• (lat.) suç kanıtı. hukukî bir terimdir.
  • juli zeh'in orjinal ismi corpus delicti olan romanı. metis tarafından bu yıl* yayınlandı.

    kitap, distopik bir hikayeyi anlatıyor. bu hikayeye göre insanlar bambaşka bir rejimle yönetiliyor. tüm bireylerin sağlıklı olmasının ana hedef olduğu sistemde, toplumun sağlıklı olabilmesi için sigara içmek, alkol ve kafein almak vs. gibi kimi bireysel özgürlüklerin kısıtlanması söz konusu. hiçbir ideolojide kesin uzlaşmayı sağlayamamış bireyler, kendi varlıkları söz konusu olduğunda uzlaşmaları kaçınılmaz gibi görünüyor. işte biz tam bunu düşünürken zeh; "insan, sağlığı ile bireysel özgürlükleri, en temel hakları arasında kalsa neyi seçer?" diye soruyor. bunu da romanın baş kahramanı mia holl'un başından geçenlerle yapıyor.

    okunası.
  • (bkz: temize havale)
    (bkz: juli zeh)
  • almanların, avrupa'nın temiz görüntüsüyle ilgili bir sorunları var. buna eminiz artık. patrick suskind'in koku'sundan sonra, juli ablamızın da, "steril görüntünün aslı" konusuna girmesi, ve bu denli girmesi hoş olmuş. koku'nun medeniyet ve batı algısı eleştirilerini tam tersi yönden, daha da keskin yapıyor juli zeh.

    kısıtlı sayıdaki örnekten yola çıkıp hepten abartmak da istemem ama, en azından not düşmek adına, bu romanları yazan kişilerin zamanında "sağlıklı, güzel görünen, üstün insan" sevdasına düşenlerin torunları olmaları da biraz manidar gibi. dayatıldığında, aslında bir insan hakkı olarak gördüğümüz sağlığın bile faşizmin nesnesi olabileceğini; faşizmin özünün dayatılan kavramlar, uğraşlar, zorunluluklar değil, dayatmanın kendisi olduğunu hiç göze sokmadan anlatıyor corpus delicti. sigara yasağının, en az bilmem kaç çocuk yapma gerekliliğinin yaşandığı türkiye'de, alkole getirilen fiili kısıtlamaları "biz sağlık açısından düşünüyoruz" diye temize çekmeye çalışanları gördükçe, batının ahlaksızlığını aldığımıza daha da inanıyorum. işte tam da o ahlaksızlığın anlatıldığı bir roman bu. hem de, tavrını direkt which side are you on diyerek koyuyor.

    kitabın şiirsellikle çok alakası yok ama argümanlara, teorize etmelere, distopyaya dalmışken, arada şöyle cümleler de çıkıp ce-ee yapabiliyor; "bazen uzun uzun düşünüp taşınmalardan çıka çıka bir sonbahar çıkar".
  • latince: üzerinde suç işlenmiş beden
  • 1990 çıkışlı fransız müzik grubudur.
    özellikle 1993 çıkışlı twilight albümleri başarılıdır.
    1998 sonrası toplama-derleme benzeri albümleri de çıktı bildiğim kadarıyla ama bende sylphes (1994), obsessions(1995) vardı,
  • latince "suçun bedeni, vucüdu" anlamına gelen, anglo sakson hukuk düzeninde, üzerinde suçun meydana geldiği, suça konu olan maddi varlık anlamında hukuki terimdir. ayrıca suç vasıtalarını ve suçun meydana getirdiği maddi şeyleri de kapsayacak geniş bir anlamı vardır. türk hukukunda en yakın olduğu kavram sanırım "suçun maddi konusu" kabul edilebilir.

    ancak zamanla popüler suç jargonunda "suçu kanıtlayan delil" "suç kanıtı" "maktülün cesedi" gibi anlamlarda da kullanılmaya başlanmıştır.

    1940'lı yıllarda 9 kişiyi öldürme suçlamasıyla yargılanıp 6 kişiyi öldürmekten suçlu bulunan john george haigh isimli ingiliz seri katilin bu hukuk teriminindeki corpus ifadesinin metaforik anlamını kavrayamayarak tamamen yanlış anlaması sonucu, maktülün cesedi bulunamazsa cinayetin kanıtlanmasının mümkün olmadığını, mahkumiyet verilemeyeceğini sandığı, bu yüzden kurbanlarının vücutlarını asit dolu küvette yok ettiği yargılama sırasında anlaşılmıştır. kendini çok zeki sanan katilimiz "acid bath murderer" adıyla da anılmakta olup, idamdan kurtulamamıştır.
  • amerikan hukukunda, avrupa'nın aksine, bir kişinin suçlu bulunabilmesi için gerekli olmayan kanıt türü. ceset bulunmayan davalarda sanık suçlu bulunabilir.
  • aynı zamanda 2012 yılında gösterime girecek film.
hesabın var mı? giriş yap