• wo hu cang long muhteşem bir filmdi. hayatımın mihenk taşlarından birisidir. en basitinden sinemaya bakışımı değiştirmiştir.

    bu filmin fragmanını izledim biraz evvel. lan onca dandik (cheesy) görüntüsüne rağmen tüylerim diken diken oldu. sırf michelle yeoh'u görmek bile geçmişe götürdü beni. düşük bir bütçesi olduğu belli oluyor (bütçesini bulamadım?) ama her halükarda estetik duygusu taşıdığı aşikar. ha, senaryo bazında tutarlı ve doyurucu olur mu? pek zannetmiyorum. estetik dövüşle yetinmek zorunda kalabiliriz.
    neticede woo ping yuen müthiş bir kareograf ama nasıl bir yönetmen hiçbir fikrim yok. hiçbir filmini izlemedim.

    ayrıca bu film online stream ile aynı anda oynamaya başlayacak ilk film olacakmış. çok yakın zamanda olmasa bile netflix bir süre sonra sinema endüstrisini de ele geçirecek anlaşılan. dizilerde neler yaptıkları ortada. her halükarda izlerim ben bunu.
  • efsanelerin devam filmleri hep kötü olmuştur, ama bu kadar da değil. yazarken, çekerken hiç mi utanmadınız diye sorasınız gelir. demem odur ki izlemeyin ve devam filmi yok bilin.
  • eleştirilere katılmamak elde değil, ilk filmin bir hayli gölgesinde kalmış. fakat hoş vakit geçirtti.

    beni filmde en çok rahatsız eden iki şey oldu. biri cem yılmazın ses sonda renk de sonda esprisindeki gibi, filmde renk paletinin özellikle bazı sahnelerde cıvıl cıvıllığıydı. filmin başında çimenlerin yeşilliğinin patlaklığı ve kılıcın korunduğu köy, izlenilen şeyin gerçek değil de set/yapay olduğunu hissettiriyordu malesef. diğer rahatsız eden şey ise kılıcın ilk filmdekinden farklı ve ucuz gözükmesiydi.

    ortalama bir hikaye aslında biraz kötü işlenmiş. ilk filmde ise bence pacing problemi olmasına rağmen hikayenin daha derin olmasının ana nedeni ang lee.

    crouching tiger, hidden dragon diye izlediğimiz bu filmler crane-iron pentalogysi diye wang dulu adında çinli ünlü bir yazarın 5 kitabından oluşan bir seriymiş. ang lee bu seriyi oldukça seviyor ve 4.kitabı 3.kitaptan da çokça alıntılar yapıp doldurarak filme çekiyor. sense and sensibility'nin dövüş sanatları olan versiyonu olarak görmüş kitabı. zaten filmde de bence bu oldukça belli. daha sonra prequel çekmeyi istiyorlar fakat kısmet olmuyor.

    neyse, bu film 5.kitabın filmiymiş. 20 yıl sonra geçiyor ve olaylar biraz farklı. (filmde 18 sene deniliyor)

    --- spoiler ---

    - kızı yetiştiren, oğlanın annesini filmde pek göremedik fakat anne kitapta aslında önceki filmde zhang ziyi'nin oynadığı karaktermiş.

    babasının ayarladığı adamla evlenmeyip kaçan ve çölde bir hayduta aşık olan bu karakter, filmden farklı olarak uçurumdan atlayıp ölmüyor, insanların onun öldüğünü düşünmesini isteyip bunu ayarlıyor ve kaçıp bir geceliğine o haydut ile birlikte olup oradan da kaçıyor ve tek başına çölde bir yerde yaşıyormuş. o tek gecelik ilişkiden ise bu filmde ki çocuk doğmuş. yani ilk filmin sonu zaten bu filmin bağlanmasını engellemekte.

    - filmde olduğu gibi, bunun çocuğunu yatağından çalıp bir kız ve gümüş bir vazo bırakıyorlar. kızın adı buradan geliyor. kadın bu kız ile birlikte yaşıyor, evlat ediniyor, fakat oğlunu da bulmak istiyor.

    - 19 yıl sonra oğlunu bulmak için çölden çıkıp aramaya başlıyor fakat oldukça hasta oluyor. genç bir adam bu kadına bakıyor. bu adam ise yıllar önce haydutlar tarafından kaçırılan annesini aramakta. kadın genç adamın kendi çocuğu olduğunu anlıyor ve çöle götürüp evlatlık kızıyla birlikte hep beraber yaşamak istiyor ama çok hasta olduğu için bir süre sonra, oğluna gerçeği söyleyemeden ölüyor.

    - kız ile oğlan tabii ki karşılaşıyorlar ilerleyen zamanda oğlanın annesi sandığı kişi kızın annesi çıkıyor falan, kız ile oğlan mutlu sona ulaşıyorlar. bütün seride mutlu sona ulaşan tek çift bu ikisi oluyormuş.

    - michelle yeoh'un oynadığı shu lien'in, donnie yen'in karakteri ile nişanlı olma olayı ise 2. kitabın hikayesinden.

    - li mu bai gençken shu lien'e aşık oluyor fakat onun başka biriyle (donnie yen ile) nişanlı olduğunu öğrenince basıp gidiyor. maceralar sonunda 2.kitapta donnie yen'in karakteri ölüyor.

    - 3.kitapta li mu bai ve shu lien ise filmde kılıcın götürüldüğü dağa gidiyorlar shu lien'in eğitimi için. fakat shu lien'in ölen nişanlısının hatırasına ayıp olmasın diye evlenmiyorlar. ilk filmde bu ikilinin olayları 3.kitap ekseninde giderken genç kız ve haydut'un olayı 4.kitaptan.

    - li mu bai kitapta filmdeki gibi ölmüyor yaşıyor. aksine shu lien bir süre sonra ölüyormuş.
    --- spoiler ---

    entry çok karışık oldu, idare edin.
  • crouching tiger, hidden dragon: sword of destiny (2016)

    birinci film "crouching tiger, hidden dragon (2000)"a küfür olsun diye çekilmiş bir filim..

    abicim daha fazla para kazanacağım diye neden ingilizce konuşuyorsun...ingilizce diksiyon dersine harcayacağınız zamanı ve parayı filime yatırsaydınız ya... donnie yen'e mi gitti tüm para... donnie yakışmamış bile o filime aradığınız adam tam manasıyla "jet li" di
    bir ara sinirlenip kapattım çince dublajı var mı aramaya başladım buldum ama zamana yazık diyerek izlemeye devam ettim..

    zaten baya alıntı yapmışlar filmlerden
    sondaki dövüş sahnesi: fearless 2006'deki başlangıçtaki (restaurantaki) dövüş sahnesini hatırlattı
    donnie yen at üzerinde şapkasıyla dolaşması ve o sondaki hayalet gibi kadın bildiğin "jin yi wei (2010)" alıntı

    offf o takma adları yok mı .. snow vase, ıron crow, silver dart shi, turtle ma... çok mı düşünmüşler aklıma kenyap firması geldi ikea tarzında bir konsept belirlemiş bir türk mobilya firması isim arıyormuş sonra biri kendin yap'tan "kenyap" çıkarmış helal olsun
    neyse filmdeki isimleride çok düşünmüşler gibi..
    zaten şu snow ismi neden kullanırsın ki ..aklıma hero daki o efsanevi isim flying snow canlandıran maggie cheung geliyor .. sen onun tırnağa olamazsın

    aşk konusu desen hint dizileri ile eşdeğer

    tamam dövüş sahneleri fena değildi ama işte her şey aksiyon hareket değil ..sanat nerde
    misal hero ve crouching tiger 1filimde yazmakla kılıç kullanmanın bağlarından bahsediyor
    hatta "çok zarifsin, güzel yazmak, kılıç kullanmaya benzer" gibisinden değiniyor olaya ama bu filimde olay sadece yeşil kılıç
    yeşil kılıç kimdeyse o yenilmez o süper güç falan filan ..salla gitsin

    michelle yeoh maşallah hiç yaşlanmıyor 2000'deki filimdeki halini ve 2016'deki hali arasında 10 farkı sayamam ...
    ne yiğip içiyorsa bizim enişte bile anzer balı yiyor ona rağmen zaman affetmiyor..

    michelle yeoh sondaki dövüş sahnesinde.. kılıcın ismi yeşil kader kılıcı diye sende mi yeşil giyinmek zorundaydın? napacan kılıçla defileye mi çıkacan?...

    daha o kadar yazacak şey var ki*

    filimin devamı çekilmemeliydi .. büyük hata, ilk filimin ismini zedeledi
    korkuyorum gelecek ile ilgili... yakında efsanevi blade runner 82 devamı olan blade runner 2049da çıkacak .. oda bunun gibi olursa :(
    top gun2 de gelecek... içimde kötü bir hissiyat oluşuyor böyle filmler görünce
  • kadro muhteşem ama korkarım ki kalite olarak ilk filmin çok altında kalacak gibi görünüyor. görsel efektlerde baya ucuza kaçmışlar. düşük bütçeli olmuş, bunu kullanılan figüran sayısından da anlayabiliyoruz. ama farkeder mi? tabi ki etmez, michelle yeaoh ve donnie yen film yapar da biz izlemez miyiz :)
  • bir efsane nasıl bitirilire direkt örnek olan film. şimdi sinirden ağlıyorum kendime gelince yerin dibine vuracağım.
  • film ne yazık ki beklediğim gibi vasat çıktı. senaryo çok ama çok sığ görünüyor, bunda filmin ingilizce çekilmiş olması baş etken. çinlilerin bozuk ingiliz aksanlarıyla ingilizce konuşmaları insanı gerçekten rahatsız ediyor. keşke ana dillerinde çekselermiş filmi.
    dövüş sahneleri de doyurucu değil, ilk filmdeki kadınların kapıştığı efsane sahnenin dengi sanırım bir daha zor çekilir.
  • fragmanı düşen devam filmi. 26 şubat'ta netflix'te.

    https://www.youtube.com/watch?v=wdhvxjzdqzu
  • ilk filmin hem senaryo, hem de dövüş ve yönetmenlik olarak ne denli kaliteli olduğunu anlamamız çekilmiş devam filmi. sıkmadı, dövüş sahnelerini izlemek de zevkliydi ama ilk filmin yakınına bile uğramayarak üzüyor. öykü gerçekten de sığ, yüzeysel ve klişe. derinlik yok, hiç yok. halbuki ilk film sadece bir dövüş filmi değildi. bunun da ötesine geçebilmiş ve etkileyici karakterler yaratıp bu karakterler arasındaki ilişkinin de, çatışmaların da hakkı verilmişti. kötü karakter de başarılıydı. öte yandan metin derindi. ang lee ustanın yönetmenliği de gerçekten iyiydi. lee hem dövüşleri, hem de mekânları çok iyi kullanmış, oyunculardan da iyi performanslar alabilmişti. zaten oyuncular da yetenekli isimler: chaw yun fat, zhang ziyi, michelle yeoh vs.

    devam filmi ise kadroya dahil edilen donnie yen'e rağmen beklentileri karşılamaktan uzak. chaw'ın etkili ve karizmatik oyunculuğu, zhang'ın boşluğu doldurulamamış. zhang'ın yerine getirilen aktris natasha liu bordizzo kötü değildi ama zhang'ın boşluğunu dolduramıyor. yeoh ise fena değildi. yen de iyiydi. oyunculuklar öyle. mekânlara gelirsek. ilk filmdeki mekâna benzer bir yer oluşturulmuş ama bütçe yüzünden öykü az mekânda geçiyor. haliyle bu yüzden de pek tatmin etmiyor film. halbuki lee'nin filmi aynı mekânlara hapsolmayıp gerektiğinde ağaçların tepesini dahi mekân edinip orada enfes dövüş sekanslarıyla doluyordu. dövüşlerse dediğim gibi sıkıcı değil ama ilk filmdeki kadar iyi, heyecanlı, gerilimli ve çarpıcı değil ne yazık ki. bu açıdan da çıta düşürülmüş. ilk filmde kahramanlarımız (fat, yeoh, ziyi) birçok kişiyle dövüşüyorlardı. bütçe yüzünden bu kez sayı azaltılmış.

    dövüşler, oyunculuklar, mekân kullanımı, müzikler ve yönetmenlik. hepsinde çıta düşürülmüş. ama böyle olacağı belliydi zaten. bir de işin ingilizce tarafı var ki izlerken kafayı duvara vurmamak zordu. niye ingilizce çekildi bu film? filme sadece ingilizce yüzünden katlanabilmek zorlaşıyor. netflix filmi ingilizce çektirmekle hata etmiş. ana dilde çekilse şimdiki halinden biraz daha etkileyici olabilirdi. dil bu denli önemli işte. düşünün; bizim kıraathanelerde emmiler birbirleriyle aksanlı ingilizce konuşuyorlar. ne kadar saçma olurdu. yazık. bu arada şimdi imdb'den baktım da senaryoyu amerikalı senarist john fusco yazmış. senaryonun neden vasat olduğunu anlamış olduk. bu da 2.mantıksız karar. senaryoyu bir amerikalıya teslim etmek de büyük salaklık doğrusu.

    neyse. sonuçta sıkıcı değil. michelle, donnie ve natasha sayesinde sıkılmadan izledim. dediğim gibi dövüş sekansları da idare ediyor. ama ilk filmle karşılaştırırsak çıta çok düşürülmüş.
  • fragmanında bad moon rising, ki şarkının gelmiş geçmiş en kötü coverı olabilir, çalan film.

    yazık günah.

    tek fragmanla hem kare gömlek reis john fogerty, hem de tayvan'dan çıkan göreceli en başarılı yönetmen ang lee nasıl ölmeden mezarlarında ters döndürülür, bizlere göstermiştir.

    ekleme: araştırmacı susercılık yolundan sapıp fragmana link vermemişim, buyrunuz: https://www.imdb.com/…er/vi3100029465?ref_=tt_ov_vi

    şarkıyı palestra coverlamış, candace devine kişisi için de feat. görüyorum. trent reznor'ın 2011 yılında çıkan amerikan yapımı the girl with the dragon tattoo filmi için yaptığı immigrant song coverı havası sezmek mümkün bu arada.

    ayrıca (bkz: içinde feat geçen şarkıların biraz tırt olması)
hesabın var mı? giriş yap