• otomobil camlarının ultraviyole ışınlarının oldukça geniş bi dalgaboyu spektrumunu zaten engellediğini bilmeyenlere uv ışınlarından korur gazıyla satılan filmlerdir.

    ayrıca bir çok ülkede belli bir koyuluğa kadar yasal olsa da ülkemizde her türlü tonunu yaptırtmak yasaktır. zira ülkemizdeki trafik kurallarında "araç üzerinde teknik hiçbir oynama yapılamaz" mealinde bir madde bulunur. cam filmi her ne kadar teknik bir modifikasyon gibi gözükmese de dışarının görülebilme yüzdesini, vs. değiştirdiği için yasak kapsamındadır.

    ancak bu yasak daha çok terörle iç içe yaşamamızdan dolayı kaynaklanmaktadır. zira içini hiç göstermeyen kopkoyu filmli bir otomobilden kimseyi şüphelendirmeden bir karakola ansızın ateş açılabilir.

    ne olursa olsun, kuralın uygulanış biçmi açısından çok büyük haksızlıklara yol açan filmdir. şöyle bir özetlemek gerekirse:

    camları tamamen ayn filmle kaplanmış 3 otomobil düşünelim, bu otomobillerden biri doğan slx, biri peugeot 206, biri mercedes s500 olsun.

    şimdi kanun ne diyor, otomobil üzerinde sonradan hiçbir oynama yapılamaz. yapılırsa ruhsata işletilmesi gerekir. (yapılan modifikasyonu ruhsata işletmek yerine deveye hendek kazdırıp üstünden atlatmanın daha kolay olacağını konuyla ilgilenenler bilir) bu durumda teoride trafik polisi bu üç aracı da fark etmesi durumunda ceza kesmeli ve "eksiklikleri giderilene kadar" trafikten men etmelidir. ancak malesef pratikte -genellikle- durum aşağıdaki gibi olur:

    doğan slx:
    - garibandır, dokunmayalım.

    mercedes s500:
    - kimbilir hangi arkası sağlamdır, ayağımızı kaydırmasın, dokunmayalım.

    peugeot 206:
    - bak bak bak, baba parası yiyen piçe bak, geç bakalım sen şöyle sağa bi çek.

    sonuç olarak, adamına göre muamelenin en naif örneklerini veren filmdir.

    edit: ilgili madde 32. maddeymiş, aradım buldum. şöyle diyor bu madde: "araç üzerinde yapılan teknik değişiklik ile adres değişikliğini 30 gün içerisinde tescil yapan trafik kuruluşlarına bildirmemek." 55 ytl para cezası, 1 ceza puanı ve değişiklikler tescil edilene kadar trafikten menle ödüllendiriliyomuş. ha her türlü modifiyeyi yapıp "ben bunları yaptım" diye bildirmek de yetmiyor tabi.
  • insana türkiye'de yaşadığını hissettiren küçük detaylardandır. ithalatı, satışı, üzerinden kesilen kdv'si vs. takılana kadar her şey serbest ve yasal fakat kullanımı yasal olmayan oto aksesuarıdır.
  • metrobüste uygulanma sebebi yaklaşan yaz sıcağında yolcuları pişmekten korumak olabilir.

    ancak bu tamamen varsayım, bilemedim.
  • sözlük'teki zeka küplerini ortaya çıkaran hededir.

    "araba üreticileri neden temperli cam kullanıyormuş camın dağılmaması önemli ise..." zeka sahibi olmadan fikir sahibi olmak böyle bir şey.

    öncelikle soruna cevap verelim kullandığın 3. sınıf araçlar harici artık temperli cam kullanmıyor araba üreticileri. en yakın range rover'a, üst sınıf mercedes'e vs. bakarsan lamine cam kullandıklarını görebilirsin.

    şimdi biraz daha ufkunu açalım:

    temperli cam normal cama göre kırılmaya, ısıya maruz kalınca patlamaya daha dirençli olduğu, her şeyden önemlisi de lamine camdan daha az maliyetli olduğu için kullanılan bir cam çeşididir.

    kaza sonrası kırıldığı için değil normal camlar gibi keskin parçalar yerine keskin olmayan (daha az keskin olan) minik parçalara ayrılıp kırıldığı ve lamine cama göre daha ucuz olduğu için kullanılmaktadır. ek olarak dağılan bu minik cam parçaları ciddi göz yaralanmalarına da sebep olabilmektedir.

    amaç kaza sonrası dağılması değil, dağılması durumunda ölümünüze sebep olmamasıdır. ancak araba üreticilerin asıl hedefi bu camın dağılması değil dağılmamasıdır. bu yüzden teknolojinin artık daha kolay lamine cam üretmeye müsait olması ya da üst segment araçlarda fiyata eklenecek 1000 usd'yi kimse siklemeyeceği için lamine cam kullanılmaktadır.

    bir halt bilmeyen trafik polislerinin zamanında size ceza kitlemek için uydurduğu desteksiz argümanları burada gerçekmiş gibi satmayı bırakın. 1 tane de değilsiniz. adım kadar eminim polisten yediğiz ceza sonrası kendinizi tatmin için bu zırvayı söylüyorsunuz.

    gelelim cam filmi meselesine; greta thunberg rüyanıza girip "how dare you!" diye çemkirmesin istiyorsanız kullanmanız gereken bir hededir.

    yazın klima kullanımınızı dolayısı ile yakıt tüketiminizi ve tabii ki co2 salınımını azaltır, kaliteli filmlerden kullanıyorsanız ultraviyole ışınlara maruz kalmanızı önler, aracınızı da bariz daha güzel gösterir.

    en ön camı film yapan sığırları, kalitesiz çin malı filmler ile görüş kaybı yaşayan ruh hastalarını, aynalı film takan moronları vs. katmıyorum işin içine. aracınıza taktığınız filmin seçimi sizin elinizde. kaliteli bir film araç içinden görüşü engellemez, dışardan karanlık gözükse de içeriden bir o kadar aydınlıktır.

    2 yıl sonra gelen edit*: videolu açıklama da eklemiş olayım.
    lamine cam - temperli cam

    bir 2 yıl sonra daha gelen edit*: yan camlar için kullanıldığını belirttiğim lamine camlar, lamine temperli camdır. ön camdan farklıdır, daha da pahalıdır.
  • devlete para pompalayan bir icat. adamlar kurnaz! bunu takan işletmelere gık demiyolar... ama hizmeti alan müşteriye ceza kesiyolar.... peki sormazlar mı adam madem bu kadar rahatsız oluyosun bunu yapan yerleri neden kapatmıyorsun neden kökten çözmüyorsun diye.

    çözer mi? paragöz devlet bir taşla 2 kuş vuruyor.

    o cam filminin satışından kdv geliri elde ediyor (ekonomi dönüyor)
    aynı cam filmi sayesinde ceza kesebilecek bir bahane buluyor (rant)
  • doğru yapılırsa kesinlikle muhteşem bir aksesuardır.
    öncelikle bu filmlerin üç farklı türü var: klasik boyalı, metal partiküllü ve seramik. klasik boyalı olanlar çok kaliteli değillerse kesinlikle solma yapar. metal partiküllü olanlar telefon ve gps sinyali kesebilir. seramik olanlar bu aralar çok popüler, benim aracımda da seramik film var.

    öncelikle arka camları karartılmış bir aracınız varsa ufak bir uyarı: cam filminin yarısı kadar korumaz. düzgün bir seramik cam filmi toplam ısının yüzde 55'ini aracın içine sokmaz. karartılmış camlarda bu seviye yüzde 20lerdedir.

    cam filminde numara olmaz, ışık geçirgenliği olur. eğer gece görüş açısından sıkıntı yaşamak istemiyorsanız ön cam için %70'ten az ışık geçirgenliği olan bir film kesinlikle taktırmayın. doğru düzgün uv, kızılötesi ve ısı koruması olan bir film değilse kesinlikle taktırmayın, paranıza değmez.

    ön cama film yapılırken konsol altına su kaçmamasına (kaçarsa da olabildiğince az) dikkat edin. sonra başınız ağrır. bu tür sorunları yurtdışında filmciler karşılar, yalnız sanayide iplemeyebilirler.

    ön yan camlar için ben %35 kullanıyorum. gece yayaları görme konusunda vs. bir sıkıntı yaşamadım. %20 de olabilir ama çok büyük ihtimalle ceza yersiniz.
    arka camlar ve bagaj için %20 veya %35 uygun olacaktır.

    markalar konusunda ise: llumar ve xpel şu anda türkiye'deki en iyi iki marka. sungard kalite olarak bir tık alttadır, ki zaten film özelliklerine bakarak görebilirsiniz bunu. yurtdışında bu markalar genelde ömür boyu garanti verir, fakat sungard arabayı sattığınız zaman garantiyi devretmez.

    ön cam için llumar air80 çok öneriliyor, ben xpel prime xr 70 kullanıyorum. air80 ışığın %78'ini geçiriyor, prime xr 70 %70.

    bu arada yaptıracağınız filmin tam ismini sorun, özelliklerine internetten bakın. tam olarak ne ile karşılaşacağınızı görürsünüz.
  • geçen hafta bunun yüzünden 172 tl ceza yedim. çıkaracak mıyım? hayır. sırf polisin işgüzarlığı yüzünden ceza yedim. daha önce hız nedeniyle yediğim cezalarda hiçbir sıkıntı olmadı. öyle simsiyah bir cam filmim de yok. yaşadığımı anlatayım. radara hız sınırının altında girdim. gayet rahat rahat ilerliyorum. çevirme ekibindeki yine de işaret yaptı sağa çek diye. ben de önce çektim arabayı ama araba biraz yol üzerinde kaldı. biraz daha ilerleyip iyice kenara yanaşayım dedim. çok değerli paşa çocuğu polis hazretleri 10 metre yürümek zorunda kaldı. geldi yanıma ben senin peşinden mi yürücem dedi. sadece emniyet kemerine bakacaktım dedi. onun üzerinde de camlarda film mi var diyip cam filminden ceza kesti. cam filmi olmasaydı da bagajı aç deyip ilk yardım seti var mı diye bakardı bu lavuk. sonra sövünce de sövdü oluyoruz amk.
  • ülkemizde yalnız başına araba kullanan kadınların kurtarıcısı olabilmektedir (maalesef). trafik magandalarıyla muhatap olmanızı asgariye indirir. dışarıdan bakanlar arabada kaç kişi olduğunu ya da sürücünün cinsiyetini kestiremediklerinden sıkıştırma işine pek yeltenmezler.
    milletçe kırmızı ışıkta durunca kafası otomatik olarak sağa ve sola dönen bir ulusun evlatları olarak filmli camlar bu göz temasını keser, siz de rahat rahat rujunuzu sürersiniz. ilk başta, alışana kadar arabanın içi karanlık gelir. alıştıktan sonra ise camları tamamen şeffaf olan arabalara bindiğinizde akyaryumdan dışarıya bakan balık hissini yaşarsınız.
  • aracıma 3 ay evel yaptırdığım uygulama.film çekilirken aracın başında değildim.2 numara demiştim ama 3 çekmişler 2 diye itelemeye çalıştılar.bende ''lanet olsun az böyle kullanıyım adam gibi bir yerde yaptırırım'' diye düşünerek fazla üstelemedim.e haliyle 3 numara dışarıdan hiç gözükmüyor.içeriden çok problem değil ama arabanın içide komple siyah olmasından dolayı dışarıdan içeriyi zerre görmek mümkün değil.
    3 aydır böyle geziyorum.5 sefer polis ekipleri tarafından çevirildim.her seferinde

    -iyi akşamlar polissiniz sanırım.
    -hayır değilim.
    -çok benziyorsunuzda camlarda böyle koyu olunca bir kontrol edelim bizimkilerden mi? diye dedik kusura bakmayın.

    şeklinde bir diyalog yaşayıp yoluma devam ettim.5 seferde bu ve benzer konuşmalar sonunda yoluma devam ettim çok şükür bir problem olmadan.demekki en koyusundan film kullanmak daha avantajlı sonucu çıkardım burdan.

    ama anlayamadığım arabanın mı tipi bozuk benim mi?
  • yeni arabamla trafiğe çıktığım ilk gün*, sayesinde 130tl ceza yediğim oluşumdur, üstelik öyle içi hiç göstermeyecek acayip derecede koyu bir filmim olmamasına rağmen. kızıltoprak meydanında en sol şeritten diğer yanımda da iki adet tankerle birlikte ilerlerken, bana doğru, tüm trafiği durdurarak canhıraş bir şekilde koşan polisin, yüzündeki ifadeyi hiç unutamayacağım, gören de 200 promil alkollü bir şekilde ters yönde gidiyorum sanır. neyse, daha sonra zaten kilit olmuş trafiği daha da beter bir hale sokarak sağa çekip gerekli işlemlerin yapılmasını beklerken, yanımdan geçen ön + arka camı filtreli en az 15 araç saydım, ama piyango bana vurmuştu; büyük ihtimlle araç beyaz ve cam tavan olduğu için kontrast oluşturup gözüne çarptı herhalde bilemiyorum. tam, ne de şanssızım derken, aynı polisin, camları fabrika çıkışlı olarak koyultulmuş hatta üzerinde araç markasının damgası olan bir arabayı daha çevirdiğini gördüm, demek kendinden karartmalı camlara da artık ceza var. hayır yani, trafikte bunca hata varken, sadece bunun için insanları durdurup ceza yazmak, sonra başka hiçbir şeye bakmadan bırakmak nedir anlamıyorum. neymiş efendim siyah camın arkasından ona silah doğrultsak göremezmiş vs vs...

    madem cam kaplama filmi bu kadar önemli bir ayrıntı, o zaman bu kadar çoğalmasını bir şekilde engellemeniz lazımdı şu an her 5 araçtan en az 2'si filmli çünkü; madem önemsiz, o zaman niye yasak?
    (bkz: çok doluyum be sözlük)
hesabın var mı? giriş yap