*

  • şiirleri dışında, radyo oyunları ve film senaryoları da olan desnos, terezin kampından kurtulup, özgürlüğüne kavuştuktan kısa bir süre sonra tifüsten ölmüştür.
  • hayaller, düşler, duygular ve cümleler......robert desnos..seni öylesine düşledimki....

    robert desnos... u anlatabilmek..... çok isterdim ama böyle bir güzelliği ancak desnos anlatabilirdi. breton çok yaklaşabilirdi belki ama desnosun ifadesi........ gerekli olan bu sanırım.
  • bilmem kaç sene önce okudum bu şiirini ama bu adamın kelimeleri öylesine işlerki insanın içine unutulmaz kolay kolay.
    " nice zamandır şarkı söylüyorsun,
    susamadın mı? acıkmadı mı karnın?
    susadım, ama çeşme o kadar yavaş akıyor ki.
    acıktım! sevecek misin beni yarın?"
  • seni öyle düşündüm ki

    öyle delicesine düşündüm ki seni;
    aklımda sen, öyle çok dolaştım
    o kadar çok bahsettim ki senden;
    hayalini öylesine sevdim ki senin
    bir şey kalmadı artık senden!...

    gölge olmak, hayal olmak kaldı şimdi bana
    gölgeden bin kat koyu bir gölge
    senin o günlük güneşlik hayatına
    ikide bir düşecek olan gölge...

    cev: m.akil aksan
  • direnisci ve asik sairdir. bana gore "j'ai tant rêvé de toi" adli siiri askin ve ozlemin en saf halidir. terezin toplama kampinda olmeden hemen once bu siiri bir kagida yazmistir ve cek basininda 1930 tarihli bu siir "desnos'nun son siiri" olarak yayinlanmistir. desnos sefalet ve kotu muameleden dolayi tifuse yakalanmis ve bu sebepten 8 haziran 1945'te hayatini kaybetmistir.
  • kendisi gibi konusabildigime dair bir soylenti cikti.. kekeme bir fransiz ha!..
    http://www.robertdesnos.asso.fr/
  • kendisi, domatesin üstünde dörtnala koşan bir atı bile hayal etmenizi sağlayabilir.

    karınca

    on sekiz metrelik bir karınca
    başında bir de şapka,
    var mı yok mu bilemem?
    penguenlerle, ördeklerle dolu
    arabayı çeken bir karınca
    var mı yok mu bilemem?
    fransızca konuşan bir karınca
    latince ya da cava dili konuşan
    var mı yok mu bilemem?
    peki! neden olmasın?

    çeviri: muzaffer uyguner
  • peri masalı
    çok eskiden günlerden bir gün
    seviyordu bir adam bir kadını
    çok eskiden günlerden bir gün
    seviyordu bir kadın bir adamı
    çok eskiden günlerden bir gün
    bir kadın ve bir adam
    sevmiyorlardı kendilerini seven kadını ve adamı

    günlerden bir gün
    belki de tek bir gün
    bir kadın ve bir adam sevdiler birbirlerini

    dizelerinin şairidir.

    edip cansever de, yerçekimli karanfil' de peri masalının içini doldurmuştur sanki;

    ...
    sen o karanfile eğilimlisin, alip sana veriyorum işte
    sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
    o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
    derken karanfil elden ele
    ...
    diyerek...
    (bkz: serbest çağrışım)
  • bahsedilmemiş; tahsin yücel tarafından çevrilen -seçme- şiirleri can yayınları tarafından basılmıştır.

    bunu bilin:

    "seve seve, okyanusta kayboldum. hem de ne okyanus!
    bir kahkaha ve gözyaşı fırtınası.
    bir gemiye binerseniz unutmayın pruvanın yüzüne
    bakın o dalgalar ve tuzlu sular kemirmiş
    gözünü size dikecektir.

    ama ben ne diyorum? aşkın gösteriler beni pek
    ilgilendirmiyor. artık musonların esişine göre
    bilinmedik kıtalara götürülecek bir yelken
    olmak istiyorum yalnızca. tek bir kişiyi
    bulacağım orada. onun için çoktan bulunmuş
    bir ad var elinizde.

    bir adada kaybolmuş bir açınsayıcıya uygun düştüğü
    gibi soyunuyorum ve bir heykel gibi
    kımıldamadan duruyorum.

    selam sana açıklarda esen yel ve sana, çöl, ve sana,
    unutuş.

    unutulup gideceğim. bir gün, kimse adımı bilmeyecek
    artık, ama ben onun adını bileceğim. bir
    akşam, şanlı ve zengin olarak döneceğim,
    kapısını çalacağım, çırılçıplak, ama yanıt
    verilmeyecek bana, kapıyı açtıktan sonra,
    gözlerine göründüğüm zaman bile.

    en azından süreklilik duygusu kazandım. hayır,
    mezarlık arazilerinin gülünç sürekliliğini
    değil.

    giyotinlerin belirmesini diliyorum boşu boşuna, ama
    kan düşkünü kalabalıklara ancak intihar
    isteğimi sunabilirim.

    devrim! ancak benim ölümümden sonra, uçsuz
    bucaksız cesedimi örtecek ak mermerin uçsuz
    bucaksızlığında.

    fransa bir eşekarısı yuvası, avrupa çürümüş bir alan,
    dünya da bilincimin bir yarımadası.

    bereket, yıldızlar kalıyor bana, bir de dünyanın aşkıma
    getirdiği binlerce engelin karşısına dikilen
    tinsel büyüklüğümün bilinci."

    hadi bi de şarkı ekleyim;
    http://youtu.be/imk2xzmjcka

    geçmiş olsun.
hesabın var mı? giriş yap