• 1 mayıs itibari ile güçlendirmeye geçiyor olacağım.13 aralıktan bu yana 120 günde 25 kilo vermemi sağladı.eski kiyafetlerimin hepsini geri dizdim kolayca kullanabileceği dolabımın işlek köşelerin.meydada çıkan karalayıcı haberlerin aksine hiç sağlık sorunu yaşamadım.öyle deli divane spor yapmadım.ve en önemlisi iştahlı bir gece yemek yemeyi sever ve ağız tadına düşkün biri olarak istediğim saatte yiyip iskenderinden un helvasına kadar tüm lezzetleri dukanlaştıran dukandaşlar sayesinde ağız tadım hiç bozulmadı.güçlendirme korkutuyor mu evet korkutuyor.arada kalmak ne yiyeceğini bilmemem ödüllerin seni cezbetmesi vs vs..seyir iyiydi yaw.
  • sitesindeki zamazingoyu doldurdum. bana istediğim kiloya ulaşmak için 263 gün diyet yapman lazım dedi. bir hassiktir çektim içimden.

    o kadar zaman tavuk et yersem gut olurum lan. proteinden zehirlenir geberirim amoğakoym.
  • olumsuz yorumları okuduğumda korkmuştum ama çok zorlanırsam bırakırım, neticede obez değilim diye düşünüyordum. yaklaşık 2 aydır yapıyorum ve hiç zorlanmadan 56 kilodan 50'ye düştüm. çok kilolu olmadığım için yavaş yavaş gidiyor kilolarım. hedefim 49-48 olmak. seyir evresindeyim şu anda, annemin internet araştırmaları sayesinde dukan usulu tiramisu ve nutella gibi bir tatlı olan dukannella bile yiyebiliyorum. hayatımın diyetidir.

    ps: diyete başladıktan bir ay sonra sürekli protein ağırlıklı beslendiğimden dolayı gidip kan tahlillerimi yaptırdım, ne kolestrol ne de şeker problemim var. içim rahat bir şekilde devam edeceğim bu diyete.
  • şimdilerde türk doktorlarının ve diyetisyenlerinin itin götüne soktukları diyet. diyeti yapanları aç bırakmıyor. o kadar popüler oldu ki diyetisyen ve doktorlar durumdan rahatsız.

    (bkz: itin götüne sokmak)
  • gün itibariyle 1 aydır uyguladığım diyet.
    benden götürüsü 12 kilo oldu. fakat konuyu biraz açmak isterim izninle sözlük:

    30 ocak 2012 - 5 nisan 2012 arası klasik, az yemeli, ekmeksiz, şekersiz bilindik bir rejim uyguladım. haftanın 6 günü jimnastik yaptım. pazar günleri yattım. ekmeğin, şekerin ve fast food'un olmaması özellikle ilk 2 hafta beni fazla zorladı. porsiyonlar da küçüldüğünden kaçınılmaz son olan mide küçülmesi hadisesi zuhur edince zorluk falan kalmadı.

    jimnastik etkisiyle vücudumda acayip bir incelme durumu varken kilo verme durumu pek de öyle değildi. "rejim mi değiştirsem acaba" derken takip ettiğim bir yemek blogunun sahibesi * dukan'a başladı. çok iyi sonuç aldığını görünce ben de 5 nisan 2012'de dukan'cı oldum.

    öncelikle kitabı mutlaka okuyun. internetten edindiğiniz "bilgilerle" bu işe girişmeyin. mutlaka kan tahlili * yaptırın. kilo alışınızın ya da veremeyişinizin sebebi hormonlarınız olabilir. o zaman aç dursanız bile kilo veremezmişsiniz zaten, bilginize.

    atak evresi ve seyir evresinin protein günlerinde * tavuğun göğüs eti, yoğurt, ayran, hindi göğüs füme yiyorum. önce uyguladığım rejimde her gün süt içiyordum ama dukan'da yoğurt ve ayrana yüklenince her gün süt içmek pek mümkün olmuyor. kitapta bahsedilen geçmişteki rejimler yüzünden dukan'a vücudun tepki vermesi / tahmin edilen kiloyu belirlenen sürede verememe hadisesini yaşamadım. atak evresinde ne kadar "sınırsız yiyebilirsiniz" dense de gayet insancıl porsiyonlarla doydum. *

    seyir evresi'nin sebze+protein olan günlerinde ise tavuğun göğüs eti, yoğurt, ayran 3'lüsünün yanında sebze olarak kabak, mantar, ıspanak ve pırasa kullandım *. ot namına bir şey yenmeyen günlerde ademoğlu marulu bile özleyebiliyormuş sözlük. deseler inanmazdım.

    kitapta ağır spor önerilmiyor. her gün yürüyüş yapılması öneriliyor. jimnastik de çok hafif bir spor sayılmaz. 4 gün jimnastik 3 gün yürüyüş olarak haftanın her gününü doldurdum. bunları yazayım ki sonra "sen çok kilo vermişsin ben dediklerini yaptım veremedim" diye çemkiren olmasın bana..

    şimdi gelelim "böbreklere çok yükleniliyor yaae çok sağlıksız" mottosundaki güruha:
    şimdi hepimiz pizzaları, patetes kızartmalarını löp löp yutmadık mı vakti zamanında? mcdonald's'ın hayvanların gözünü, kıkırdaklarını ezip nugget yaptığı, bilmem kaç günlük yağlarda kızarttığı kanıtlandı da kaçımız yemekten vazgeçtik? vazgeçmek şöyle dursun üzerine mayonezi boca edip yemedik mi? pizza hut'ın sınırsız pizza zımbırtısını bahane ederek kıtlıktan çıkmışa dönmedik mi? burger king'e gidip "ranch sos" başlığına methiyeler düzmedik mi? sarımsaklı mayonez'in ülke çapında birden satılmaması yüzünden yine sözlük'te çemkirmedik mi? daha da kesmediyse "triple whopper "başlığına falan da bakın..

    "ben hiç fast food yemem, gayet sağlıklı beslenirim" diyen birisiysen eğer, bil ki şu an dukan'a sığınan insanlar öyle değillerdi. ben de değildim. sen gibi bir geçmişim olmadığı için şu an öleyim mi? her gün hamburger yemeğe devam mı edeyim? kilo üzerine kilo ekleyip şekerdi, tansiyondu genç yaşta bunlara mı sahip olayım? benden ne istiyorsun ey insan?

    şimdi sen bilmiyorsundur. biraz anlatayım; hemen hemen her gün yediğimiz o sosların, hamburgerlerin, pizzaların, kebapların kalorilerini bir kenarı bırak. umursama. içeriklerine bak. yağ desen gani gani, yağlı et desen zaten mevcut. pizzalardaki kaşar peyniri oranını düşün. o kaşar peyniri erit bak nasıl bir şeyle karşılaşacaksın.. kebabın etinin yağı yetmiyor, salçası yetmiyor bir de üzerine erimiş tereyağı döküp yiyoruz düşün..

    şimdi sorarım sana: bunca zaman bunları yemişiz. canımız sağ olsun ayrıca. ölmemişiz. ölmeyi bırak rejim yapma kararı verip böyle bir rejime ayak uydurmaya başlamışız. ızgarada pişirdiğim, üzerine baharat ve yoğurttan başka bir şey koymadığım tavuğun o yağsız göğüs eti mi benim böbreklerimi sikip atacak? yoksa yağsız ton balığı mı böbreklerimi eritecek? peki yoğurt? süt? ayran? halbuki çoluğa çocuğa bunları yedirmek için 40 takla atarız, çocukların böbreklerini hiçe mi sayıyoruz yani? vay babam vay anam...

    bütün rejimler vücudun dengesini bozar, daha doğrusu değiştirir. aklı başında olan insan periyodik olarak gidip kan tahlili yaptırır . rejim yapmak demek su içmek demek. suyu içmezsen bırak böbreği, her yer iflas eder. haksızsam haksızsın de.. şunun şurasında biraz kilo verelim, biraz koruyalım almayalım diye uğraşıyoruz. sen hala taş koyuyorsun ya. pes doğrusu.

    kimse hayatı boyunca rejim yapamaz. yapmayı da kimse istemez zaten. kilo verildikten sonra önemli olan onu korumak. dukan da bunun için güçlendirme ve koruma olarak 2 ayrı evre anlatmış. tanıtmış. "bunca zaman haşlama tavuk yedin, hayat boyu böyle gitmeyecek ama küt diye de tereyağlı kebaba yumulma" diyor adam. yani üzgünüm ama eskisi gibi olmasa da biz yine kebap yiyeceğiz. sen gibi mükemmel değiliz :/

    tl;dr: herhangi bir hormon problemi olmadan, ilaç etkisi ile alakasız * alınan kilolar kişinin çok yiyip çok yatmasıyla alakalı bir durum olup hayatının bir dönemini haşlama tavuğa bağlar. geçmişinde löp löp tereyağlı kebapları, soslu feşmekanları yemiş bir insan zaten böbreğine yeterince yüklenmiş, belki de zaman zaman rekor denemeleri bile yapmıştır. ha olur da bu rejim esnasında böbrekte bir problem çıkarsa * suç ne dukan'ın ne de haşlama tavuğundur. hem rejimi yapmıyorsun hem de yapanın başına dikilip felaket tellallığı yapıyorsun. ayrıca uff snne be slk.

    biz de bir gün yine kebap yicez dostlarım :( az yicez, hep yiyemicez, ama yicez :(
  • nedir bunun olayı diyenlere özet geçmek gerekirse:

    http://27.media.tumblr.com/…qncqax1qdllwvo1_500.jpg
  • ben de bu diyeti uygulayanlardanım. benim bünyeme açıkcası iyi geldi. üstelik kaçamaklara çok kapalı bir diyet olmasına rağmen, benim arada yaptığım kaçamaklara da göz yumdu sağolsun. yani kaçamaklar sadece kilo vermemi durdurdu, öyle aman aman kilo almadım tekrar.

    zaten şubat başından mart başına kadar abur cuburu azaltıp, ekmeği makarnayı kestiğim diyetimsi bir şey yapmıştım. bu sayede 66 kilodan 65 civarına inmiştim.

    dukana ise 1 mart tarihinde başladım.

    atak evresi sonunda (4 gün) tartı 62.5 değerini gösterdi.

    sonra tam 3 hafta seyir yaptım, arada birkaç kadeh şarap, bazen birkaç kuru kayısı filan saymazsak oldukça uydum kurallara. ama mesela peynir yağ oranlarını pek umursamadım, bazen kaşar, bazen tulum, hatta arada krem peynir bile tükettim. hiçbir şekilde ekmek (yulaf kepeği ile yaptığım mikrodalga ekmeği hariç) yemedim, pilav, makarna, pizza vs tadına bile bakmadım. ağzıma bir gram bile rafine şeker girmedi. işte bu şekilde nisan başına geldiğimde, kilom 60.5 civarı idi. biraz moralim bozuldu tabii, daha verimli bir sonuç bekliyordum.

    sonrasında ise dayanamayıp her gün meyve yemeye başladım, ama hala ekmek ve tatlıdan uzak duruyordum. arada light dondurma filan aldım kendime (aslında diyette yok). bir gün tartıya bir çıktım ki ne göreyim, tartı 57.2 diyordu.

    57.2'yi görünce azcık şımardım. birkaç kez bildiğin dondurma yiyip, iki kere rakı balık meze olayına girdim. arada kepek ekmeği, çok nadir birkaç çatal pilav almaya başladım. sonra baktım ki kilom çıktı 59.0'a. işte o anda, tatlıyı yine tamamen kestim, ama meyve yedim yine. kilom 58.2'ye düştü tekrardan.

    halen 58.2 kiloda gidiyorum ama bu diyette bir tane regl dönemi geçirdiğimden, ayda toplam 10 günün kayıp olduğunu da biliyorum. meyve ve bazen kuru yemiş yiyorum şimdi. yine de haftaya 57li rakam göreceğime inancım tam.

    benim yaptığım seyir evresi birazcık güçlendirmeye benzedi. o sebeple güçlendirmeyi uzatmayı düşünmüyorum. ama tek bildiğim artık kolay kolay yağlı süt içmem (ne gerek var), haftada birden fazla fast food yemem, tatlıyı ise yemiş olmak için değil, ne yediğimi bilerek yerim.

    zaten hangi diyet olursa olsun, eğer birden bırakırsan, kilolar aynen geri gelir. işte bu yüzden bu yaz benim için kolay geçmeyecek. dukanın kitabına göre olmasa da kendimce yapacağım güçlendirmemi.

    bu diyetin bende yaptığı bir yan etki ise, eğer o gün proteini çok alıp (1+1 filan pek yapamadım ben) sebze yemediysem mutlu uyuyorum :) halbuki sebze her zaman daha sağlıklı, bir gıda mühendisi olarak bunu biliyorum.

    he bildiğim diğer şey mi? eğer işi abartmazsanız (günde 3 yumurta, 1 bütün tavuk vb gibi) bu diyet böbreklerinize o yağlı iskenderler, milk shakeler, sucuklu yumurtalar kadar zarar veremez.

    ben zaten fast food yemem, akdeniz tipi beslenirim, o yüzden "dukan öcü" derseniz de, zaten sizin kilo probleminiz yoktur. napalım bizim var, ben kebap seviyorum.
  • dakika ve skoru ile = 90 günde kemiksiz 16,8kg verdiren, zararları artık yüksek sesle tartışılmaya başlanan diyet.
  • hayatım boyunca okuduğum en dramatik kitabın yazarı, pierre'lerden dukan. mutlu sonla bitiriyormuş, öyle diyorlar.
hesabın var mı? giriş yap