• ev sahiplerinin, kolay yoldan para kazanma aracı olarak gördüğü teminat. insanın**** halinden biraz anlayan her ev sahibi, depozito'nun kiracı için olan önemini bilir. kiracı bir evden çıkıp, başka bir eve girecektir. o gireceği evin depozitosunu da, mevcut sistemde, bir önceki evin depozitosu ile halletmek ister. ama işler her zaman istenildiği gibi gitmez.

    izmir-manisa hattında birçok öğrenci evinde kaldım. sırasıyla; buca-şirinyer, bornova-küçükpark, bornova-merkez, manisa-uncubozköy, buca-şirinyer olmak üzere 5 farklı ev sahibi gördüm. ilk kaldığım buca'daki evde, eve girişte depozito verilmediğinden bir sorun olmadı. şimdi sırasıyla 4 farklı ev sahibi'nin 4 farklı depozito hikayesini anlatacağım.

    -bornova-küçükpark'taki eve taşındığımızda 1 kira bedeli (600 tl) kadar depozito verdik. yaşananlara değinelim;
    iki ev arkadaşıma aylık kira bedeli 200'er lira düşüyordu. ama çakallar hep eksik yatırırdı. bazen 190, bazen 180, bazen 195... yani küçük hesaplar peşindeydiler. evde gürültü eksik olmuyordu. üst kat komşusu sürekli, hayvan dürter gibi, ses çıktığı zaman sopayla yere vururdu. özellikle çok alkol alınan geceler sıkıntı oluyordu. bir gece saat 2'de çıkan saçma bir sese (bizi ev sahibine şikayet edip, evden attırma çabasındaki üst kat komşusu tribiydi kesinlikle. tamam, ses çıkmaması gerekir de, 1 saniyelik bir çarpma sesi bu kadar abartılamazdı...) sinirlenen komşu, ev sahibini aradı. ev sahibi evden çıkmamızı istedi, fakat konuşuldu ikna edildi. bu olaydan yaklaşık 1 ay sonra ev arkadaşımız aniden evden çıkmak istedi; bunu öğrenen ev sahibi "sizde çıkın." dedi. evden çıkan o arkadaşımız kirayı vermeden gidiyordu; depozito sizin olsun demişti.
    sonuç; büyük baş ağrısı verdiğimiz ev sahibi, eksik yatırılan kiraları + çıkan arkadaşın vermediği kiradan vazgeçti. sadece elektrik ve suyun tüm faturalarını ödeyip 600 tl'mizi aldık. allah razı olsun; o depozito'yu alamasaydık yeni eve çıkamayabilirdik. çıkardık ama çok değişik sıkıntılar çekmemiz gerekirdi...

    -bornova-merkez'deki evi sahibinden kiralık şeklinde bulmuştuk. ev sahibi depozito'yu 500$ olarak belirlemişti. rica ettik, paramız yok dedik, bu ay 250$ verelim, öbür ay tekrar 250$ veririz dedik. peki dedi. günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. bu evde de sorunlu 1 yıl geçirdik. mesela depozito'nun yarısını vermedik.* ama evdeki tamirat, önceki kiracıların 9 aylık su faturası gibi zımbırtıların parasını biz verdik. iki arkadaşın da kira yatırma problemi vardı. asla zamanında yatırmıyorlardı. biri 2 hafta gecikiyordu, biri 5 gün. hatta bir tanesi yazın 2 ay boyunca kirayı vermemiş.* aynı kişi kirayı yanlış hesaba yatırdı ve peşinden koşmadı, ev sahibine durumu anlattı, o kirayı vereceğine söz verip kirayı vermedi. kısacası çok çalkantılı müthiş bir dönem daha geçirdik.
    sonuç; evden çıkma aşamasında ev sahibiyle anlaşarak; verdiğimiz depozito + eve yaptığımız harcamaları borcumuzdan düştük ve bir miktar para vererek hesabı kapattık. ama resmen ev sahibinin burnundan getirdik... yine allah razı olsun, istese ağzımıza sıçardı.*

    -manisa-uncubozköy'deki eve 2 kişi çıktık. malum bir önceki ev arkadaşlarımla yola devam edemezdim, zira evden atıla atıla kendimizi şaşırmıştık. yanlış anlaşılmasın, ikisi de çok sevdiğim kardeşlerim, neyse. evi kiralama aşamasında ev sahibimiz özellikle belirtti: "öğrenciler geliyor, 1 ay kalıp, 2.ayın sonunda depozito sizde kalsın, biz çıkıyoruz diyip gidiyor. böyle bir şey istemiyorum." bu sözlerin üzerine ikna ettik, zira amacımız zaten minimum 1 yıl kalmak idi. buna ek olarak 2 kira bedeli kadar senet imzalattı ve 1 kira bedeli depozito aldı. arkadaş manisa'da iş bulduğu için ve okulumuz da manisa'da olduğundan* manisa'yı tercih etmiştik. fakat arkadaş eve yerleştiğimizin 2.günü işten ayrıldı.* final döneminde izin vereceğini söyleyen firma, fikir değiştirip, izin veremeyeceğini söylemişti.
    sonuç; 1.ay'ın sonunda ev sahibine giderek evden çıkmak zorunda olduğumuzu söyledik. kirayı verdik ki, depozito kalsın deyip çıkan kiracı durumuna düşmeyelim istedik. durumu anlattık. tabi arkadaş iş konusunda değişik bir yalan söyledi. ev sahibi gayet anlayışlı bir şekilde, yazın evinin muhtemelen boş kalacağını bile bile, elinde 1 senelik kontrat ve 2 adet senet olmasına rağmen, tamam dedi. elektrik ve su borcunu kapattıktan sonra bize depozitomuzu tam olarak verdi ve 2.ay sonu evden çıktık. allah razı olsun, istese o da ağzımıza sıçabilirdi.*
    not: ev yepyeniydi. ikea'dan döşenmişti. senet evdeki eşyalar için güvence idi.

    -buca-şirinyer'deki evde ise durum çok farklı. bu sefer tek başıma çıktım bu eve. ev sahibi 12 aylık senet yapmak istedi, ikna ettim yapmadı. 450 tl kira, 450 tl depozito karşılığında evi tuttum. ev eşyalı; fakat eşyalara eşya demek için, daha önce hiç evde yaşamamış olmanız gerekiyor. ev sahibi en üst katta, ben en alt katta oturuyorum.* ev sahibim güler yüzlü 55-65 yaşında bir kadın. ama ne zaman karşılaşsak yaklaşık bir 15 dakika beni tutuyor.* bugüne kadar gördüğüm en cana yakın ev sahibi diyebilirim. neyse. 1 şubat 2012 tarihinde üniversite'deki son iki sınavım da açıklandı ve mezun oldum. askere gitmeye karar verdim ve durumu 1 ay önce ev sahibine anlattım. kirayı da verdim. peki dedi, "senin için nasıl uygunsa öyle olsun" dedi ve arkadaşlarımla vedalaşmaya başladım.
    öncelikle şunu belirteyim; evde oturduğum 5 ay boyunca yan tarafımda bulunan iki daire ikişer kez boşaldı, yeni kiracılar geldi. ev bulunduğu yer bakımından çok iyi bir yerde, dokuz eylül üniversitesi'nin kampüsüne çok yakın, dolayısıyla "yeni kiracı bulamama ihtimali" diye bir şey yok. kaldı ki 2.dönem daha yeni başladı.
    sonuç; verdiğim kiranın geçerli olduğu süre 26 şubat, fakat ben daha erken bir tarihte istanbul'a döneceğim. dün ev sahibine gittim ve konuyu açtım. depozito'yu vereceğine dair zerre şüphem yoktu. fakat o anlayışlı, iyi kadın gitti; yerine gözünü para hırsı bürümüş, klişe cümleler kullanan kötü bir insan geldi. önce elektrik ve su borcundan bahsetti: "depozito'dan onları kesip kalanı verirsiniz sorun değil." dedim. sonra; "ama senin kontratın 1 yıllıktı, normalde senin 6 ay daha kalman gerekirdi." dedi. "ben bu zamanda yeni kiracı nerden bulayım." diye ekledi. "hem senin senetlerin var." diyerek gerçek yüzünü ortaya çıkardı. senet vermediğimi belirttiğimde yüzünün ifadesinin değişmesiyle beraber durumu anlamıştım. muhtemelen vaktinden önce çıkan insanlara senet kartını oynuyor ve senetler karşılığı depozito'dan vazgeçmelerini sağlıyordu. depozito ile zengin olan ev sahiplerinden bir tanesi karşımdaydı.* teşekkür ettim, siz bilirsiniz deyip ayrıldım ve eve döndüm.
    yanımdaki daireler boşaldıklarının ertesi günü yeni kiracılarını kapıyı açmıştı. ben 3 gün sonra evi boşaltacağım. aslında 26'sına kadar vaktim var; fakat adım gibi eminim ki ben gittikten 2-3 gün sonra* eve yeni kiracı(lar) gelecek.

    işin hukuki boyutuna bakılırsa eğer; kontratta "1-3 ay gibi bir süre önce kiracı'nın evden çıkacağını haber vermesi durumunda sözleşme feshedilebilir." gibi bir madde olmadığı için depozito'yu talep edemem. kirayı elden veriyorum, makbuz hiç almadım. ev sahibi: "sen bana kiramı vermedin!" diye mahkemeye verse ağzıma sıçar.

    ahlaki boyutuna bakarsak; evdeki siktiri boktan eşyalarda hiç bir zarar yok, kirayı 1 gün geciktirmedim, faturaları 1 gün geciktirmedim, ev sahibine hep saygılı davrandım, gürültü veya herhangi bir şikayet asla olmadı vs. 1 ay önce haber verdim, çakallık yapıp; "depozitoyu kiraya sayın, hadi bana eyvallah." demedim. benim gibi, şehir dışında okuyan çocuğu var. depozito teminattır. kiranı ödemezsin, faturalarını ödemezsin; ev sahibi seni evden atar. depozitonu da vermez. isterse mahkemeye verir ve diğer zararlarını kişiden tahsil eder.
    belirli bir yaşa gelmiş olmak demek, kişilerin ahlaklı olacağı demek değildir. zaten bu eve 12 aylık senet yapmak istemesi, kirayı elden alıp makbuz vermemesi, kira kontratıyla beraber, tarihi atılmamış tahliye taahhütnamesi imzalatılması vs. bu olayın sinyalini verir nitelikteydi, ama güler yüze aldandık.* ama insanlara*, ne olursa olsun, saygımdan ötürü, çenemi kapatıp, bavullarımı alıp, çekip gideceğim... ama belirli bir yaşa gelmiş insanların, yaşlandıkça dinine daha da bağlanan insanların, bu tür hukuki gözüken, fakat ahlaki konularda nasıl rahat olabildiklerini anlamıyorum. meğer her şey paraymış arkadaş...*

    depozito konusunda ağzınızın yanmamasını istiyorsanız;
    1- öncelikle kontratta depozito alındığına dair bir yazı olmalı. depozito verdiğinize dair bir makbuz isteyin.
    2- ev sahipleri evdeki saçma şeylerden dolayı depozito'dan kesinti yapmayı sever. özellikle evin boyası konusunda bu böyledir. eğer ev, siz gelmeden önce, yeni boyatıldı ise bu zaten sözleşmede (bazı sözleşmelerde ev boyatılmamışsa bile sözleşmede boyatıldığına dair bir madde vardır.) belirtilir. çıkarken boya parası vermek zorunda kalabilirsiniz.* ev yeni boyanmamış ise mutlaka kontrata evi boyasız teslim aldığınıza dair bir madde, yazı ekletin.
    3- kirayı elden veriyorsanız kesinlikle makbuz isteyin.
    4- özellikle depozito'dan kesinti yapmayı seven ev sahiplerinin sıkça başvurduğu bahane; evin temizliği. eğer ev, siz gelmeden önce gerçekten temizlendi ise kesintiye izin verin, veya o evi baştan aşağı güzelce temizleyin.
    5- eşyalı bir eve (veya eşyasız, boyasız olan bir eve çıkılsa bile) çıkıldığı durumlar da mutlaka bir fotoğraf makinesi ile evin, her yerinin, fotoğrafını çekin. evin temiz olmadığının, boyasız olduğunun, evdeki hasarın vs. belgesi niteliğinde olacaktır o fotoğraflar. evden çıkarken de çekebilirsiniz. (ev sahibi evi yıkıp döküp, siz yaptınız diye suçlayabilir.**)
    6- kira sözleşmesi'nin, tahliye taahhütnamesi gibi, her imzaladığınız belgenin fotokopisini alın.

    arada bir kötü niyetli insanlara denk gelinebilir. bu sadece ev sahibi için geçerli değil, kiracının da kötü niyetlisi var. fakat kimse parayı sokakta bulmuyor. ama benim gözümde, depozito tüm bu pisliğin kaynağıdır. almak için ayrı bir uğraş, vermemek için ayrı bir uğraş. sözleşme denen olayın bir anlamı yokmuş gibi davranılıyor. insanların birbirine güvenmemesine neden oluyor. insanların hayatlarının piç olmasına neden olabiliyor. malum; her evin depozitosu benim oturduklarım gibi az değil. kimisi 2 kira alıyor, kimisi 3. kimisi 1000$ istiyor, kimisi 2000$. entry'nin başında belirttiğim gibi, insanlar yeni ev satın almadıkça, bir evden çıkıp diğer bir eve giriyor. her girişte bir depozito sorunsalı yaşanıyor ve daha önce anlatıldığı gibi, (bkz: #6774431), bu sorunsal büyük krizlere neden olabiliyor.

    bu zamana kadar depozito konusunda şansımın yardımıyla işleri götürdüm. ama artık, sanırım, şansımın tükendiği noktadayım. hoş, her zaman demişimdir; her şeyin bir sonu var.
    yayında ve yapımda emeği geçen, 4.5 senenin özetini ekşi sözlüğe taşımamı sağlayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
  • ev sahiplerinin evden çıkan kiracılara ödemeleri gereken depozitoyu zamanında ödemedikleri için meydana gelen bir sorun var. evden çıkacaksınız diyelim. ev sahibi:

    "diğer kiracı depozitoyu verince sizinkini vericem, ay valla çok zor durumdayız, taksit, kredi, vibratör, ekskavatör" diyor.

    peki, 15 gün sonra ev tutuldu diyelim en iyi ihtimalle, ve yeni kiracı da ilk günden ödedi depozitoyu. yok yok, daha öncesine gidelim. depozito almadığınızda, başka bir eve çıkmak için ikinci bir depozito bulundurmanız gerekiyor. neden? öyle işte, sistem öyle, peşin depozito vermeden tutamıyorsunuz. diyelim kabul etti yeni ev sahibi, siz de:

    "diğer evden alınca size ödeyeceğim, valla çok zor durumdayız, taşınma masrafı, kamyon, nakliye, hamal, kemalettin, dedantör" dediniz.

    o da siz gelmeden evvel çıkan kiracıya: "diğer kiracı depozitoyu verince sizinkini vericem, ay valla çok zor durumdayız, taksit, kredi, vibratör, ekskavatör" dedi. o kiracı da kendi yeni ev sahibine dert anlatmaya çalışacak:

    "diğer evden alınca size ödeyeceğim, valla çok zor durumdayız, taşınma masrafı, kamyon, nakliye, hamal, kemalettin, dedantör".

    işte böyle uzayıp giden bir zincirleme reaksiyon. yani işin aslı, ev sahibi diyor ki, "siz gitmeden depozito veremem, yeni kiracı gelmesi lazım." siz de diyorsunuz ki, "siz depozitoyu vermeden evden çıkamam, herkes peşin istiyor."

    allah'ım sen ıslah eyle bu insanlığı. kendi kendini kemiren bir sistemi kurmayı nasıl başarabiliyor insanlar anlamak mümkün değil. hayır, 16 yıl okuyorsun bu ülkede, kendi kendine yetecek, açlık sınırında da olsa bir gelirin-maaşın olmuyor. toptan sistemden şikayet ederken ve gediklerinde kaybolmamaya çalışırken, bir de böyle münferit manyaklar çıkıyor karşına mütemadiyen. hiç mi aklınız mantığınız çalışmaz kardeşim. depozitoyu vermeden kiracı çıkarmak istiyorsun, bir de yeni gelecek kiracıya, "depozito peşin" diyorsun. bu adam nasıl yaşayacak, ne yapacak, sen ananın karnından android mi doğdun, bu kadar basit bişeyi nasıl ayırdedemezsin? yoksa bu derece hayvan mı olduk, arkadaşlarını aslan yerken mal mal bakan zebralar gibi. daha fazla sinirlenmeden yatayım ben...
  • sadece ev olayinda degil,ogrenci yurtlerinda da alinan bi ucretdir depozito.ozellikle kyk yurtlarina dava acmayi bile dusunmeme neden oldu.simdi yurda girerken yurt ucretinin iki katini depozito olarak alan bu arkadaslar,cikista parayi aynen veriyolar.
    ulan madem oyle cıakrken bu donemki yurt ucretinin iki katini versene,hic olmadi ayip olmasin diye ufak bi faiz koy bari di mi.simdi hesapliyom bizim bu sene bitiren abilerden bes yıl once 22almislar bu sene 110 milyon falan vermeleri gerekirdi gidip 22 veriyorlar yine ve her sene bu sekilde.aradaki 90 milyonu 5000 yurt ogrencisiyle carp.450 milyar,bunu repo faiz gibin seylere koyduklari dusunulurse,deli somuruyolar milleti.
    kısaca yurt olayinda depezito isi,kayıt yaptırırken gikinin cikmadigi ve odemek zorunda oldugun,yurttan cikarkende mezuniyetten doalyı ya da ayrılmadan dolayı umrunda olmadigi icin,ustelemedigin ve deli kar edilen bi olay.
  • kişinin ekonomisine hançer gibi saplanan türkiye gerçeği.
    ev sahibi 1000$ depozito ister, evi için yeni evli çift kiracı aramaktadır, kahramanlarımız evi beğenir, tutucaz filan derler ama depozito çok yüksektir
    - hayrullah bey, şu depozitoyu düşürsek, çok yüksek diil mi
    - ama ben eve hede yaptım hödö bile yaptım
    - doru sölüosunuz da, gözüm gibi bakacağım hiç merak etmeyin
    - e bu para sizin zati, çıkarken alacaksınız geri
    - e o da doru da biliosunuz yeni evleniyoruz, hani düğün organizasyonu, şunlar bunlar parayla oluyo bunlar nası çıkim size 1000$ nakit aniden
    - evladım, haklısın hepimiz geçtik bu yollardan ama dedim ya bu para sizin paranız
    - be ademoğlu, gözünün yağını içtiim indiriver dağıtma excel tablomdaki maliyet hesaplarımı
    - yerim excelini, canın isterse yürü koçum anca gidersin
    - buyrun hayrul bey, 1000$
    - saygılar
    -skim
  • borclar kanunu'nun 342. maddesinde duzenlenmis olan guvenceye verilen ad.

    *konut ve catili isyeri kiralarinda sozlesmeyle kiraciya guvence verme borcu getirilmisse, bu guvence uc aylik kira bedelini asamaz. (sizden uc aylik kiradan fazla depozito isteyen biri olursa rahatlikla siktiri cekebilirsiniz, emredici hukumdur.)

    *guvence olarak para veya kiymetli evrak verilmesi kararlastirilmissa kiraci, kiraya verenin onayi olmaksizin cekilmemek uzere, parayi vadeli bir tasarruf hesabina yatirir, kiymetli evraki ise bir bankaya depo eder. banka, guvenceleri ancak iki tarafin rizasiyla veya icra takibinin kesinlesmesiyle ya da kesinlesmis mahkeme kararina dayanarak geri verebilir. (uygulamada bu depozito olayi nasil oluyor, daha once ev kiralamadigim icin gercekten bilmiyorum. cunku sozlukte de ornekleri bolca gorulecegi uzere, kiracilar ev sahibinin depozitonun uzerine yatmasindan sikayetci. sozlesmenin basinda adama direk mi teslim ediyorsunuz depozito parasini?)

    *kiraya veren, kira sozlesmesinin sona ermesini izleyen uc ay icinde kiraciya karsi kira sozlesmesiyle ilgili bir dava actigini veya icra ya da iflas yoluyla takibe giristigini bankaya yazili olarak bildirmemisse banka, kiracinin istemi uzerine guvenceyi geri vermekle yukumludur. (goruldugu uzere hakli olmadikca ev sahibinin depozitonun uzerine yatabilme gibi bir sansi yok. uygulamada nasil oluyor gercekten biri beni bilgilendirebilirse sevinirim.)
  • odada belirli bi hacim isgal eden ne yapilacagi bilinmeyen siseleri, daha az hacim isteyen ancak hala ne yapilacagi bilinmeyen 5 centlere cevirme islemi...
  • kredi ve yurtlar kurumu'nun öğrencileri resmen soymak için kullandığı güvence olayı. ısparta sdü' de aynen yaşanmış bir diyalogtur; aktarıyorum:

    memur: 250 ytl depozito var canım.
    öğrenci: valla yanımda 198 var. (yazıyla yüz doksan sekiz)
    memur: hımm, ver bakalım sen hepsini.

    (ve öğrenci tek kuruşsuz çıkaaar gider)
  • ev sahibine verirken herşey hızlıdır ev sahibinden alırken işlem yavaş işler.
    ben kredi kartımdan çekip veriyorum yeri gelince de sen neden çekmiyorsun kartından? illa diğer kiracıyı bekletiyorsun bana.
    alması da vermesi de sabır ister

    editimsi: yazım yanlışı
  • ev sahibinin, geri verirse kendisini enayi hissetmesine neden olan, sanırım o yüzden kiracının bir türlü geri alamadığı paradır. ev, adı üstünde, ev sahibinin malı olduğu için onu boyalı ve mamur şekilde sunmak onun vazifesi olmalı. bu şekilde sunulmayan evi kiracı da tutmamalı. 3-5 yıl oturan kiracı çıktığında tabii ki bir makul yıpranma (bkz: normal wear and tear) söz konusu olacaktır. örneğin mobilyalar çıkınca duvarlarda görülebilecek kalorifer is izleri, vb. kiracının bilerek, kötü niyetle yaptığı bir zarar söz konusu değilse bunu kiracıya fatura etmek ne adil, ne de hak. ama bizdeki uygulamada, ev sahibi her çıkan kiracının ardından onun depozitosuyla evi baştan aşağı -depozito ne kadarsa artık- elden geçirir, sonra da kiracıya "ben sana evi böyle mi teslim etmiştim, depozitonu o yüzden kullandım" der, işin içinden çıkar. ev sahibi(!) 20 yıldır kiraya verdiği daireye kendi cebinden bir çivi çakmamıştır, her çıkanın depozitosu sağolsun...
  • kiralanan bir cismin sahibine hasarsiz geri getirilmesini garantilemek için alikonan bedel
hesabın var mı? giriş yap