• tam adı edmund honda'dır.

    japonya'nın osaka şehrinde doğup büyümüştür. küçük yaştan itibaren sumo çalışmıştır. yaşıtlarına göre minyon yapılı olduğu için yeterince başarı gösterememiştir. fakat çalışma azmiyle ilerlemiş, vücudu gelişince de en tepeye çıkmış, sumoda en üst mertebe olan yokozuna ünvanını almıştır.

    kendini spordan emekli edip, kendi dojo'sunu açar ve yeni sumocular yetiştirmeye başlamıştır. bu arada, sumonun en mükemmel dövüş tekniği olduğu hakkındaki fikirlerini yazar ve bu fikirleri diğer dövüş sanatları ile ilgilenenleri kızdırır. tekniğinin mükemmelliğini ispat etmesi için dövüşmeye çağrılan honda, şerefli bir sumocunun yapması gerektiği gibi bu karşılaşmalara çıkar ve hepsini kazanır. bu başarısı ile cesaretlenen honda, tekniğinin değerini göstermek için street fighter circuit'e katılır.

    uzun, yorucu çalışmalar ve yaptığı işe karşı olan saygısı ve bağımlılığı sayesinde zaferler elde honda, sadece sumo tekniklerini çalışmakla kalmayıp, sumonun ardındaki felsefeyi anlamaya çalışır. şintoizm ve şiir gibi alanlarda da ustalaşıp, bir japon savaşçısının eğitimini tamamlamaya çalışır.

    honda, onuruyla dövüşür ve tekniğinin geleneklerini harfi harfine uygular. adil dövüşüp ismine, japonya'ya ve sanatına leke sürmemeye çalışır. rakiplerine gereken hak ettikleri saygıyı gösterir. kendinden emin, küstah tavırlar ile kimseyi küçük görmez. sumonun en mükemmel teknik olduğunu kanıtlamak için dövüşlerde yeteneğini sonuna kullanır.

    bir yokozuna olan honda, sumo sanatını diğer tekniklere karşı kullanmak için bazı değişiklikler yapar. tokat, güçlü darbeler ve yere fırlatmalar ile rakibinin dengesini bozmaya çalışır. dengesi bozulan rakibinin üstüne zıplayarak cüssesini ve gücünü etkili bir şekilde kullanır. en önemli özelliği, hundred hand slap olarak adlandırılan tekniğidir. göz açıp kapayıncaya kadar vurduğu tokatlar ile rakibini sersemletir. bir sumo güreşçisi olarak tekmelerle pek arası olmamasına rağmen, rakibinin dengesini bozmak için bazen rakibinin bacaklarına tekme atar.

    street fighter circuit'te dövüşmediği zamanlarda başında durduğu sumo okulu, japonya'da en ünlü okullardan biridir.

    boyu 1.91'dir ve kilosu 180'dan fazladır. saçları ve gözleri siyahtır. dövüşürken değiştirilmiş mawashi giyer. saçlarını sumo geleneklerine uygun bir şekilde toplar ve yüzünde kabukimakyajı yapar.
  • dayagi yiyip eline aldigi zamanlarda, yerlerde surunurken, giydigi geleneksel kiyafet* acilirdi. kipkirmizi bir capon çükü gorunurdu. ayip kardesim, coluk cocuk oynuyor bu oyunu.
  • bu garibim nice sumuklu veletlerin gazabina ugrayan yegane karakterdir. o cocuklar yuzunden bir blanka kadar populer olamadi mesela. bu noktada brezilya'nin futboldan sonra sava$ sanatlarina da el atip japonya'yi geride birakmi$ gibi gorunmesi honda severleri oldukca uzuyordu. blanka kim ulan? yok elektirik vereyim, yok kan emeyim, yok top olup sag sola savrulayim falan... gereksiz $eyler. vah$ilik her zaman prim yapiyormu$ bunu gozlerimle gordum ben zamaninda. oysa bu karde$imiz ne kadar naif bir sporcuydu di mi ama? kocum benim.
    atari salonlarinda bu karakteri secip oyun oynamaya cali$an cocuklara hep ba$ka bir gozle bakilirdi.
    son olarak el sallama yetenegi icinse, aslinda parkinson hastasiydi bu karde$imiz diyebilirim ama street fighter tanrilarindan korkuyorum. bu street fighter tanrilari da tek jetonla 4 saat oynayip yenilmek bilemeyen, atari profu cocuklar oluyor.
  • street fighter'daki japon sumo güreşçisi. putkuik hareketi ve el sallamsı ile ünlüdür. oyunu bitirince kendine ziyafet çeker. el sallama hareketi 2.5 versiyonunda hareketliyken de yapılabildiğinden köşe şıkıştırdı mı eline veren bir karakter olmuş çıkmıştır.
  • enayi honda da denir buna. öyle uçar üstünüze amaçsızca. yaptıştırırdınız oryuyu giderdi köşesine. sonlara doğru çıkmazsa kektir.
  • yağlarının üstünde karın kası sahibi karakter.
  • street fighter'ın sevimli sumocusu. atari salonunda herkes ken, bison ya da guile ile oynarken çekirdekten muhalif bünyem hep onda karar kılardı. belki pek hızlı bir karakter değildi fakat kendine has kombolarla gayet rahat oyun bitiriliyordu. sıçrayarak rakibin böğrüne götüstü oturmak ardından köşeye sıkıştırıp hııı hı hıııı hı sesleri eşliğinde hundred hand slap yapmak bunlardan biriydi mesela. niye hondayı seçerdim, niye onun oyuncağını almıştım bilemiyordum. ta ki 10 yıl sonra eurosport'ta sumo güreşlerini ilgiyle takip ettiğimi farkedene kadar...

    (bkz: japonlara sempati duymak)
  • sadece yılbaşında değil, her gün kırmızı don giyen sumocu kişi...
  • street fighterın japon sumo güreşçisi karakteri, kendileri ellerini hızlı hızlı sallayarak adam dövebilmektedirler hıhı hıhı hıhıhıhıhıhıhhıhıııı diye ses efektide çıkarır dövüşçümüz ve kafası önde olucak biçimde saldırıda bulunurken hutguyik çekerek karşısı elemana doğru uçma özelliği vardır ki o kiloyla bu ayakta alkışlanacak bir olaydır.

    bu arada aklıma gelmişken bizim hutguyik diye duydugumuz şey aslında honda hazretlerinin earthquake deme çabalarından ileri geliyormuş serbest çağrışımında bu kadarı...
hesabın var mı? giriş yap