5831 entry daha
  • şu an tası tarağı toplayıp bir daha geri dönmemek üzere buradan çıkmak,
    ve ilk otobüsle anneanneme gitmek istiyorum.
    günlerce onunla zaman geçirmek istiyorum.
    sonra onu, senelerdir gitmediği memleketine götürmek istiyorum.
    hatta giderken annemi de yanımıza almak istiyorum ama o şimdi ikizleri bırakamaz ki...
    olsun. anneannemle de gideriz biz.
    buradaki insan dışı varlıkların da bir daha yüzünü dahi görmek istemiyorum.
    hatta bana insan olduğumu unutturan hiçbir şey ile temas dahi kurmak istemiyorum.
    içinde duygu olmayan bir şey istemiyorum.
    nefret bile bir duygudur, onu dahi gerçek yaşamak istiyorum.
    gerçekten sevmek,
    gerçek gözyaşları,
    gerçek sarılmalar,
    gerçek kavgalar,
    herşey gerçek olsun istiyorum.
    dokunulmadan sevilmek, dokunmadan sevmek istemiyorum.
    sesini duyduğum birini görmek istiyorsam, bunu o anda yapmak istiyorum.
    hemen o anda.
    trafik vardır diye beklemek istemiyorum.
    yarın iş var diye bekletmek istemiyorum.
    bir ara bi' şeyler yapalım zırvalarından tiksiniyorum.
    bana bunu diyenlerle değil bir ara bir şey yapmak, onları sonsuza dek görmek istemiyorum.
    hayatıma ben doğmadan dahil olanları canımdan çok seviyorum ki bunlar ailem.
    onlar ben daha doğmadan bana yazılmıştı zaten. iyi ki de yazılmışlar.
    sonrasında hayatıma zor bela kabul ettiğim, beni bu halimle seven kabul eden diğer insanları da çok seviyorum.
    ve onları asla kaybetmek istemiyorum.
    hayatımı hayat yapan şeylerin nefes alan şeyler olmasını istiyorum.
    gerçek olanlar olsun yahu gerçek olanlar!

    çok şey mi istiyorum...
  • az kaldı. gerçekten az kaldı.
    biraz daha cesaret edebilirsem başarıcam.
    tökezlemekten korkmuyorum, ondan eminim artık.
    zerre acımaz. o derece.
    ve aslında 1-0 da öndeyim.
    zira ne istemediğimi biliyorum.
    ha gönül isterdi ki ne istediğimi de bileyim.
    ama işte insan ferrari'sini satan bilge kadar şanslı olamıyor her zaman.

    satacak bi' ferrari'm yok belki ama, yakacak pek çok gemim var.
    hepsini tek tek yakıp, kendimi serin sulara bırakıcam...
    dalgalar nereye götürürse götürsün beni.
    bana uyar...
  • son zamanlarda asiri derecede cocuk sahibi olma istegi bas gosterdi bunyemde.
    oyle boyle degil...
  • doktora gidicem bahanesiyle ofisten ciktim.
    ama su an sahilde sakin bi' yerde cay iciyorum. yaninda da harika sigara boregi getirdiler ikram niyetine. ac degilim ama yicem sanirim.
    yalan soyledigim icin de hic pisman degilim...
    biraz daha kalsaydim ofiste, panik atak gecirecektim zira...
    ama yine de yazip rahatlayayim istedim...
    sucunu paylasinca az ceza alacagini sanan saftirik hirsiz gibiyim. evet...
  • hak veriyorum bazen bunaltip, darladiklarima...
    ama hakli olduklari icin degil.
    beni yeterince tanimadiklari icin, ellerinde beni anlayacak yeterince done olmadigi icin hak veriyorum.
    verdigim hicbir tepki nedensiz degil zira.
    sadece benim icin gecerli degil bu.
    herkes icin gecerli, her tepkinin bir nedeni vardir.
    etki-tepki kanunu.
    ama iste kimisi bu nedenleri anlamak istiyor.
    sabrediyor, bekliyor, sans veriyor bize.
    nitekim anliyor da.
    ve guzel arkadasliklar / dostluklar / belki asklar doguyor...
    kimisi ise "bana ne ya senle mi ugrascam!" diyor, hakli* olarak...
    ben de "sen bilirsin" diyorum hep.
    napayim yahu boyleyim iste...
    "dur beni yanlis anladin!" diyemiyorum.
    gidene dur diyemiyorum ya...
    belki bu da yanlis.
    belki ben de sans vermeliyim gidene.
    dur demeliyim belki de.
    bilemiyorum...
    ve bilmeyi gercekten cok isterdim...

    hos bilsem n'olcak?
    huylu huyundan vazgecer mi?
  • kabullenmeliyim artik...

    yuvasindan coktan ucmus bi' kus oldugumu
    her ne kadar halen koca bebek muamelesi gorsem de
    artik onlara ait olmadigimi...

    annem ve babam.
    evet onlardan bahsediyorum.
    evet kac yasina geldim, ve halen kabul edemiyorum artik onlara ait olmadigimi.
    oyle ki halen uzun tatilllerimi onlarla yapiyorum.
    arkadaslarim resmen dalga geciyor benimle. ama zerre gocunmuyorum.
    daha bir iki hafta evvel babamla yine yazin izne ayrilma tarihlerimizi konustuk misal...
    velhasil, neredeyse son bi' senedir derinden sorguluyorum icinde bulundugum hayati.
    butunuyle hem de.
    isimi,
    yasadigim sehri,
    cevremi,
    asklarimi, baskalarinin asklarini,
    uzakliklari,
    mecburiyetleri...
    sorguladikca uzaklasiyorum kendi hayatimdan.
    kendi hayatima kalkan oruyorum.
    kendi hayatimin gerceklerinden kacmaya basliyorum.
    sacmalik iste...
    bu sorgulamalar, kacislar, buhranlar devam ettikce, onceki hayatimi ozlemeye basliyorum bu sefer.
    cocuk oldugum, annemle uyudugum, babamla araba yikadigim, kardeslerimle ip atladigim yillari dusunmeye basliyorum...
    "nerede koptu bu resim?" diyorum.
    "nerede ucmaya karar verdi bu kus yuvadan?" diyorum...
    henuz 15'indeyken, hirslarinin heveslerinin pesinden kosmak icin, kendi iradesi ile koptu gitti diye yanit veriyor her seferinde bi' ses icimden...
    susturuyorum o sesi.
    kabullenmek istemiyorum.
    yine hayati sucluyorum.
    "hayat yuzunden yapti o kucuk kiz bu secimleri." diyorum.
    hayat icin, kendi hayatini kurmak icin ucup gitmedi mi sanki bu kucuk kiz? diye devam ediyorum...
    ve iste asil yuzlesme de bundan sonra basliyor...
    kendi ellerimle kurdum ben bu hayati.
    bu benim secimim.
    oyle ya da boyle, zorunlu ya da kendi istegimle, ben sectim bu hayati.
    ailemden uzakta okumayi,
    banyodan sonra annemin yaptigi kofteleri birkac sene daha yememeyi,
    kardeslerimin ergenlik donemlerine sahitlik etmemeyi,
    ergenlik donemlerimde kucuk odamin kapisini kitleyip aglamak yerine, yurt pencerelerinden disari bakarak aglamayi, ben kendim sectim.
    neden simdi sorguluyorum? nereye varmaya calisiyorum?
    sorgulayarak bi' seyleri degistirecek cesaretim var mi sanki?
    ne yani, isi gucu birakip, duzeni birakip, memlekete geri donebilecek mi saniyorum kendimi?
    yapar miyim bunu... yapar miyim? yapabilirim...
    off bilemiyorum.
    "e ben gitmesem, onlar bana gelse?" diye dusundugum de oldu bu gectigimiz bi' senede.
    ve ciddi ciddi teklif ettim anneme babama.
    yanima gelin dedim. sizi istiyorum, size ihtiyacim var dedim.
    ne oldu?
    gelmediler... gelemeyiz dediler...
    "kurulu duzenimizi, cevremizi birakirsak, burada nasil nefes alalim?" dediler...

    aradan tam bir sene gecti.
    benim sorgulamalarim artarak, beni bunaltmaktan vazgecmeden devam etti.
    ve fakat bugun, tam da bugun, sebepsiz yere, durduk yere, kurulu duzenìmiz soz obegine gitti aklim...
    hafizam aldi beni, ta o zamana goturdu.

    "kurulu duzenimizi, cevremizi birakirsak, burada nasil nefes alalim?"
    kurulu duzen...
    kimin duzeni?
    annem ve babamin, ailemin...
    yani bu da onlarin kendi secimleri.
    kucuk bi' yerde, bahceli evlerinde, az ve oz arkadaslariyla, mutevazi bi' yasam secti onlar.
    bu da onlarin kurulu duzeni.
    tipki benim kendi irademle sectigim, kurdugum ama sorguladigim duzenim gibi.
    bu duzeni alt ust edip, basip gitmeye cesareti olmayan bi' tek ben degilim yani.
    bi' tek ben korkmuyorum tokezlemekten.

    buraya kadar her sey benzer gibi duruyor.
    ama aslinda annem-babam ile kendi aramda cok onemli bi' fark oldugunu farkediyorum...
    onlar benim yuvadan uctugumu coktan kabul etmisler.
    hayatlarimizin, hayat tarzlarimizin farkli oldugunu kabul etmisler artik.
    sorgulamiyorlar. karsilastirmiyorlar yasamlarimizi.
    ve fakat ben, hala o bahceli ev ile kendi apartman dairemi karsilastiriyorum.
    yani ben, bayagi bayagi sacma bi' sorgulama yapiyorum.
    neyini karsilastiriyosun sen bu iki bambaska hayatin?
    istanbul nere, senin kucuk ilcen nere?
    apartman dairende bir iki komsu ile yasayip gitmek nere, tum mahallenin seni tanimasi nere?
    yahu bi' kere senin meslegin nere, babanin meslegi nere??

    artik kabullenmeliyim...
    biz farkli hayatlar yasiyoruz artik onlarla.
    farkliyiz...
    yuvadan uctum ben.
    degistim.
    her ne kadar icimdeki o susmayan, bi' senedir beni yiyip bitiren ses "degismemek icin direnmelisin" dese de,
    ben degistim...
    gecmise donemem artik.
    gecmis de bana donemiyor zaten. bak, annem ve babam gelmedi yanima mesela...
    kim bilir, belki annem ve babam bana "artik yuvadan uctun, degistin, hayat tarzin bizden cok farkli, bunu kabullen ve bize bu kadar bagli olma" demek istiyorlardir...
    olabilir mi boyle bir sey?

    yoruldum sozluk...
    sorgulamaktan yoruldum...
    son bi' seneyi beynimden kaziyip atmak isterdim...
    butun yakin arkadaslarim asti bu sendromu.
    kopmus gitmisler, unutmuslar bile ailelerini, cocukluklarini.
    ben neden saplanip kaldim?
    neden israrla oraya kitlendim?
    yasamimdaki huzursuzluklari neden illa o gunlere donerek telafi etmeye calisiyorum?
    neden yasamima baska huzurlar dahil etmiyorum?
    neden izin vermiyorum birisine kalbime girmesi icin mesela?
    neden istemiyorum yeni insanlarla tanismak, etrafimi kalabaliklastirmak mesela?
    cozum gecmiste, cocuklugumda, annemde babamda degil...
    bunu kabullenmeliyim artik...

    ben yuvadan uctum...
    artik benim, bambaska bi' hayatim var...
    kabullenmeliyim bunu...
  • aksam evden calisirim diye isten erken ciktim.
    eve geldim.
    yemegimi yedim yayila yayila.
    sonra da uyuyacagimi bile bile uzandim kanepeme.
    nitekim uyudum bir guzel.
    sonra da, aksamin bu saatinde kendisine yollamam gereken bir dokuman icin beni arayan is arkadasima "ya uyuyakalmisim kahretsin" diye yalan soyledim.
    bu konularda yalan soylemeye de feci bayiliyorum...
    simdi de oturup mac izlicem.
    siktir ediyorum yapilacak isleri.
    evet.
  • cok uykum var su an.
    oyle ki elim kolum uyusuyo, o derece.
    gunlerdir 3-4 saat uykuyla idare ediyorum.
    is bi' yandan okul bi yandan, mahvoldum ya...
    yarin okulda bi' projem icin sunus yapmam lazim.
    ve ben daha tek satir yazmadim.
    sabaha kadar uyumamam lazim.
    ve emin degilim dayanabilip dayanamayacagima.
    yarinki dersimin hocasini arayip, aglayip sizlayip, oyle yalan falan da soylemeden, sadece gercekten ne vaziyette oldugumu anlatip yarin icin izin isteyesim var...
    ve su sozlukte yazar oldugumdan beri ilk defa gercek bi' uzgun surat koyasim var suraya...
    :(((
    uyumak istiyorum sozluk:(
    hatta burada da degil, kardeslerimin yanina* gidip, senelerimi gecirdigim pembe kanepemizde uyuyasim var:(
    bi' de boyle deli gibi aglayasim var:(
    yoruldum ya:(
  • nasilsin dendigi vakit aglamakli oluyorum artik.
    resmen boyle burnum sizliyo.
    gozlerim doluyo.
    tam yas damlayacakken bi' bahane uydurup kaciveriyorum ortamdan ya da kapatiyorum konuyu.
    sinir yipranmasi dedikleri bu olsa gerek.
    dusunuyorum daha once boyle olmus muydum diye, olmamistim.
    yani aglamakli olmuyodum oyle abuk subuk anlarda.
    misal bugun resmen koskoca direktorun onunde aglamakli oldum.
    lan herif alt tarafi "w'cim hayirdir bi' bembeyaz olmus yuzun gozun, iyi misin?" dedi.
    bok mu var aglamakli oluveriyosun hemen?

    hafta sonu pazardan rahatlatan cay almistim...**
    hatta ustunde relaxing tea falan yaziyo boyle alengirli...
    denicem bugun...
    aglamakli olmaya cozum oluyo muymus bakalim...
  • sozluk...
    ben cok fena bise yaptim.
    hem de yaklasik bikac dakika evvel.
    irade disi da olmadi ustelik.
    tamamen bilincli olarak yaptim.
    yazmaya bile utaniyorum.
    ama yazmazsam da rahat edemicem.

    simdi olaylar soyle gelisti.
    bizim apartmanda copler 7 gibi toplaniyo.
    ben de cok titizim bu konularda, yani 2 tanecik sey bile olsa vermem lazim o cop torbasini.
    bugun de yetisemedim saat 7'ye.
    normalde yetisemedigim zamanlarda inip pasa pasa kendim atiyorum copumu.
    bugun de bi' yorulmusum bi' yorulmusum...*
    naptim biliyo musun...
    copu aldim, karsi dairenin kapisinin onune koydum:/:/:/:/:/:/
    sanki onlar saat 7'yi kacirmis da, kiclarini kaldirip coplerini kendileri atacagina bi' de utanmadan kapilarinin onune koymuslar gibi oldu yani.
    rezalet...
    kardeslerime kizardim eskiden, onlar cok yapardi bunu. *****
    vallahi ben bunu yapacak insan degildim yahu...
    seytan mi durttu n'oldu bilmiyorum ki...
    offf umarim kapi deliginden falan gorunmemisimdir.
    kepazelik yeminle.
    puu...
    (bkz: alın beni memur bey)

    edit: off dayanamiyorum ya ben copu atmaya gidiyorum. bi' daha da asla yapmicam boyle bi' sey. of ya. rahatladim...
267195 entry daha
hesabın var mı? giriş yap