151120 entry daha
  • hayatın daimi darbelerini ritme dönüştüren sevinçli bir davul olmak istiyorum!
  • annemin kuzeni umreye gitmişti. orada annemin adını kağıda yazmış, kabe'nin önüne kadar gelmiş ve kağıdın fotosunu çekip anneme yollamış. benim de sinir olduğum şeyler. gitmişsin oraya, bu topraklarda ne yaşandı, ne oldu, tarihi ne diye düşüneceğine cıvık cıvık işler peşindesin dedim. anneme de böyle saçma şey olmaz cevap yazma, tepkini koy dedim. sen karışma dedi.* dinlemeyip cevap yazdı. sonra annemden habersiz aldım telefonu gönderdigi mesajı karşı taraf okumadan sildim. günler geçti, annem mesajı yolladığını sanıyor, karşı taraf da bu niye teşekkür etmedi diye düşünüyordur.

    pişman değilim.
  • artık buraya kötü şeyler yazmayacağım. geçen zamanlarda buraya kendim hakkında her şeyin kötüye gittiğini yazmıştım. sildim o entryi artık işler yolunda sözlük! güzel işler peşindeyiz. beklemediğim anda hayat beni başka yerlere sürükledi. artık mutluyum! çok güzel olacak çok. :)
  • karanlık, sonsuz bir boşluk, derin bir sonsuzluk.

    şimdi, şu anda, evet tam da şu anda, gözlerim uzakta, bir kulağım müzikte. müzik çalarda çalan eski bir şarkı. insanın içine işleyen, canını acıtan bir şarkı. uzaklardan duyulmuyor, hayır. tam da içinde çalıyor insanın. sahi, müziğin bu hisleri yaşatacak kadar derin bir gücü var mıdır? bu, şarkıdaki sözlerin gücü mü, o şarkıyı söyleyen sanatçının gücü mü? ya da hayır, bu, bizim o şarkıya yüklediğimiz bir güç mü yoksa? her neyse, bu sonra tartışılabilir, şimdi konu çok başka.

    'ben bu kulaklara göre ağız değilim' demiş nietzsche, halen ilk okuduğum zamanki gibi hissederim etkisini. halk toplanmıştır, bir cambazın gösterisini izlemek için. ermişin deyimiyle 'dün külünü dağa taşıyan; bugünse ateşini vadilere taşıyan zerdüşt', kalabalığa üst insanı anlatmak için gelmiştir. o anlatırken onu dinlemeyen, alaya alan bir topluluk halen hakim zihnimde. bunu neden şimdi anlatıyorum? çünkü ben de şimdi o konumdayım. yazıp çizdiklerim var masamda, okuduğum kitaplarım, yazdığım, yazıp yazıp yırttığım şiirlerim var bana dair. oysa, bunları anlayacak kimse yok. belki bunları anlamasını istediğim kimse de yok. bilemiyorum sözlük, bazen, sıklıkla, belki çoğu zaman böyle düşünüyorum:
    "bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. bu nefret falan değil.. insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. sadece bir yalnızlık ihtiyacı. öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor. fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. o zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz. kış günü sokağa atılmış bir kedi gibi kendimi zavallı hissediyorum. sokağa fırlıyorum. bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. bilmem beni anlıyor musunuz?"

    kitaplar insanı her zaman anlar ama sözlük. insana insanı insandan daha iyi anlatır. bir yanım kalabalığa bir şeyler anlatmaya çalışan nietzsche, bir yanım kendi içinde yaşayan ömer, bir yanım kendini toplumdan soyutlayıp hayatını bir kitapta yaratan husrev...

    "çünkü bir adam yaratmaya kalkıştım. bir adam yaratmak. (müzik cümleleri noktalıyor. husrev çıldırıyor.) bir adam yaratmak... ona bir kafa, bir çift göz, bir burun, bir ağız uydurmak. ona göre bir beyin yapmak ve göğsünün içine bir kalp takmak. saat gibi işlesin, kanını vücudunda döndüren bir kalp. bir kalp, anlıyor musun? güya duyan, acılarına, sevinçlerine yataklık eden yer de orası. bir kalp. bitti mi? biter mi? bu adama bir de kader çizmek lazım. bu adam yaşayacak, gezecek, tozacak, başından bir şeyler geçecek. bu adamın mesela bir babası olacak. o baba bir incir dalına asılmış bulunacak. sonra o da... eeee? (haykırır) ben allah mıyım?"

    bugünkü amaçsız yazım da sona erdi sözlük. ve hiçbir şey değişmedi.
  • insanlar tuhaf geliyor anlayamıyorum madem yalnızsın hemcinsin ile vakit geçirmek de istemiyorsun. o halde neden yeni insana kapını açmıyorsun? yanımdan yürüyüp geçiyorsun, veya kalkıp gidiyorsun, belki hayatının insanıyım bilmiyorsun.. garip bir durum.
    her önüne gelenle de olmaz tabii, güvenemezsin ama tanımadan nereden bileceksin güvenip güvenemeyeceğini?

    bilemiyorum sözlük, dışarıda kimse kimseye, kimseyle fazla samimi olmuyor. sonucunda da insanlar böyle yalnızlıktan acı çekiyor.
    bazıları yüzüme bakmıyor onları devamlı gittiğim mekan veya işyeri ise aynı black mirror dizisindeki gibi yokmuş gibi görüyorum. bazıları bir elimin parmağını geçmez yaşanmışlıklarımız var.
    ama sürdüremedik, sürdüremedim ne kadar güzel, zevkli ve hoş vakit geçirsekte maddi ve manevi olarak çıkmaza girdim. bitirmek zorunda kaldım.
    anlatmak, yazmak bile zor geliyor..

    mesela diyelim seks yapıyorsunuz bu ona yeterli gelmiyor mu diye çıkmaza ruminasyona giriyorsunuz, günlerce bu durumu yaşıyorsunuz.. muhteşem bir azap.. hele hele seks gibi zevkli bir yaşanmışlık üzerine ise.
    yapmayın lütfen. herkesin bir kalbi ve duygusal bir durumu vardır bunu kırmaya paramparça etmeye hakkınız yok. insan gibi alın karşınıza durumu açıklayın kabul ediyorsa kim karışır, kime ne?
    artık görüşemeyiz siktir git deyin yani.. zor mu?
  • bir süredir söyleyecek tek kelimem yok. konuşacak halim yok. anlatacak hiçbir şeyim yok.
  • çok sinirliyim, içimde öfke var böyle enerjim bitene kadar koşmak, gözyaşım bitene kadar ağlamak istiyorum ama bir yandan da o kadar sakinim ki, sakin olunca acaba yeterince sinirli değil miyim diye düşünüyorum.
  • i was looking for a great adventure then i remembered, you are the greatest one of all.
  • asiri cabuk pes ederken buluyorum kendimi, gunun herhangi bir saatinde istifa ettigimi hayal ederken ya da . s.ktigimin isini yapsam ne fayda yapmasam ne fayda diye dusunuyorum. bana ne katacak, ne olacak ki?
  • eksikliğini hissettiğim şeyleri düşünmenin bu güzel saçlarımı döküp psikolojimi bozmasından korkuyorum.

    edit: saçlarım dökülmedi ama rengi koyulaştı. fuck!
122596 entry daha
hesabın var mı? giriş yap