• 3. sezon 12. bölümüyle mükemmel senaryoların dizilerde de olabileğini kanıtlamıştır.
  • adım adım iptale doğru gitmektedir. korkuyorum.
  • muhteşem bir sezon finaliyle muhtemelen sonsuza kadar veda etmiş dizidir. yapımcıları dizinin yayından kaldırılma ihtimalini göz önünde bulundurmadık deselerde 3 sezondur süre gelen bir çok konu tek bölümde, hatta bazen tatmin etmez bir şekilde, sonlanması bazılarının biraz da olsa telaşa kapıldığını kanıtlar nitelikte.

    --- spoiler ---
    ilk önce sevmediğim şeyden başlayayım. wes'in birden gelip de geçen sezon söylemediği şeyleri pat diye söylemesi çok mantıksızdı. geçen sezon sonlarında da ellen'a aşıktı. o zaman deyiverseydi frobisher david'i öldürttü diye. ellen'dan saklamanın o zaman manası neydi ki şimdi fikir değiştirdi. keşke bu sezon wes'i bir kere daha görüp neler yaptığını öğrenseydik de ellen sonrası hayatının mı son yaptığı erdemli harekete kaynak teşkil ettiğini anlasaydık. zira böyle birden kendini ve arthur'u ihbar etmek de mantıksız oldu.

    ilk sezon en iyisiydi. ikiyi pek sevmemiştim. üç, hele ki hikayelerin bir sona bağlanmasıyla bir kadar iyiydi diyebilirim. hem karakterler ilgi çekiciydi, hem de ikinci sezonda her an biri birini kazıklar halde değildi de entrika daha sağlam ve mantıklı kurulmuştu. hikaye güzel sonlandı.

    ve gelelim asıl meseleye. yani dizinin özü olan patty-ellen ilişkisinin son durumuna. patty'i her zaman, ellen'ı içinde eritmek isteyen bir kadın olarak izledim. ellen oydu ve patty onu "kapsamalıydı". dizi son bir kaç bölümdür çok sağlam alt metinlerle ellen ve patty üzerinde oynadı. biraz fazla kaçan rüya sahnelerini saymazsak söylemek istediklerini ustaca söylediler ancak yanlış yaptıkları bir şey vardı. yaptıkları şeylerin sonuçlarını ekrana yansıtmadılar. şöyle açıklayayım: ellen'ın ilk bölümden beri "patty"leşememesinin tek sebebi neydi? aile. ellen annesinin yıllar önce onu bir yıllığına başkasına bıraktığını ve evlatlık vermek istediğini öğrendi, ablasının pisliklerini ortaya çıkardı...veeee, ellen'ın önündeki aile engeli de kalkmış oldu. ellen finalde "bir gün ailem olsun istiyorum" diyordu ama o "bir gün" eskisi gibi çıkmıyordu ağzından, çok muallaktı. dizi finalini izlediğimizi düşünelim: ellen artık piyasanın genç patty hewes'ı olmaya hazır.
    patty'ye bakalım. patty birden leonard'la yapılacak anlaşmayı durdurmalarını söyledi. neden? bu kadar korktuğu neydi? bu kararı vermeden önce yaşanılan flashback'lere bakalım. michael'ın hayatında kurduğu en mühim cümle. "insanlar ya seni terk ediyor ya da ölüyorlar. seninle yaşanabilecek tek son bu." ve sonra ellen-tom ikilisini düşünüyor. birlikte yaptıkları planı, yaşadıkları şeyleri. ellen ve tom onu terk edecek gibi gözükmediğine göre ikinci muhtemel son ne? onların ölmeleri. işte ölen kızının azabıyla da uğraştığı bu günlerde patty birden insanlığa dönüyor. ve sırf ellen-tom ikilisinin hayatı tehlikeye girmesin, "sevdikleri" yanında kalsın diye anlaşmayı iptal edip kariyerinin en büyük davasını kaybetmeyi göze alıyor. para da önemli değil, kariyer de. patty'den bir ilan-ı aşk, seni seviyorum serenatı izledik finalde.
    --- spoiler ---

    damages çok özel bir diziydi. mahkeme salonuna gidip jüri karşısında epik dialoglar yazmak kolaydır. ama bir kadın hikayesini bu kadar güzel kurgulayıp, bu kadar heyecan yaratıp, ikinci sezondaki sıçışı saymazsak sağlam entrikalar hazırlayıp kaliteyi düşürmemek büyük iş. glenn close ve rose byrne harikalardı. tate donovan da the oc sonrası aslında iyi işlerde de şahane olabileceğini gösterdi. ümitsiz gözüküyorum 4. sezon için... çünkü öyleyim. ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: 4. sezon olmasa da harika bir final izledik.
  • azıcık aşım , kaygısız başım dedirten dizi. maazallah ya müvekkil görüşmelerine limuzinle gidiyo olsaydım , ya savcıyı basketbol kortunda sıkıştırıp 3 saniyede arama emri çıkarttırabilseydim nolurdu sonum onu göstermiş ve halime şükrettirmiştir.
  • hukuk ya da gizem değil de, gayet net, toplumdaki iktidar ilişkilerine dair en güzel, en sağlam hikayelerdendir.
  • bir dizide karakterlerin hepsi mi dolap çevirir? en masum görünen karakterler bile entrika peşinde mi koşar? fesat karıştırdığı apaçık olan tiplerin bir de sonradan ortaya çıkan daha vahim gizli gündemleri mi olur? oluyormuş.

    peki, bir dizide karakterlerin hepsi mi insanı rahatsız eden tavırlara sahip, itici veya sinir tipler olur? sadece üçüncü sezonu ele alıyorum: patty hewes'ün huysuz davranışları ve irrite edici bakışlarını saymıyorum bile; ellen parsons'ın şizofrenik duruşu, çırpı yürüyüşü olsun; tom shayes'in sempatik görünümünün arkasında kaşlarını ve gözlerini kullanarak yarattığı şüpheli, güvensiz tripler olsun; arthur frobisher'ın katıksız bir psikopat olması olsun; leonard winstone'ın sadece yüz ifadesindeki boşluk olsun; joe tobin'in 'karşıdan gelirsem hiç lafa girmeden bana direktman tekme tokat girişin' tarzı olsun.. bunlara ikinci sezondan william hurt'ün müthiş oyunculuğunu da eklemek gerek tabi. hepsi senaryoya tam uyumlu. entrikasal dizi.

    "ne pahasına olursa olsun kazan".
  • iptal edilmekten son anda kurtulmuş ve direct tv sistemi sayesinde bir değil, iki sezon kazanmış dizidir. ancak sezonlar sadece 10 bölümden oluşacak. daha önce friday night lights bu yöntemle ölümden dönmüş, ancak dizi direct tv kanalında yayınlandıktan sonra nbc'de de yayınlanabilmişti. bu sefer diziyi yalnızca direct tv yayınlayacak ve fx'e hak tanınmayacak. bu neden mi önemli? aynı sezonun iki kere yayınlanmasını beklemeksizin dvd'lere kavuşabileceğiz. merak ettiğim, direct tv dizileri de diğer normal kanal dizileri gibi ertesi gün internet sitelerine düşer mi? düşmezse üzülürüm.
  • hikayedeki her oyuncunun mutlaka dolap çevirdiği dizi. bir restoranta girersiniz garsonu gizli ajandır, restorandan çıkarsın kapıda yaşlı bir teyze vardır o da avukatın adamıdır, yolda giderken gördüğün dilenci seni öldürmeye çalışır, yoldan geçen araba seni hastaneye götürmek için arabaya alır kafana bir silah dayar ve the end. işte böyle psikopat bir dizi. olgun ağır kanlı ama rose byrne'in güzelliği yüzü suyu hürmetine izlenir.

    edit: bak unutmuşum. müzikleri de süper ama koca googleda bulunmuyor o ayrı
    edit 2: arayan bulurmuş when i am through with you - the vla . maksat explorerlara kolaylık olsun
  • tek kelimeyle mükemmel bir dizi. öncelikle gizem yaratma ve seyirciyi ters köşeye yatırmada çok başarılı. jeneriğine ve jenerik müziğine ayrıyeten dikkat etmekte fayda var. her seferinde jenerikleri geçerek dizi izleyen ben bile özellikle o jeneriği her bölüm başında sonuna kadar izliyorum. oyunculuk olarak da ayrı bir başarı söz konusu. neyse daha fazla anlatmayım jeneriği şöyle bişi;
    http://www.youtube.com/watch?v=oioteiix-2c

    baymadan, fazla klişelere boğmadan kendini izleten bir dizi arıyorsanız doğru tercih.
  • bi dizide herkes mi şerefsiz, hain, alçak ve ikiyüzlü olur... hiç masum efendi helal süt emmiş bir ademoğlu olmaz arkadaş....
    ilk sezonu insanı sandalyesine çivileyecek kadar canavar...... ikinci sezonu gayet güzel hala heyecan uyandırıcı...
    üçüncü sezon ise sanki daha az heyecanlı ve temponun düştüğü gazını biraz kaybetmiş gibi......
hesabın var mı? giriş yap