• q hayashida adlı hatun kişisi tarafından yazılıp çizilen nev-i şahsına münhasır bir post apocalyptic seinen manga serisi. kasvetli atmosferi, orijinal kurgusu, kara mizahı ve detaylı çizimleri ile kendisine hayran bırakacak nitelikte. özellikle de mekan tasvirleri oldukça başarılı, okuyucuya hem steampunk havası veriyor hem de fantezi.
  • bu serinin mangakası hayashida kyu(takma adı, gerçek ismi halktan gizliymiş), bir zamanlar nihei tsutomu'nun asistanlığını yapmış.

    not: mangakanın ismini aratınca çıkan fotoğraf, mangakanın değil başkasınınmış(japon bir aktrismiş fotoğraftaki kişi).
  • mangasını oturup 1 haftada bitirdiğim hikayenin adı.

    eğer animesini izleyip mangasına geçmeyi düşünürseniz ciddi şekilde düşünün. zira izlediğiniz anime, manga için tamamen ufacık bir giriş sekansından başka bir şey değil. olaylar öyle saçma sapan yerlere gidiyor ki akıl almaz. spoiler vermemek için çok uzatmıyorum. ama sabrınız varsa okuyun derim. güzel vakit geçiyor. ama sonu yine tipik bir manga gibi bitiyor.
  • çılgın, sınır tanımaz, manyak, saykodelik zihnin ürünü ve birebir yansıması olan bir eser. günümüzde, bu tarz zihinler kurguyu haddinden fazla özgürlükçü (gelenekleri umursamaz) tasarlama hevesine kapıldıkları (meylinde oldukları) için ortaya çoğunlukla (ürün mayetinde) okuyucusuna/izleyicisine ulaşma hedefinde olmayan, bu sebepten içine kapanık ve kendiyle haşır neşir olan bir anlatı çıkıyor. kendi kendini hedef alan bu anlatılarda okuyucu/izleyici eserle bağ kurmakta zorlandığı bir anlam karmaşasının içinde sürükleniyor ve fazlasıyla özgün olan iletileri anlamakta güçlük çekiyor, dolayısıyla bir noktadan sonra pes ediyor: ya akışına bırakıyor, anlamaya çalışmıyor, yalnızca kabulleniyor ya da odağını kaybedip, yaşadığı tuhaf deneyimi terk ediyor. ancak dorohedoro'da durumlar böylesi karamsar bir noktaya evrilmiyor.

    aksine, özdeşi birçok kurgunun amaç olarak hedeflediği materyalleri ve enstrümanları absürt (belki "saçma", ama neden saçma? alışık olunmayan bir dokusu olduğu ve bu sebepten tuhaf olarak nitelendirilme ön yargısını tetiklediği için mi? saçma kıstası nedir?) bir şekilde olağanlaştırarak bir araç haline dönüştürmeyi başarıyor. örneğin, vahşet çoğu zaman bir kan fıskiyesi gibi bütün odağın merkezi haline gelirken, rahatsızlık derecesinde etkiye ulaşmıyor. diğer yandan ahlaki ve insani değerlerin hiçe sayılması, okuyucu/izleyici bünyesinde eserin sorgulanmasına yönelik bir güdüyü harekete geçirmiyor. bilakis, yaratılmış olan üst gerçekliğin (kurgunun) hedefi, orijinal bir bakış açısıyla ve metinlerarasılık yoluyla özdeşlerini eleştirmekle sınırlı kalıyor. kısacası, vahşet amaç haline dönüşmüyor, yalnızca bir araç ve kurgunun dokularından biri olarak işlevini sürdürüyor. zaten vahşet ve benzeri örneklerin bir amaç olarak belirlendiği çağdaş (özdeş) örneklerde de bu tutum okuyucular/izleyiciler tarafından "artık" tanıdık bulunuyor ve onaylan(a)mıyor.

    dorohodero'nun olağanlaştırdığı absürtlük, anlatı boyunca, gizemini ve ferahlığını korumaya devam ediyor. özdeşlerinin çoğu, bir noktadan sonra kendilerini açık edip, yani climax'a ulaşıp, ulaştıkları o climax'ın meyvelerini toplamakla ve hatta katır kutur yemekle yetinirken, o'nda bahsi geçen ya da benzeri bir tatmin hissiyatı yok. olağanlaşan ve bir noktadan sonra tanıdık gelebilecek herhangi bir tekrarla (repetetion) karşılaşılmıyor. kendisini tekrar edebileceği noktada, anlatıya yeni ve yabancı bir absürtlük ekleyerek, olağandışılık - olağanlık tartısını dengeliyor ve yeni bir sayfa açılıyor. böylelikle okuyucu/izleyici kurgunun içine doğru çekiliyor, odağı merak ve gizem unsurları tarafından yeterli ölçüde cezbediliyor.

    sözün özü: içine kapalı, olağandışı ve (şüphesiz) orijinal olan üst gerçekliğini, metinlerarası enstrümanlarla ve absürt materyallerle örerek, olağan bir dile sahip olan dorohedoro, uç noktalardaki şiddet, ahlaki yoksunluk, çözülmesi gereken bir gizem ve alışılmadık göstergeler yoluyla ortaya çıkan özgün değer yargılarını başarılı bir şekilde harmanlıyor ve okuyucusuna/izleyicisine keyifli - eşsiz bir dünya sunuyor. günümüzde böyle bir eserle karşılaşmak o kadar kolay değil; içine kapanık olan ve ulaşılamaz olan kurguların aksi yönünde duran, yalnızca kitle seyirciye yönelik (fan service) içi boş ve söyleyecek hiçbir yeni sözü olmayan eserlerin hüküm sürdüğü tüketim hegemonyasının içinde bir denge kurabilmek gerçekten zor. dorohedoro da, nadir şekilde bunu başarabilen eserler arasında yer alıyor.

    kendisini şiddetle alkışlıyor ve on üzerinden herhangi bir puan vermekle uğraşmadan, sevgi - saygı - hoşgörü - şükran duygularıyla uğurluyorum.
  • netflix’e gelecekler arasında dikkatimi çeken bir dizi oldu. ninja kaplumbağalara oradan 5.sınıfıma oradan dadiğer geçmişime gittim tek bir benzerlikle. anlamsız bir duygusallık yaşadım o yüzden şans vermek istiyorum.
  • sürükleyici ve epeyce fazla kanlı anime.
  • "bu ne lan" diye başladığım müziklerine ve dünyasına hayran kaldığım anime.

    caiman isimli kertenkelenin nasıl hafızasını kaybettiğini ve kertenkeleye dönüştüğünü, nikaido isimli kankisi ile araştırmaya başlamasını konu alıyor. çok değişik bir evrene sahip dorohedoro'da büyücüler ve insanların ayrı evrenleri var ama büyücüler istedikleri zaman insanların dünyasına (delik) geçiş yapabiliyor. işlerin karıştığı nokta da burada başlıyor.

    son bölümlere kadar koruduğu gizem diziyi daha sürükleyici yapıyor. jeneriklerini bile geçmeden izliyorum. sanatsal açıdan muhteşem bir iş. manga çok okumadığım için geç haberim oldu. zaten çok sevilen yapımlardan biriymiş son yıllardaki.

    bitmesine kıyamadığım, izlediğim en kanlı ve acımasız dünyaya sahip animelerden biri.

    tüm karakterlerini severek izliyorum. bazı animelerde içimi bayan karakterler oluyor ama bunda yok. hepsinin sahnesi çok iyi geçiyor ve her karakterin dünyasının derinliklerine inmek istiyorsunuz. üzücü olan animede bu sürenin kısıtlı olması. mangayı okuyanlar daha şanslı olabilir bu konuda.

    kaldı ki bu gidişle ben de başlayabilirim mangasına.
  • karakterlerinin tiplemeleri bana (bkz: hotline miami) oyununu andıran animedir. ilk izlediğimde ısınamamıştım ama izledikçe baya sevmeye başladım. özellikle introsu mükemmeldir.
  • ilk bir iki bölüm alışınca su gibi akıp giden netflix animesi. karakterler enfes, genel olarak da komik.
  • animelerden genelde hoşlanmayan beni bile kendine hayran bırakan yapım. çok iyi be
hesabın var mı? giriş yap