• zombi ısıran insan sahnesi beni benden almış film
  • acayip bir film.

    öyle ki sevdim mi sevmedim mi ona bile karar veremedim. seyretmesem çok şey kaybeder miydim? sanırım hayır. seyrettim de ne kazandım? ona da cevap yok. film bitti ve nötr bir ruh hali. bu da bir şey olsa gerek.

    --- spoiler ---

    o son altını unutmayacaktın hacı...

    --- spoiler ---
  • filmin adını en başta "rød snø" yani "red snøw" daha da yani "kırmızı kar" køyacaklarmış ancak aynı isimli isveç/nørveç ortak yapımı başka bir yapım olduğundan "ölü kar"da karar kılmışlar.
    bu film de havalar ne kadar søğuk ølursa ølsun døn atlet yatarım abicilerden. biri bana anlatsın bu gavur milleti hiç mi üşümez.

    nøt: bu ø harfi de çok havalıymış insanda cümle içinde kullanma isteği uyandırıyor. bu nedenle işbu entryi bir kıssadan hisse ile bitireceğim: øsuruktan bi øğlun ølsun adı da øsman ølsun.
  • karlı ve soğuk avrupa dağlarının arasına sıkışıp kalmış, manevi aç gözlülükleriyle ve zamanla zombilere dönüşmüş nazi askerleri gibi orjinal bir fikrin, korku komedi gibi zor bir yola çekmeye çalışarak berbat edilmiş film. ikinci dünya savaşı hastasıyız, zombi filmi manyağıyız, nazi altınlarını biz de merak ediyoruz, teen slash de bir yere kadar ama komedi unsuruna hiç gerek yoktu, gerçi film içinde bir iki tane durum esprisine kahkahalar atarak güldüm ama ne bileyim, komedi olmasaymış keşke; bir de madem norveç yapımı film, bir iki tane güzel kız koysaydınız...

    --- spoiler ---

    zombilerle baş etmek zorunda kalan gençlerin, kulübede bulduğu orak ve çekiçle nazi zombilere dalması, bunu gören zombinin iyice kudurması ve yahudi olan elemanın ısırıldıktan sonra zombiye dönüşmemesi gerçekten kırdı geçirdi beni...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    nazi zombilere molotof kokteyli attıkları sahneyle beni benden almış güzide film. izlerken bu filmden korkmanız mı yoksa bu filme gülmeniz mi gerektiğine karar veremiyorsunuz. işin en ilginç yanıysa dünya malına değer veren zombileri yaratmışlar bu filmde. adamların tek amacı altınları geri almak *

    --- spoiler ---
  • bir türü taklit edeceksen de iyi et demişler. bu norveçliler bildiğin zengin ve zeka küpü insanlar. hepsi de birer winner. ama tesadüf değil: pırıl pırıl giyinmiş bu norveçli gençlerin tıp öğrencisi olması bir tesadüf değil. hepimiz biliyoruz ki, tıp konusunda eğitimi en iyi ülkelerden biridir norveç. sonra o gençlerin tığ gibi beyazlar içinde giyinmiş olması bir tesadüf değil: kazakları bereleri tam iskandinav modası, nasıl derler, üzerlerinden zenginlik akıyor. vegard'ın ski molası verip "matpakke" yemesi veya martin'in kolundaki norveç bayrağı da öyle. veya o dağlar, dağ kulübeleri, ekstrem kar sporları filan: karlardan ve dağlardan ve matpakke'den ve kazaktan başka pazarlayacakları şeyler kısıtlı olan norveçlilerin elinde bir de o güzel ironileri var. belki yalnız, sıkıcı, sıkılan ve zengin norveç imajını biraz düzeltmek adına kültürel öğeler ve hollywood klişelerini bir arada bize sunan ve bir kez daha tarihindeki nazi travmasını orak çekiç esprisiyle savuşturan bu hoş filmi, norveçi ve norveçlileri seven herkesin izlemesini tavsiye ederim. ayrıca zombilerin nazi askerleri olması da kesinlikle tesadüf değil. bu film bir ülkenin yurt içi ve yurt dışında yapılabilecek en iyi reklamı olsa gerek.

    --- spoiler ---

    erlend'den geriye kalan beyin, zombi yakıp üzerinde kesik kolunu söndüren martin'in tüm çabalarına rağmen çükünü zombiye kaptırması ve film sonundaki dikkatli gözler için tahmin edilebilir o cepteki altın twisti gerçekten keyfimize keyif katıyordu.

    --- spoiler ---

    aynı zamanda depresif bir korku türü yerine filmin gayrıciddi ve eğlenceli olmayı seçmesi ve hamsun şimdi görse belki de esef duyacağı bu gençlere (kızlar teklif ediyormuş) yine de tarihinizi öğrenirken ve yad ederken ciddiyeti elden bırakmayın şeklindeki bir telkin de pek bir "bağlama uygun" olmuş.

    aslında norveç ülkesi max manus, hamsun ve död snö filmlerinde gördüğüm ve norwegian history dersinde işlediğimiz üzere, tarihiyle yüzleşirken escapist tavırlar sergiler. güya naziler onlarla iyi geçinmiş, onlar nazilerle değil. güya bu naziler yeri gelince onlara çok zulüm etmiş ve onlar ellerindeki imkanlarla karşı da koymuşlar. norveç güzel ve zengin bir "nation state" ve populer sinemasını da anladığım kadarıyla bu minval üzere geliştiriyor. vitrine menekşe gözlü güzel oğlanlarını, akıllı ve karizmatik genç kızlarını koyuyor ve bu dokunun bozulmaması için belli ki olanca malzemesiyle çalışıyor. belki bir yandan kendi "göç alan" örnek toplumunda neo-nazizme karşı da titiz çabaları var. ama toplamda hepsi takdire şayan bir imaj çalışması.
  • nedense the cabin in the woods tadı yakaladığım bir norveç filmi.

    bayıla bayıla izledim. özellikle hollywood göndermeleri çok iyiydi. gore unsurları da tam tadında.
  • zombie sinemasına norveç'in yeni hediyesi.

    http://artperest.blogspot.com/…9/03/dd-sn-2009.html
  • müzik, görsellik ve gore estetiği ile senaryo zaaflarını kapatan güzide eser.
    http://www.otekisinema.com/?p=5861
hesabın var mı? giriş yap