• erasure'in love boat albümündeki güzel bir parça.

    if i seem nervous will you show me what to do?
    and does the world deserve us?
    application rushing through

    a long time coming
    yes, it's been a long time coming

    my loving you is a place where i surrender
    in my heart, it's not hard to do
    and all my worldly goods i give to you

    we close our eyes and chase away the sorry things
    you make it easy for me, life is but a dream

    cried on your shoulder
    dove into the great blue yonder

    my loving you is a place where i surrender
    in my heart, it's not hard to do
    and all my worldly goods i give to you

    loving you is a place where i surrender
    in my heart, no catch 22
    and all my worldly goods i give to you

    no misdemeanour
    there's a ring upon my finger

    my loving you is a place where i surrender
    in my heart, it's not hard to do
    and all my worldly goods i give to you

    loving you is a place where i surrender
    touch my heart, no catch 22
    and all my worldly goods i give to you
  • foucault sarkacı , bölüm 63...

    -bu balık sana neyi anımsatıyor?

    -başka balıkları.

    -peki başka balıklar sana neyi anımsatıyor?

    -başka balıkları.
  • ikinci dünya savası üzerine daha doğrusu savas üzerine yapılmıs en komik filmlerden. her ne kadar top secret kadar olmasa da güldüren, düsündüren sahneleriyle mutlaka izlenmeli. hele filmin sonlarına doğru para karşılığı kendi üslerini bombaladıkları bir sahne var ki, beni m&m tahvilleri almaya itmiştir 50 sene geçmiş olmasına rağmen.

    --- spoiler ---
    - kızları nereye götürdüler? onları tutukladılar mı?
    - bilmiyorum. içeri girip onları aldılar.
    - bir nedenleri olmalı. onları öylece götüremezler.
    - neden yok.
    - hangi hakla?
    - madde-22.
    - ne? ne dedin?
    - madde-22.
    - madde-22 olduğunu nereden biliyorsun?
    - kızlar ''bizi niye götürüyorsunuz?'' dedi.
    - adamlar ''madde-22.'' dediler.
    - kızlar ''buna ne hakkınız var?''dediler.
    - adamlar ''madde-22 dediler.''
    - ve sürekli olarak
    - ''madde-22, madde 22 dediler-22.''
    - ne anlama geliyor?
    - sana göstermediler mi?
    - bize göstermeleri gerekmez.
    - kim demiş?
    - yasalar öyle demiş.
    - hangi yasa?
    - madde-22.
    --- spoiler ---
  • hypocrisy diskografisinin dibe değdiği noktadır catch 22. albüm hypocrisy tarzının tersine çok daha yavaş sololar ve clean vocallerin artması ile dile dolanan* nakaratlara sahiptir. hypocrisy değildir ama kötü de değildir, aynı şekilde iyi de değildir. vasat bir albümdür ama içinden a public puppet, another dead man, turn the page her daim kendini dinletir.
  • sahaftan edinilen ingilizce bir nüshasının seneler boyunca okunmaya çalışıp her seferinde başarısız olunması sonrası, eskaza karşılaşılan madde 22 rumuzlu ithaki çevirisi ile şu garibi mutlu eden kitap. bu satırların yazıldığı tarih itibariyle kısa bir süre geçmiş birinci türkçe baskısı üzerinden. benim cumlelere sıgdıramayacağım icin yazmayacağım hayranlık ifadelerimin yanısıra pek cok olumsuz yorum okuyacaksınız sanırım sağda solda. onemsemeyin onları, ne raskolnikov ne robert jordan'ın hikayesi anlatılan, yazarı da ne afrika çöllerinden okyanuslara av peşinde koşan, ne de devrim için suikastlere karışan bir adam.
    yossarian lives diye yazmak istese de deli gönül dağlara taşlara, milo dan, pedere bütün karakterlerin gelecekleri merak uyandıran bir başyapıt. okuyun, okutun.
  • kisir dongu noktasi.
    benzer yaklasimla farkli bir durum icin:
    (bkz: grandfather clause)
  • ithaki yayınları tarafından basılan yeni hali muhtelif kitapçılarda bulunmaktadır.yky basımının sade kapağı yerine cafcaflı kırmızı kapağını yadırgadığımı söyleyebilirim.umarım çevirisi de yky basımı kadar iyidir.
  • catch 22 şöyle bir durumdur. eğer pilot uçmamak isterse akıl sağlığı yerindedir, dolayısıyla uçmak zorundadır. uçmayı kabul eden pilotlar uçtukları için delidir. görevden alınmaları için doktora gelip deli olduklarını söylemeleri yeterli olacaktır, ama gelip uçmak istemediklerini söylerlerse, akıl sağlıklarının yerinde olduğu yönünde rapor alacaklardır, çünkü akıllı adamlar o uçağa binmek istemeyeceklerdir.

    catch 22 olağanüstü bir kitap. okumamış olanlar varsa okusunlar. spoiler vermeden biraz anlatmaya çalışayım. kitap kronolojik olarak ilerlemez, sürekli flashbacklerle kafa karıştırabilir. neyse, olaylar italya yakınlarındaki pianosa adasında geçmektedir. bir grup a.b.d. ordusu pilotu ve subayın yaşadıkları anlatılıyor. kitabın kahramanı yossarian evine dönebilmek için komutanın belirlediği uçuş sayısını doldurmaya çalışır. yossarian her yaklaştığında, komutan görev sayısını artırmaktadır. yossarian da belirli aralıklarla sağlık durumunu bahane ederek hastaneye kapatır kendini.

    başlangıçta kitap bir komedi olarak başlasa da, olaylar sürrealdir, herşeyin arkasında bir mesaj vardır. herşey akla ve mantığa aykırıdır, öyle ki özellikle sonlara doğru bazen kabullenmekte zorlanabiliyorsunuz. kaybetme ve acı çekme temaları iyice kaplıyor. sonu ise tam anlamıyla tüyler üpertici. bir anda herşeyin sebebi anlaşılıyor.

    bir fahişe'ye kendini kaptıran nately'si, o fahişeyle gıcığına birlikte olan captain black'i, yanaklarına elma saklayan orr'u, zatüre'den öleceğini söyleyen ve sonunda ölen chief'i, paragöz milo'su, uykusunda çığlık atan hungry joe'su, major major major major'ı, yossarian'ın hayatını sürekli tehlike'ye atan arfy'si, kavgacı generalleri, yossarian'ın madalya törenine çıplak katılması, milo'nun mısır'da isveç'e uzanan ticaret ağı, m&m enterprises'in kampı bombalaması, bologna saldırısı ve en önemlisi yossarian'ın yanlış yarayı tedavi etmesiyle, hem güldürücü hem de psikolojik açıdan zorlayıcı bir şaheserdir catch 22.
  • joseph heller'in, anlamsizliklara verdigi en absurt cevap.*
hesabın var mı? giriş yap