• son siir kitabinda rahmetli annesine bir arkadasi gibi ismiyle hitap ederek ve konusarak, beni sok eden sair.(bkz: pulbiber mahallesi)
  • ...hiçbir takım tutmuyorum yıldızların takımından başka
    bilirsin işte
    erkekler büyük ayı kadınlar küçük cezve
    ...
  • füsun isimli dünya tatlısı bir bebeğin annesi artık.
  • şiirlerine neşeli hayat detayları karışmış tadından yenmeyen şair. bağımlılık yapar şiirleri. sıkıştıkça, boğuldukça şiirlerinden okuyup hayata tutunmanız mümkündür bir nebze. bu şiir kirliliği içinde daha çok şiir yazmalı ki zaten günbegün azalan türk şiiri okuru gerçek, lezzetli şiirle tanışabilsin.
  • uluslararası şiir festivali'ne aşağıdaki tarihlerde katılacak olan şair:

    12 mayıs 2010 emirgan beyaz köşk saat 14.00
    13 mayıs 2010 yerebatan sarnıcı saat 20.00

    ayrıntılı bilgi için:

    http://www.istanbulsiirfestivali.org/tr/index.asp

    edit: özgeçmişi sansürlendiği için kendisi festivalden çekilmiştir. aşağıdaki metin kendi kaleminden:

    "uluslararası şiir festivali 2010 özgeçmiş sansürü festival broşürü için benden özgeçmiş istendiğinde, göndermiş olduğum özgeçmiş metninin son cümlesi “şu sıralar cadılık, büyü çeşitleri gibi konularla ilgileniyor ve bir “efsun kitabı” düşlüyor.”şeklindeydi. tanıtım broşürünü gördüğümde tarafımca yaz...ılan özgeçmişimden, benden izin almadan bu cümlenin çıkarıldığını farkettim. editöre bunun sebebini mail yollayarak sordum, herhangi bir cevap alamadım. bu cümleyi her kim özgeçmişimden hangi sebeple çıkarmış olursa olsun, şunu bilmesini istiyorum. ben cadıları sevmeyenleri sevmiyorum. cadılardan korkanlardan da korkmuyorum. özgeçmişime uygulanan bu sansürü şiirime uygulanmış kabul ediyorum. cadı avcıları her çağda olmuştur. bugün de vardır. ve maalesef artmaktadır. bir şiir festivali kitapçığında dahi cadılığa tahammülü olmayanlara bildirmek isterim. yazmaya çalıştığım kitap bir “efsun kitabı” olacak, cadı avcılarına yönelik büyü girişimlerim sürecek. benden bir hanımefendi olmamı bekleyenler ve hanım hanımcık bir özgeçmiş yazmamı dileyenler özgeçmişimi (hangi sebeple olursa olsun) kesip biçenler biliyorum ki bazı haddini bilmez beyefendilerdir. onlar muhtemelen şiiri ılık bahar yağmurları ile karşılaştırıp, bir tür oyun hamuru gibi istedikleri gibi yoğurabileceklerini zannedenlerdir. bu beyefendilerin bilmesini istediğim bir husus vardır. şiir onların zannettiğinden çok daha sert ve çetin bir şeydir. şiir onların caiz bulmadığı pek çok şeyi barındırır. şiirin tahammül edemediği onların tahammülsüzlüğü ve sansürüdür. denilebilir ki “ne olmuş canım bir cümleyi çıkardılarsa, sen de aklı başında bir özgeçmiş yazsaydın.’’ böyle söyleyenler şair değildir ve hiç olmayacaklardır. hiç olmamışlardır. aklım başımda olsaydı şiir yazmazdım. aklım başımda olsaydı her devirde nasıl beceriyorsam muhalif olmanın bir yolunu bulmazdım. aklı başında olanlar, aklı başında olmayan bir cadının özgeçmişini istedikleri gibi kesip biçebileceklerini sanmışlar ve bir cümleyi çıkarmışlardır. çıkardıkları cümle kendilerince muhtemelen caiz bulunmamış olabilir, belki bir şiir festivalinin “saygınlığına ve ağırlığına” yakıştırılmamış olabilir ki şiir hiç de onların istediği bir ağırlığı taşımayacak ve onların istediği biçimde saygın olmayacaktır. şiir, gerçek şiir okurlarının ve gerçek şairlerin anlayabileceği başka tür bir ağırlık ve saygınlığı yaşatmıştır. o halde sormak gerekir, bir şiir festivalinin açılış davetiyesine, resmi (formal) kılık kıyafetle teşrif buyrulmasını isteyenler de aynı “saygın” kişiler midir? bu kılık kıyafet yönetmeliği beni fena halde daraltıyor ve devlet memurları festivali ruhumu sıkıyor. özgeçmişimin makaslandığı festival kitapçığını gördüğümde incindim. önemsememeye çalıştım. neticede ben bir cadı olarak türlü ağır üzüntüleri şiir denen büyü ile başımdan savmıştım. aldırmamaya karar vermiştim. sonra gece yarısı üstüme büyük siyah bir pelerinin atıldığını gördüm rüyamda, uyandım. birden bire bu sansür beni çok sinirlendirdi. şöyle ki özgeçmişimden avukat olduğuma dair bölüm çıkarılsa hiç kızmazdım da, cadı olduğumu söyleyen kısım çıkarılınca art niyetli buldum. üstelik özgeçmişten ismi füsun olan bir kızımın olduğuna dair bir bölüm de çıkarılmıştı. demek insanın kızının isminin füsun olması da caiz değildi. bazılarının söylediği gibi hakikaten “ülkemiz normalleşiyor” ve başta şairleri normalleştirmek en mantıklısı, şairlerin özgeçmişlerinden caiz olmayan, örf adet ve din diyanete mugayir bölümlerin çıkarılması ve açılışta resmi kıyafet talepleri hep bu normalleşmenin belirtileri. öyle ki yakında bir cadı avı da başlayabilir, önce kendini cadı ilan edenler avlanır ve sonra bazıları cadı ilan edilerek avlanır. belki füruğ bizde de yasaklanır. belki bazı cümleleri özgeçmişimden çıkaranlar böyle bir tepki ile karşılaşacaklarını da öngörmemişlerdir. aman şimdi tepki çekmeyelim demişlerdir, festivalimizin “saygınlığı ve ağırlığına” cadı ve büyü gölgesi düşmesin demişlerdir. nasıl olsa bir cümle o kadar da önemli değil demişlerdir. işte o çıkarılan bir cümle bizi daha da cadılaştıran cümledir. festivalde şiir okumayacağım. ve bir cadı olarak beni fazlaca sinirlendirdiğinizi belirtmekle yetineceğim. eğer bana dense idi ki, özgeçmişinizden cadılıkla ilgili bölümü çıkaracağız izniniz var mı? hayır derdim. izin vermiyorum. maalesef bu da yapılmadı. bu “ağır ve saygın” festivali ve özgeçmişimi makaslayan beyefendileri ayıplıyorum. sizin festivaliniz varsa bizim de büyülerimiz ve kedilerimiz var. en muzır neşriyat duygularımla. hoşça kalın. didem madak
  • şiirinin arkasında duran gerçek şairlerden. takım elbiseli şiir abilerine gereken dersi vermiş, afferindir. bir kez daha gönlümüzü kazanmıştır.
    (bkz: şair duruşu)
  • ruhunun dallarından ah'lar dökülen şair. bi tanesi şöyledir mesela:

    mutfağa gidip domates çorbası pişirdim
    çoktandır öksüz olan mutfakta
    buğulandı ve ağladı camlar
    gözyaşlarını kuruladım perdenin ucuyla
    çoktandır öksüz olan dünyaya baktım
    allah babasıyla baş başa kalmış insanlara
    poşetin tamamını beş bardak suya boşaltınca
    sanki biraz rahatladım
    kazanlar dolusu çorba kaynatsam sanki
    artık kimse mutsuz olmayacaktı
    ah dedim sonra
    ah!

    bir şairin kadın olduğunu belli ederek şiir yazmasından daha tatlı ne olabilir. annesinin terliklerde bıraktığı boşluğu okşayan bir şairse hele. nefis.
  • her türlü enseye tokat göte şaplak ilişkisinden uzak duran şair... kendi kendine güzel ve var. severek okuyorum.
  • an itibari ile hayatını kaybetmiş olması yüksek ihtimal.

    peşin edit; gerçekten kaybetmiş. 3 yaşında küçücük de bir kızı vardı.
  • "anlatarak bitiriyorum hayatımı
    bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat
    bir çiçek çizdim bu akşam avcuma
    ismini her şey koydum" diyerek gitti dünyadan. beynim ve kalbim zonkluyor.
hesabın var mı? giriş yap