• türkiye’de yüksek öğretimin bacağına sıkmamak için bazı hamlelerin yapılması şart. bunların başında yabancı dil kriteri geliyor, fakat tek başına yeterli değil. şöyle ki,

    bazı hocalar var, adamın ciddi ciddi 20’den fazla yayını var. bu yayınlar alanında o kadar değerli ki yazarlarından başka kişiler tarafından diğer dillere çevrilmiş ve uluslararası yayınlara konu olmuş. şimdi bu kadar çalışkan ve özverili hocaların sadece dili yok diye doçentliği olmasın mı?

    o halde yapılacak şey, dil puanının yanı sıra uluslararası alanda her yayın çevirisi ve alıntısı vb.nin doçentlik puanının hesaplanması esnasında kullanılmasıdır. yani dil çok önemli olmakla birlikte her şey değildir. kavanozdaki taş (kum ve su) misali..

    böyle bir denge kurulmadan türk akademisi istediği yere asla gelemez.
  • doğru söylemiş adam. bu memlekette "makale çevirmek" diye bir olgu var. ilk kez stajda duyduğumda sormuştum "ya neden çeviriyoruz, ingilizcesinden okuyalım işte" diye de kimse cevap vermemişti. sonra anladım neden olduğunu. daha da sonra duydum ki hadi benim fabrikadaki şefi geçtim, ciddi ciddi bunu yaptıran hocalar varmış.

    demem o ki, zaten dil sınavı şartı varken de bu ülkenin akademisinde "makale çevirmek" diye bir olgu var. o şart orada olsa neee, olmasa ne. her türlü aynı yola çıkmışız.
  • ingilizce yoksunu olanlar da kazanabilsin diye yökdil denen göstermelik şeyi bile becerebilecek kapasitesi olmayan insanlar çok başarılı birer akademisyen olurlar. evet. hem de dünya çapında. kıskananlar çatlasın. sefam olsun oh oh!

    bir 5-10 sene sonra, beyin taşıma şartı da kaldırılsın. beyin herkeste var. sıradışı olan beyinsizlik. yaşasın sıradışı şeyler. akademisyenlikle sıradanlık bağdaşmaz zaten.
  • ılkokul şartını kaldırıp 5 şart koyun . bilin bakalım şartlar neler. elimize gelen şart kombinasyonu sikilesiciler ülkesi
  • akademinin olayı evrensel literatürü yerli literatüre de taşımak değil midir aynı zamanda? ben tezimde amerikadan bir ölçek uyarlıyorum mesela, ölçtüğü kavramı türkiyede herhangi bir yerli yayında bulamadım, ilk olacak kısmetse. dil şartı olmasa bu literatür nasıl tanınacak, taranacak? araştırma görevlisi ararken bile beş gün şartı ile berbat ücretler teklif eden tabela üniversitelerinde kadro arıyorum bir de, her şartı sağlasam da tez görüşmesine gitme gerekliliğim yüzünden iş bulamıyorum ya. akademiyi daha kaç farklı biçimde itibarsızlaştırmaya çalışacaksınız acaba?
  • esasen yökdil sınav şartını kaldırıp toefl veya ıelts gibi uluslar arası bir sınavdan puan istenebilir fırsattan istifade.
  • kusura bakmayın ama yök dil sınavından 65 alamayan adam da doçent olmasın bir zahmet.
  • "katıldığım önerme. ösym'nin hazirla(yama)digi sınav sonuçlarını değerlendirme dışı tutalım. bir dile gerçekten hakimiyeti ölçen dünya genelinde kabul gören sınavları ölçüt kabul edelim. günümüz dünyasında yabancı bir dile hakim olmak bilim yapmak için gerçekten oldukça önemli. "
    tam böyle açıklayayım diyorum sonra bir tiksinme ile gülme arası his geliyor. ne bitmez çilemiz varmış gerçekten.
  • bilimsel verinin büyük bir kısmının ingilizce olduğu göz önünde bulundurulursa ne kadar saçma bir önerme olduğu anlaşılır. bir akademisyenin branşı ile ilgili ikinci bir dili de iyi seviyede bilmesi gerekirken utandıran açıklama.

    dil sınavlarının yeterliliği tartışılır o ayrı.
hesabın var mı? giriş yap