• big bang, himym, friends tarzı komediden fazla tat almıyorum. izlerim, severim gülerim ama hastası olmam.

    seinfeld'i ezberledim, louie'yi birkaç kere izledim, the office'in iki versiyonunu da severim. workaholics keza, pek hoşlanırım.

    community'yi yaklaşık 1-2 sene önce bayağı bir izledim. birkaç sezon izledim herhalde. fakat çok yorucu, çok cıvıl cıvıl, böyle civcivli bir dizi, bıraktım.

    it's always sunny in philadelphia birkaç bölüm izledim. sarmadı.

    arrested development çok önerdiler, henüz izlemedim.

    parks and recreation dediler baktım hiç elektrik almadım bu diziye şans vermemeyi seçtim.

    curb your enthusiasm'a hiç yoktan, nereden geldiğini anlamadığım bir şekilde, kimseden duymadan, bir kişi bile haber vermeden, larry david'i sevip saymama rağmen hiç bu yapımı ilgimi çekmezken, yıllar sonrası, nedense birden google'a ellerimin curb... diye yazması ile başladım. meğer aylardır, yıllardır bu diziyi arıyormuşum. karanlık gecelerimin yıldızı bu diziymiş. nazar değmesin ilk sezonu izledim, aşırı hoşlandım, umarım daha da iyidir ileriki sezonlar.
  • zenci, sakat, hasta, yoksul, obez, kanser, gay, çocuk, yahudi, çirkin, dindar demeden komedinin hasının yapıldığı dizi. kimsenin ucundan kıyısından dokunmak istemediği konulara bodozlama dalan ve komiğin herkes için komik olduğunu anlatan beyaz saçlı adam. allah uzun ömürler versin kendisine.

    michael j. fox'un oynadığı parkinsonla ilgili bölüm ya da tekerlekli sandalye * ile ilgili bölümü izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız sanırım.

    hakikaten 10 saniyesi bile boşa akmayan, nazarımda seinfeld'in yegane rakibi *.
  • "the doll" isimli bölümde larry'nin cebinden çıkardığı isviçre çakısı sonrasında küçük çocukla yaşadığı diyalog şahanedir:

    larry: see this thing?
    tara: yea hu.
    larry: it's called a swiss army knife
    tara: mu hm.
    larry: you heard of switzerland?
    tara; um, yea.
    larry: it's a country in europe and they don't like to fight.
    tara: hu!
    larry: they let everybody do their fighting for them while they ski and eat
    chocolate.
  • 'wandering bear', ki biz buna göçebe ayı/ aylak ayı diyebiliriz, larry'nin kızılderili bahçıvanıdır. bir gün larry, geciktirici özelliğe sahip prezervatifini ters takınca karısının belden aşağısı duyarsızlaşır. larry, konuyu wandering bear'a açarak "sen bu işlerden anlarsın, var mıdır çaresi" diye sorar. wandering bear, kağıt kalem alıp konuyla ilgili bir reçete hazırlar.

    reçete etkilidir etkili olmasına da, ertesi gün larry'nin karısı bahçede dolaşırken wandering bear yanına sokulup "vajinanız nasıl?" diye sorar. cheryl afallasa da "iyi miyi" diye konuyu geçiştirir. daha sonra da larry'e durumu aktarır. larry, wandering bear'la görüşerek "karısına vajinasının durumunu sormasından hoşnut olmasığını" iletir.

    bunun üzerine wandering bear'ın cevabı müthiştir:
    - eğer onu doktor beyaz adama götürseydin, sadece sormakla kalmayacak, bakacaktı da...

    insanın her zaman böyle bilge bahçıvanı olmuyor.
  • ana karakteri larry'nin 3 belirgin ozelligi/sozu vardir:

    1- birisi hevesle bir seyi ovdugunde "hmmmm eh...." yapar ve karsidakinin hevesini kirar.
    2- mutlu oldugunda fakat uzerine fazla konusmak istemediginde "pretty pretty pretty gooood" der.
    3- birisinden suphelendiginde o kisinin suratina degisik acilardan bakip incelemeye calisir. (ozellikle bahsisle alakali bolumlerde olur bu)

    benim dizideki favori karakterim ise jeff'in karisi susie'dir... hayatimda gordugum en guzek "fuck" diyen kadindir kendisi.... larry you fuck, you big fucking sicko, you fuck... diye saydirir.. kendisi ekrana geldiginde bir cesit meksika guney amerika ezgisi calar....
  • --- 8x03 spoiler ---

    let me tell you something. penis doesn't care about race, creed and color. penis wants to gets to his homeland. it wants to go home.

    --- 8x03 spoiler ---
  • alt metinlerinden bir tanesi: yeterince zenginseniz, ne kadar insan nefret ederse etsin sizden, pek sorun olmaz.
  • yapısı genellikle pek değişmeyen dizi. larry başlangıçta tanımadığı veya az tanıdığı biriyle sorun yaşar. akabinde bir şey yapması gerekir, bunun için bir anlaşma, uzlaşı sağlar. yani bir iş bağlar. sonrasında başta takıştığı kişiye rastlar. larry'nin bu insana işi düşmüştür. fakat bu insanın larry'e olan kini devam etmektedir. bu insan larry'den intikamını bir şekilde alır. bu intikam sonucunda larry garip hallere düşer, başta anlaştığı iş de bu düştüğü durum yüzünden iptal olur. larry zor durumda kalır.
  • amerikada televizyonlarda gorunen en guzel sey. turkiyede yayinlaniyor mu sozlukten anlayamadim ama, boyle guzel kotarilmis, boylesine "farkli" bir dizi ne gordum, ne duydum ben. televizyonun yuz aki, zeka kutusuna donustugu anlar yaratiyor, yasatiyor.
  • seinfeld'den sonra yapılmış en başarılı ve en "zeki" dizi. larry david bazen öyle şeyler yapıyor ki, çok sıradan bir durumda bile "şimdi yine bir şey yapacak" hissiyatı duyuluyor. özellikle espri konusu olmamalı diye düşünülen tabu konulardaki esprileri ile en farklı yanını ortaya koyuyor.

    larry david: flash bile o kadar hızlı dans edemez.
    michael (kör): o kim?
    larry: kırmızı pelerinli bi çizgi roman kahramanı.
    michael: kırmızı nedir bilmiyorum.
    larry: körlerle konuşmak çok zor... hiçbi şeyden haberiniz yok.
hesabın var mı? giriş yap