• ilk kez 2003 yılında akm'de alexander markov'dan dinledigim o zamana kadar soyle boyle ilgilendigim klasik muzige baska bir gozle bakmamı saglayan muhtesem koncerto.
  • hayatin anlami. ilk bolumunde insani iki kere orgazma ulastirir. caykovski tarafindan sonradan degistirilen ikinci bolum insani aglatir. ucuncu bolum ise parmaklarina, beynine guvenen ve bu parcayi calmaya cesaret eden kemancilari mest eder.
  • the concert (pariste son konser) filminin finalidir... hatta tüm filmdir
  • (bkz: leopold auer)
  • cihat aşkın, 28 nisan 2012 st petersburg senfoni ankara konseri'nde başarılı bir şekilde icrasini gerçekleştirmiştir.
  • kyung - wha chung' un yorumu bende ilk defa dinliyormuşum hissi yarattı. sanki yeniden keşfediyormuşum gibi.
  • muhtemelen hiçbir orkestranın ve solistin tam olarak çalamayacağı nadide eserlerden biri. çünkü gürül gürül gelen coşku ve o coşkunun içindeki hüzün kemanın yaylarından, partisyonun mürekkebinden, orkestranın bütününden fazladır. eser kendini aşmıştır. bu yüzden de ancak kafanın içinde duyulabilir. eser gerçekten hissedilmeye başlandı mıydı kulaklar işlevini yitirir.
  • en son ezel dizisinde ezelden duyulan zımbır
  • her dinlediğimde ağladığım konçerto. hata mata önemi yok ama anne sophie mutter'in çaldığı yorumlardan aldığım duyguyu hazzı başka hiçbir virtüözden alamadım. tabii bunun yanında wiener philarmoniker ile olunca da daha muhteşem oluyo. karajan yönetimindeki kanımca en iyisi olsa da duygu açısından yine çok sevdiğim muti yönetiminde bi 2015 konseri vardır.

    buyrun
  • le concert filminin finalinde melanie laurent'i hüngür hüngür ağlatan çaykovski eseridir. "ağlama bak beni de ağlatacaksın" diyerek biz de eşlik ederiz kendisine, öyle dokunaklı, öyle coşkun, öyle romantik bölümleri vardır birbiri ardına.
hesabın var mı? giriş yap