• yıllardır neredeyse tüm yazarları ile akp'nin ne kadar demokrat olduğunu anlatmakla meşgul olan yayın grubu. bugüne kadar emekçilerin, bürokratların ve öğrencilerin özellikle tatmakta olduğu, bizzat kendi yazarlarınca ballandıra ballandıra anlatılan "tayyip demokrasisi" ni nihayet yakından görme zevkini yaşıyorlar. alın şimdi akp'yi ve onun demokrasisini nereye isterseniz oraya (!) koyun.

    faşizmin ayak seslerini 'demokrasi' tamtamı diye mutlulukla dinleyenler; uzaktan sesi hoş gelen davulun tokmağı kafalarında patlayınca boşuna ağlarlar.
  • murat yetkin, yediği cezanın bakü-tiflis-ceyhan boru hattının maliyetine denk olduğunu belirtmiştir bugünkü yazısında. ben de bir otuz saniye boyunca rakamları yanlış gördüğüme kendimi ikna etmeye çalıştım ama nafile. kaka doğan öcü doğan derken kafanıza rupert oturursa o zaman görüşürüz. adam girizgahta kimin taraftarlığını yapacağını belli bile etmiyor.
  • yıllardır beleş'e aldığı petrolofisi ile vatandaşa pahalı benzin satan aydın doğan'ın holdingi. milletin malı ile milleti kazıklamak nasıl bir duygu bilinmez ama neyse ki yetimin malının gırtlağa oturma gibi bir özelliği var.

    bir de şöyle bir entry var belki alakalıdır: #10448159
  • ülker'e satılacağına ya da tamamen tasfiye edileceğine zerre kadar inanmıyorum. lakin olur da, bu grubun tüm medya organları iddia edildiği gibi mevcut hükümetin ideolojisine yakınlığııyla bilinen unlu mamülcülere satılırsa, türkiye'de yepyeni bir dönemin başlayacağından emin olabiliriz. ve korkarım ki, bu yeni dönemin sonunda parlayan bir ışık göremeyeceğiz. peki bu ışığı bize tutan doğan grubu muydu? bize değilse bile birilerinin gözünü kör eden fenerlerin üzerine tuttuğu ışıkla bile karanlığı isteyenlerin tekerlerine çomak sokmayı başarmıştır. sadece bir örnekten yola çıkarak bile söyleyebiliriz ki, söz edildiği gibi bir değişim gerçekleşirse, türk insanının gerçekleri öğrenme hakkı çok, ama çok uzun bir süreliğine, elinden alınmış olacaktır...
  • iyi olmuş, kötü olmuştan ziyade doğruluğunun ve sonuçlarının incelenmesi gereken cezadır. çok detaylı bir araştırma yapmamama karşın, ilk bakışta cezanın son derece zorlama ve kasıt içeren nitelikte olduğu söylenebilir. geçenlerde uğur dündar sabah programında, maliyenin çalışanları doğan grubu şirketlerinde full time mesai yapar gibi aylardır gidip geliyorlar diye bir söz söylemişti. buradan da niyetin biraz bozuk olduğunu anlamak mümkün.

    öte yandan olayın ekonomik boyutunu incelersek etkileri çok olumsuzdur. kendinizi yerli-yabancı ve hukuk tabiri ile basiretli bir yatırımcı olarak düşünün. siz bu cezayı duyduktan sonra türkiyeye yatırım yapmak için ikinci üçüncü kez düşünmez misiniz? hani bizim önceliğimiz açlıkla, işsizlikle savaştı. piyasada düzgün iş yapmayı düşünen insanları korkutarak (doğan öyledir ya da değildir, konumuz o değil, ama doğan'a verilen ceza herkesi korkutacak niteliktedir) bu amaçtan uzaklaşılmıyor mu?

    haa burada zaten amaç biraz da şu: sen işi kuralına göre yapmak isteyen kanunlara kurallara uyacak şirketleri korkut, piyasadan uzak tut, onların yerine kendine yakın, altına imza attığı sözleşmeyi okumayan, ihale şartnamesine bakmadan teklif verip sonra nasıl olsa hallederiz diyen çalıkları, pardon çakalları piyasada tut.

    bu konuda tabi yazılacak çok şey var da özetle şunu diyebilirim ki, olay "oh kapak olsun" ya da "vay adi akp" ekseninde değerlendirilmeyecek kadar ciddidir. bu ceza mesela amerikada olsa, sonra da mesela haksız olduğu ortaya çıksa, o cezayı veren kurumun yöneticilerini hapse kadar giden bir süreç bekler, sen suçsuz şirkete nasıl çamur atarsın ve daha da önemlisi, serbest piyasa ekonomisinde nasıl böyle terör estirirsin diye.

    bir çift söz de maliye personeline. tamam memursunuz siyasetten de etkileniyorsunuz ama bu kadar da kukla olunmaz ki be kardeşim. cezanın kalınlığını hükümet belirleyip, maliyeciler o büyüklükte buzağı arıyor öküzün altında anlaşılan.
  • yedikleri cezayla beraber sanırım esnaf deyimiyle "kepenkleri indirip dükkanı kapatacaklar"
  • yaptıkları söylenen vergi usulsüzlüğü ile değilse de akp'yi bu kadar palazlandırıp, başa geçmeleri konusunda verdikleri uğraş nedeniyle cezayı hakettiklerini düşünüyorum. ama tabi referans olarak onu alırsak bu ceza çok az kalıyor. bugün onlarla aynı safta olup karşı devrimin başarısı için ter dökenler (ki bunlara anti-militarizm'in demokrasi ile eş anlamlı olduğunu düşünen ikinci cumhuriyetçiler de dahildir*) günü geldiğinde devrimin önce kendi evlatlarını yediğini ama ondan da daha önce artık gerek duyulmayan yalakaları yediğini göreceklerdir.

    yapılan işlem sermayenin el değiştirmesi operasyonunun bir halkasıdır. karşı devrimin başarıya ulaşması ve daha önemlisi kalıcı olabilmesi için muhaliflerin yok edilmesi/pasifize edilmesi kadar sermayenin ele geçirilmesi de önemlidir. ya o sermaye sadık taraftarlara aktarılmalı ya da sermaye sahibi kayıtsız şartsız destek verir duruma getirilmelidir (ve tabii ki burada hukuki dayanak bulunması gerekli bir durum değildir). 2001'den bu yana bu işler bağımsız kurul ve kuruluşlar eliyle sürüdürülmektedir. eğer aydın doğan erken davranıp dışbankfortis'e satmamış olsaydı bu işlem muhtemelen dışbank üzerinden yürütülecekti. yani son kaçınılmaz, sadece geciktirmek mümkün(dü).
  • acınacak hali yoktur, kendi yarattığı canavarın altında kalmıştır.

    küçük aklıyla ülke yönetiminde söz sahibi olmaya çalışan, geçmişte bu yönde başarılı müdahaleleri de olan, ülkenin soyulmasına göz yummakla kalmadığı gibi, yağmadan payına düşeni almak için ön saflarda koşturan, önceliği habercilik değil, siyasi dengeleri ve ticari menfaatlerini gözetmek olan şirket.

    isteseydi, ki yapacağı sadece vuku bulmakta olan rezaletleri haber vermek olacaktı, akp iktidarını 6 ayda yıpratır, kısa zamanda da indirirdi. bunu yapmak yerine işbirliği içinde olmayı, "komşuda pişer, bize de düşer" zihniyetiyle özelleştirmelerden, ihalelerden pay almayı tercih etti. bu arada da, vitrin süsü birkaç cesur adamı bünyesinde tutup, "bizde her fikre yer var" aldatmacasını yutturmaya kalkıştı. yutmadık, ama o vitrin süslerinin yüzü suyu hürmetine gazetelerini okuduk, televizyonlarını seyrettik, rakiplerinin birer birer tasviye olmasına seyirci kalmasını hazmettik.

    bu ülkede günün birinde gazetecilik yapılacaksa, bu grubun sahiplerinin bu alandan tasviye edilmesi gerekliydi. bu, şimdi olacak; grubun yayın organları yeşil sermayeye geçecek. "dava açacaklarmış da, iptal ettireceklermiş de, indirteceklermiş de" kısmı hikayedir. bu büyüklükte cezanın -askıda da olsa- ensesinde olduğu bir şirket iflah olmaz.

    ama, enseyi karartmayın, bu geçici bir durum. bu operasyon nihayete erdiğinde dengeler o kadar bozulmuş olacak ki, birileri iyice azıtacaklar ve sonunda çıngar çıkacak. bir bahar temizliği yapılacak, yeni, sağlıklı dengeler kurulacak.

    daha güzel olacak. inanın.
hesabın var mı? giriş yap