• yalandır, kolpadır, olmayan masumiyettir. tamamen yetişkinlerin geçmişe duydukları özlemden ve geriye dönüp baktıklarında sadece iyi anıları hatırlamalarından dolayı varmış gibi gözükür. çocuk masumiyetine en çok inanan insanların bile büyük bölümü hayatlarındaki en büyük pisliklere çocukken diğer çocuklar tarafından maruz bırakılmışlardır. hatta bu kişilerin azımsanmayacak bir kısmı çocukken diğer çocuklara dünyayı dar etmiştir. yaşayan en korkunç yaratıklar kesinlikle çocuklardır. sürekli karşılarındaki kişilerde kusur arayıp onları zayıf noktalarından vurmaya çalışırlar. mesela eğer diğer çocuk kiloluysa şişko diye, gözlüklüyse dört göz diye, diş teli takıyorsa metal çene diye ağlatana kadar dalga geçerler. dünya'nın en vahşi ve en azman yaratıkları çocuklardır. hayatları henüz yeterince kötü olmadığından empati kurma becerileri sıfırdır. her canlıya canlarının istediğini yapma hakkını kendilerinde görürler. daha da beteri aileler bu veletleri çocuktur yapar söylemine sonuna kadar inanmalarından ötürü kendi hallerine bırakır ve kontrolden çıkmış bir biçimde sağa sola saldırmalarına kayıtsız kalırlar.
  • sokağın karşısında, müstakil, bahçesinde nar ağacı bile olan, yerine bina yapılacak yeşillikli bir evin ve ağaçların dozerle yıkımını pencereden izlerken, "ne yapıyorlar? diye başlayıp, "neden ağaçların canını yakıyorlar", "yaprakları üzülür, ağlar" diye devam eden, yıkım boyunca gözyaşı döken, döktüren bir masumiyettir kimi zaman.
  • çocukların davranış ve düşüncelerinin hesapsız ve spontan olması halidir. hiçbir çocuk kötü olsun diye plan yapmaz , en fazla yaramazlık olsun, eğlence olsun diye düşünür. art niyetli davranmayı büyüdükçe görerek öğreniriz. ve maalesef sonuçta bazılarımız "ki onlara insan demek doğru mudur bilmiyorum" bir çocuğun şunu söyleyebilmesine neden olan eylemleri dahi planlayabiliriz. (bkz: cocuklari kucuk kursunla oldururler degil mi anne)
  • her çocukta olmayan. kimisi canavar doğuyor her nedense. ya da çok çok erken yaşta canavarlaştırılıyor.
  • çok sevdiğim melis'in denize girerken arkamdan seslenişinde saklıdır;

    -ama dikkat et ordaki yosunlara basma olur mu, içlerinde balıklar var...
  • bir bebek dünyaya gelirken, beyninde etrafında duyduğu seslerle ilgili birkaç kod vardır sadece.
    tertemiz, dupduru hatta saydam birşeydir.
    çok hızlı öğrenir ama
    ezberi hafızası inanılmazdır
    "çocuklar zalimdir" der ya bazıları, bilin ki onların anne ve babalarıdır esas zalim olan.
    sevgi dolu bir aile içinde sevilerek büyüyen hiçbir çocuk zalimliği bilemez. tabiatı, hayvanları seven ve çocuğuna da bunu aşılayan anne babanın çocuğu tabiatı da, hayvanları da sever.
    insanların değerli olduğu fikrinin savunulduğu ailede çocuk insanları değerli bulur, canlarının yandığına şahit olduğunda uzak yakın kim olursa olsun gözyaşı döker.

    çocuk sahibi olmadan önce buradaki ve dışardaki binlerce insan gibi çocukları sürekli ağlayan, çarşıda pazarda insanı rezil eden, her an birşeyler isteyen, istediği olmayınca mızmızlanan varlıklar sanır ölesiye korkardım bunu yaşayacağımdan.
    sonra çocuk sahibi oldum, öyle muhteşemdi ki bir tane daha istedim.
    doğduklarından beri konuşuyorum onlarla.
    anlatamadığım, anlayamadıkları hiçbir şey yok.
    dışarda onlarla gezmek büyük keyif. değil bir şey almak için mağaza önlerinde ayaklarını yere sürte sürte ağlayıp zırlamak, oyuncak, dvd vs almak istediğimde beni engelleyen, ısrarlarım karşısında "annecim o zaman bir tane alalım, başka zaman da diğerini alırız" benzeri sözler duyuyorum minicik kızımdan.

    etrafınızda bedensel bir ağrısı-acısı olmadığı halde sürekli mızmızlanan, ağlayan bir çocuk varsa sorun kendisinde değildir, anne babasındadır.
    etrafınızda ne istediğini bilmeyen, sinirinizi bozan bir çocuk varsa, onun hayatında muhakkak birşeyler eksiktir.
  • teypte müzik dinlenirken o zamanlar üç-dört yaşlarında olan afacan kuzenimin rewind, play, pause ve diğer tuşlara rastgele basmasıyla kafayı yiyen kasetin vuağuauuuğğ vari sesler çıkarması sonucu şahsımın "bak gördün mü adamı öldürdün!"demesi üzerine yavrucağın gözyaşını koyvermesi, hıçkıra hıçkıra ağlaması.
  • gülüşleriyle kendilerini ele vermelerinde gösterir kendisini. yaramaz, kırık, haylaz ama bir o kadar masum gülüşlerinde. gel de kız şimdi kendilerine.
    bazılarının büyüdüklerinde de o gülüşle kendisini ele vermişlikleri vardır. o zaman hoş olmuyor ama. çocukluk da kalsa iyi. gerçi kazık kadar olsan da kızamıyorlar, orası ayrı güzel.*
  • varlığına şahit olmak bile mutluluk sebebidir.

    (bkz: kardan adamı eve sokmaya çalışan çocuk)
hesabın var mı? giriş yap