüyorum, annelik kutsaldır" gibi bilindik demagojilerinden birini yapmıştı. tabi imam böyle yaparsa cemaati de çıkar "statükocular kadınlarımızı çalıştırtmıyor" diye saçmalar, doğal yani.
  • bu satırları okuyan ekşi sözlük yazarlarının ortalama yaşlarının 20 - 25 dilimine düştüğünü bilerek hakkında bir takım tespitler yapmak istediğim istatistiklerdir. (yaş konusuna nereden girdin oric demeyin ileride anlatacağım)

    öncelikle "islam kadına en az 3 çocuk yaptırıp eve kapatıyor, sosyal hayattan uzaklaştırıyor" deniyor.

    evet, şu anda toplumda öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor çünkü türkiye'nin nüfus ve demografik geleceği hakkında akp'den başka fikir beyan eden parti yok. ben pozitif bilime inanan insanların daha çok destek verdiği chp'den böyle bir çalışma beklerdim. bakın bir takım tespitler var türkiye'nin nüfus artışı hakkında

    (bkz: en az 3 çocuk doğurun/@oric)

    eğer özet geç ... diyorsanız, özetle türkiye'nin veya her hangi bir ülkenin [caps]mevcut nüfusunu genç / yaşlı piramidini çok da bozmadan[/caps] koruyabilmesi için her ailenin ortalama 2,4 çocuk sahibi olması gerekiyor. bu bilimsel ve sosyolojik bir gerçek. türkiye'nin nüfus artış hızı bu ortalamanın altına inmiş durumda ve düşmeye devam ediyor. bu da şu demek, siz değerli sözlük yazarları ve okurları emeklilik yaşınıza geldiğinizde bugün 3 çalışan 1 emekliyi (sayın ombundsmanda bugün o gruptadır) finanse ederken, 2040-2050 arası bu oran 2 çalışana 1 emekli olacak, bunun da 2 etkisi var

    (1) devletin sosyal güvenlik sisteminin finansmanı bugünkünden de zor olacak, muhtemelen iflasın eşiğine gelecek, emeklilik yaşı belki de 70'in üstüne çıkacak
    (2) istihdam tarafında, işsizlik tarafında azalma bekliyorsunuz değil mi ? hayır tam tersine çok kalifiye veya hiç kalifikasyonluk istemeyen meslek gruplarında (profesörlük ve çöpçülük diyebiliriz) istihdam yaratacak insan gücü bulamıyacağız ve yurtdışından ithal işçi getireceğiz

    bu 1 ve 2 numaralı senaryolar bugün avrupa'nın bizzat yaşadığı sorunlardır. 30 sene sonrasını planlıyorsak ki planlamalıyız, bu ülke bizden gelecek nesiller için emanettir, bu politikaların "islamci, şucu, bucu" denmeden tartışılması lazım.

    peki bu ortalama 2.4 çocuk nasıl olacak ? eğer kırsal ağırlıklı bir nüfus devam etseydi, köylerde ve kasabalardaki 6-7 çocuklu aileler biz kentli nüfusun 0,1 çocuklu ailelerini takviye etmeye devam edecekti ama türkiye'de kırsal nüfus hızla azalıyor, ileride şehirde yaşayan kadınlar daha da fazla olacak, şehir yaşamında birilerinin 3 ve üzeri çocuk sahibi olmalarına devam etmemiz gerekiyor. bu durumda da çalışan kadın nüfus, çalışan annelerin giderek arttığı bir topluma doğru gidiyoruz. bir aile için, o ailenin annesi için bir tarafta 3 çocuk, bir tarafta kariyer kolay işler değil. sosyal devletler bu ikilemi hem çocuk başına teşvik vererek, hem de kreş, daha erkene çekilen ilköğretim yaşı gibi yöntemlerle kısaltmışlar. türkiye'nin yoğunlaşması gereken mesele daha az çocuk sahibi olmak değil, sahip olunan çocukların kadına daha az yük getirecek şekilde hem finansmanı hem de eğitimi konularıdır. mevcut iktidar ve sonrasında gelecek iktidarlardan benim şahsen duymak istediğim bu sorunları nasıl çözecekleridir, gerisi fasa fiso.

    2006 - 2008 'de çalışan kadının payının azalması konusunda da 2 cümle söylemem gerekirse : çevremizde yoğun ve yaygın şekilde kadınların işten çıkartılıp yerlerine erkeklerin istihdam edildiğine yönelik somut gözlemler var mı ? diğer bir sorulacak soru da 2006 yılında işsiz erkek nüfusunun % kaç olduğu. bu iki sorunun yine kaynak tuik istatisklerine göre cevabı şu noktaya bizi götürüyor. 2006 - 2008 arasında özellikle tarım dışı istihdam, sanayii sektöründe yoğun bir işçi alımı var, tabiri caizse erkek işçi çalışan sektörler ekonomik krizde çıkarttıkları işçileri geri almışlar, tekstil gibi kadın emeğinin yoğun olduğu sektörler ise aynı ivmeyi yakalamamış. sonuç olarak çalışan kadın sayısının artmaması kadar çalışan erkek nüfusun hızlı artışı bu oransal değişikliğe sebep olmuş
  • bu iddiayi adeta bir forward mail uslubunda eksi sozluge yansitanlarin kunyesine baktigimizda, gecmiste (bkz: %40 çıkacak enflasyonu %0 çıkarmak) gibi sacma iddialari da yine bir iki gazetede okuyup sozluge tasidiklarini goruyoruz.
    o zaman iddialarini teker teker curutmustum. (bkz: %40 çıkacak enflasyonu %0 çıkarmak/@leave)

    simdi de izninizle ayni seyi yapmaya calisacagim.

    sirasiyla:

    1. once kendi isaret ettiginiz birgun gazetesi'nin haberine bakin ne yaziyor

    "8 mart kadınlar günü kapsamında yazılı açıklama yapan petrol-iş sendikası, günümüzde neo-liberal iktisat politikalarını dayattığı esnek çalışma biçimlerinden en çok kadınların zarar gördüğüne dikkat çekti. ab ülkelerinde kadınların yarı zamanlı ve kısa süreli işlerde çalıştırıldığının belirtildiği açıklamada, kadınların aynı işe karşılık erkeklere göre daha düşük ücret aldıkları vurgulandı. türkiye’de kadın istihdamının giderek yıllar itibariyle giderek açıldığının belirtildiği açıklamada, “resmi istatistiklere göre 2006’da çalışan kadın oranı yüzde 34 iken 2008’de yüzde 21.6’ya düştü” denildi."

    imdi, gazeteciligin temel kurali nedir? yazdigin haberin 5n 1k'sini aciklamak.
    o halde, bu habere gore:

    kim soyluyor?
    petrol-is sendikasi
    ne zaman?
    8 mart
    ne soyluyor?
    “resmi istatistiklere göre 2006’da çalışan kadın oranı yüzde 34 iken 2008’de yüzde 21.6’ya düştü”

    peki bakalim petrol-is sendikasi hakikaten oyle mi demis?
    acalim bakalim, websitesindeki 8 mart tarihli basin duyurusunu hep beraber okuyalim:

    "resmi istatistiklere göre 1988’de çalışan kadın oranı yüzde 34. 3’idi. bu oran 2006’da yüzde 24 olurken, 2008’de yüzde 21. 6’ya düştü. kadının statüsü genel müdürlüğü’nün (ksgm) ocak 2011'de yayımladığı türkiye' de kadınların durumu başlıklı raporda yer alan verilerde ise istihdam oranının %22.3'e indiği görülüyor."

    azicik (!!) bir fark var sanirim.
    (bkz: çalışan kadın oranının %34'ten %21.6'ya düşmesi)
    yerine
    (bkz: çalışan kadın oranının %24'ten %21.6'ya düşmesi)
    olmasin sakin o?

    izninizle biraz sitem edecegim:
    sozum sanadir guzel arkadasim.
    gazete haberini okuyorsun.
    belli ki seni sasirtan bir haber olmus, sozluge tasimaya niyetlenmisin. pek guzel.
    ama belli ki turkiye'de yasiyorsun. yani turk basininin geldigi icler acisi noktadan, yerlerde surunen kalite seviyesinden haberdarsin.

    haberin tarihi belli. iddiaya gore bu lafi kimin ettigi belli. ne zaman ettigi belli.

    iddiayi gore bu lafi edenin websitesini bulmak cok kolay. google'a "petrol-is sendikasi" yazabilmek yeterli.
    websitesinde de butun basin bildirileri tarih sirasina gore dizilmis duruyor.

    onca saat laf salatasi yapacagina, iki dakika zaman ayirip haberin dogrulugunu arastirsan, dogrusunu sen de goreceksin. ne kendini ne de bizi yoracaksin.
    di mi guzel arkadasim? bu ortamda paylastigin somut iddialarin guvenilirligini arastirmak, bu ortama gosterdigin sayginin da bir tezahuru degil midir? yanlis mi dusunuyorum?

    al iste simdi, yine yatsiya kadar bile yanmadi mumun. yine verdigin bilgiler yanlis, dayandigin kaynaklar guvenilmez cikti.
    al iste simdi, yine seni elestirenler hakli cikti.

    zaten hep boyle yaptigin icin, sacma sapan kaynaklardan alinan her asparagas haberi, sanki forward mail'mis gibi, iki dakika arastirma zahmetine bile katlanmadan sozluge yetistirdigin icin degil mi sana yapilan elestiriler?

    biraz ozelestiri yaparsan hak vereceksin guzel arkadasim.
    daha saglam, daha mesnetli, daha dayanakli tartismalar dilegiyle.

    konunun ozune dair bir iki lakirdi:
    aslinda turkiye'de kadinin isgucune katilim orani ile kente goc arasinda baglanti kuran arastirmalar da var, ilgilenen okuyabilir.
    bence dogru teshis edilmesi gereken bir sorun bu. kanimca, kente gocun yanisira kayitdisi calismanin da buna etkisi var.
    zira koyden kente goc eden kadinlarimiz bir anda yan gelip yatmiyorlar elbette, gundelikci/temizlikci/camasir gibi islerde alinlarinin teriyle haril haril calisiyorlar. ama kayitdisi olarak yapilan bu calismanin herhangi resmi verilere yansimasi cok daha guc elbette. yani bu konuda tuik verilerine biraz supheci bakmak yerinde olabilir.

    bir de son olarak bu konuda fazlasiyla deginilmis, kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek hususundaki gorusumu tekrar edeyim dedim:
    (bkz: kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek/@leave)
  • kadını, evinde oturup en az 3 çocuk yapması gereken bir kuluçka makinesi olarak gören zihniyetin iktidarı döneminde ortaya çıkması şaşırtmayan durum.

    (bkz: hayaldi gerçek oldu)
  • bu durum ilgimi çekip değişik istatistik sitelerinde şöyle bakınayım dedim. nasıl yorumlanır bilemiyorum ortaya çıkan tablo. enflasyonun kalemleriniseçimindeki saçmalık gibi bir durum var. orada da aslında bize aşılanmak istenen enflasyonun olmadığı değil mi?

    sürekli bir bahar havası estirmekle iyi yönetilmiş olmuyor ülke. kasıtlı olmadığına inanmak saflık olur. tablolarla ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak.

    ilk durağımz tüik elbette. tüik için link koyamıyorum, sıkılmazsam ekran resmini alacağım, entri sonunda.
    2002 tr türkiye 28,4
    2003 tr türkiye 27,7
    2004 tr türkiye 25,7
    2005 tr türkiye 25,6
    2006 tr türkiye 26
    2007 tr türkiye 26
    2008 tr türkiye 26,6
    2009 tr türkiye 27,7
    2010 tr türkiye 28,8

    verilerimize göre 2002'den beri düşse de binde 4 lük gibi bir artış kadın işgücünde.

    worldbank istatistiklerine göreyse

    turkey
    2001 25,00
    2002 25,20
    2003 23,80
    2004 22,90
    2005 22,20
    2006 22,20
    2007 21,70
    2008 21,70

    2008'e kadar veriler mevcut sitede. ve burada görüldüğü üzere ise kadın işgücü giderek düşmekte. worldbak için link:

    http://search.worldbank.org/…_no=2&qterm=employment

    oecd sitesinden elde edilen verilere göre ise

    2002 26,6
    2003 25,2
    2004 22,3
    2005 22,3
    2006 22,7
    2007 22,8
    2008 23,5
    2009 24,2

    burada da bir düşü gözükmekte. yüzdelik dilimler bize bunu söylüyor. oecd için link:

    http://www.oecd-ilibrary.org/…women_20752342-table5
    (bu linkten ayrıca kadın işgücü oranlarındaki oranımıza dikkat etmenizi isterim. iş yaşamında hakkettiği değeri veren bir ülke konumundan ne kadar uzak olduğumuz rahatlıkla gözlenebilir.)

    bu istatistiklerde kadın işgücü oranlarına bakıldı hep. elbette daha başka verilerde göz önünde bulundurulmalıdır. ancak ortaya çıkan tablo genel itibariyle kadın işgücü oranlarında bir azalma söz konusu olduğu. hal böyleyken çıkıp da yok öyle bir şey demek, tamamen sizin politik duruşunuz ve o duruş esnasında ne kadar omurgalı oluşunuzla alakalı.

    edit: şu entri zamanın ötesinde ya. algınızı eşeğin dübürüne sokayım çok afedersiniz.
  • herhalde 3 çocuk projesine transfer olmuşlardır
  • bu düşüşü ve ilgili istatistiği 22'ye yuvarlamayıp 21.6 olarak göstermek ergenekon işidir.
    duple yol ya duple yol, memnuniyetsiz ateist pornoculara yaranmak zor...
  • bakanlar kurulunda bir tek bakanın eşi çalışıyor. statüko evde otur demişmiş. özel sektörün tamamının, boyunlarıyla birlikte önlerinde eğildikleri bakanların, hiç birinin eşi çalışma arzusu dahi duymazken, ya da izin verilmezken. yeşil sermaye bile kendinden olan kadın çalışanlardan yeterince bulamazken. yarın türbanı her yerde serbest bıraksan çalışan kadın sayısını artacağını mı sanıyorsun. türban serbestliği geldiğinde çalışan kadın sayısı artacağına çok daha azalacaktır. türbana hapsettiği kadınını, o erkelerin dışarıya salacağını nereden çıkarıyorsun. bilmediğimiz yeni bir islami düşünce mi çıktı ortayada biz kaçırdık.
hesabın var mı? giriş yap