• o cimri ve para muhabbeti ile geçilmeyen memurların kralları var bir de. bak bak yanaş yamacıma anlatayım.

    memur kaç gün çalışır 22 gün. günde 1 lira çay parası verse 22 tl eder. peki çay parası ne kadar toplanıyor 10 tl.

    toplanan 10 tl çaya yetmemeye başlıyor. 12 tl olsun diyor organizatör kişi. biri çıkıyor ve ne diyor biliyor musunuz?

    - ben çayı şekersiz içiyorum, şekerli içenlerin şekerlerini de alıyorsunuz ondan yetmiyor. sadece çay alın, şekerli içenler şekerini kendi alsın. böylece çay parası 10 lira olmaya devam etsin dedi.

    ve istediği de oldu. bu cimri orospuynan mı uğraşcaz dediler.

    derken ramazan geldi. bu sefer bu cimri orospu ben oruç tutuyorum bu ay vermeyecem dedi. he taam he öyle olsun dediler yine.

    sonra bunun misafiri geldi, çay söyledi. götürdüler. hemen ortalığı birbirine kattım organize ettim milleti. çay parası vermiyorsa misafirine de çay ikram edemez diye.

    çoook pis göt oldu karı :)

    oh be.

    ek: iş yerindeki sebilden her gün 1,5 litre iyi su doldurup eve götüren vatandaşı atlamışım.

    bu 657 ye tabi adamların yarısı için konuşuyorum. bak yarısı direkt böyle.
    devlet çalışanlara bedava 1 paket bok dağıtsa da bu o ara izinde olsa. izin dönüşü benim bokum nerde diye ortaya düşerler.
  • vakti zamanında inşaat sektöründe iken bir öğretmene satmış olduğumuz dairede 75 w lık ampül geçmiş(bozulmuş) diye bir hafta sonra alıp bize getirmişti. daireyi satan müteahhit adamın elinden lambayı alıp yere vurdu ve cebinden 1 tl çıkardı (ki o zamanlar bir ampül 75 krş civarı idi) al git kendine ampül al bunla dedi. gördüğüm en karizmatik tepkilerdendi, adam da utanmadan alıp sevinerek çıktı ofisten.
  • gördüğüm bazı örnekler:

    -işyerinde çıkan öğle yemeğini beğenmediği için dışarıda yemek olarak 10 yıl boyunca sadece tavuk döner yemek (söz konusu kişinin incek'te bahçeli evi var).

    -25 yıllık memuriyeti boyunca ailesine ait yazlık dışında türkiye'nin hiçbir yerinde deniz, kış veya kültür tatili yapmamak (7000tl maaşı var, 55 yaşında, bekar, tek çocuk, ailesine ait evi olmasına rağmen 2. evinin kredi taksidi için ayda 5000tl ödemesi var)

    -yemek ucuz diye her gün öğle arasında diğer genel müdürlüğe 3+3, 6km yürümek. (bahsettiğim kişi 60 yaşında)

    -15-20 gün boyunca aynı gömlekle, aynı pantolonla işe gidip gelmek; çarşafa dönüşmüş pantolonu ve gömleği 8-10 yıl giymek (işin ilginci bu kişinin kolunda 2000 liralık italyan malı saat var. nasıl paraya kıyıp aldı, anlamak zor)

    edit: bir suru mesaj geldi. cevap vermeye usendim. epey bir bolumu saat rusvettir diyor, bana ne arkadasim benim derdim mi? kimisi memur oldugu icin alinmis, aklinca bana laf cakiyor. sirf kendi memur diye uzerine alinmak zorunda hissetmis demek. birkaci da 8 km yol mu olur diyor. google mapste en kisa mesafede yuruyus yoluna baktim tek yon 3km cikiyor. al degistirdim 6km, simdi mutlu musun. hic cevap vermeye degmeyen mesajlar da geldi.

    siz oturdugunuz yerden okuyup bu yazdiklarimi fantastik buluyorsunuz; kendi kendinize acik arayip, sallamis yavsak diyorsunuz. sizin hayal mahsulu (cool story) olarak kabul ettiginiz bu tipler roman kahramani degil, tamamen gercek. hayatla, insanlarla bu kadar kopuk olmayin. askerde gotunu tas toprakla silen adam vardi dedigimizde de inanmiyordunuz, guluyordunuz. gittiginizde bokuyla tuvalet duvarina safak yazan hanzolarla karsilastiniz. kafanizi birazcik yerden kaldirin.
  • kesinlikle bir çoğu için geçerli pintilik.

    adam utanmasa kafasına su döküp, güneşin altına oturup fotosentez yapacak öğle yemeği yememek için. bir eşofman takımı giyiyor o takımları en son 1988 seoul olimpiyat oyunlarında giymişlerdir. dolmuşa binmemek için resmen forest gump gibi yürüyor.

    neyse daha fazla anlatayamacağım, ileride biriktirdiği mal varlığı evlatları tarafından çatır çutur yenilecek olan memurdur aynı zamanda.
  • şimdi burası ikiye bölünecek; memurları savunacaklar vs pintilikleriyle alay edecekler.

    bakın burası çok önemli; hangi ortama girersen zamanla o ortamın ruhuna ortak oluyorsun. mesela memur ortamı, eli açık cömert insanlardan oluşuyorsa, siz de ne yapıp edip kendinizi onlara uydurursunuz, onlar gibi olursunuz, çünkü ortam baskısı size bunu gerektirir, yapmadığınız taktirde sizi pintilikle itham ederler, bu da gururunuza dokunabilir.

    bir de girdiğiniz ortam aşırı pintilerden oluşuyorsa, siz de zamanla onlara uyarsınız, paranızın cebinizde kalması hem hoşunuza gider, hem de cömertlik yapmayıp enayi yaftalamasından kurtulmuş olursunuz. çünkü cömertlik yaparsanız yine ortam baskısı size bir etiket bulur. enayi etiketi yine gururunuza dokunacağından, ortama ister-istemez ayak uydurursunuz.

    bunun devlet memurluğu ile alakası yok, ofislerde çalışan insanlara bakın; elit takılırlar, peki ofis elit bir ortam mıdır? hayır değildir, sadece ortam baskısı seni buna iter. bir hanzo olsan bile zamanla elitleşmeye başlıyorsun ister istemez.

    kısacası ortam çok önemli.
  • devlet memuru olarak katıldığım tespit.hesap ödemeyi vs geçtim kurumda aylık kişi başına 20 tl çay parası verilecek içmiyorsan bile o cüzi miktarı ver ki ortama adapte ol, kolektif yapıya katılmaya çalış. onu bile çok bulan adamlar var amk 657'lilerinde.
  • pinti sıfatı parası olup bunu sakınanlar için kullanılır. devlet memurunun cebinde ise para olduğu görülmemiştir.
  • memur adamı halı saha maçına çağırırsan çok ilginç forma kombinasyonlarını görebilirsin. sanki 1970 dünya kupası oynanıyor. ulan o forma en son 90 yılında satıldı nerden buldun, nasıl sakladın. biri uğur tütüneker formasıyla gelir, biri baggio. maçtan alacağın keyif otomatik azalıyor arkadaş.
  • daha fazlası için bkz asker. çay dışarda 1 lira askeriye içerisinde 5 kuruş. evet 50 değil 5.
    3 yandan rütbeli 5 dk sen ısmarla muhabbeti yaptı. ben de ; komutanım en iyisi ben ısmarlıym size yoksa çay falan içemeyeceksiniz dedim. hadi ısmarla bakiym dediler.
  • devlet memuru olarak cevap hakkımı kullanmak istiyorum:
    her ay ev kredisi ödeyip, iki çocuk babası olarak, çocuklarımdan hiçbir şey kısmayıp kendimden kısıyorum. tek bir kredi kartı kullanıyorum. asla market, kasap, yemek alışverişlerini kredi kartından çekmiyorum. ayağımı yorganıma göre uzatıyorum.
    söylemesi ayıp, geçen yıl 4 bin tl bağış yaptım ihtiyaç sahibi öğrencilere. o parayı kendime harcayabilirdim. hayatımda çok şeyi değiştirmezdi. başarılı ve yoksul olan çocuklar için çok şey değişti. bu yıl çevremde ihtiyacı olan 5 öğrenci var, elimden geldiğince ihtiyaçlarını gidereceğim. her cumartesi çalışıyorum, yoruluyorum, artı gelir oluyor. evet öğle araları bırak tost yemeyi, evden yemek götürüyorum. giyim kuşamı çok severim, ama elim gitmiyor, o parayı çocuklar için harcıyorum. borcu olsa da evim var, arabam var, babadan kalma yazlığım var. sanırım bir kendime karşı pintiyim.
hesabın var mı? giriş yap