83390 entry daha
  • even if it hurts, it doesn't kill.
  • hayatım boyunca güvenemedim kendime. aynalara hep mecbur kaldıkça baktım. bilerek ve isteyerek göz göze geldim mi bir kadınla? sanmıyorum. isteğim dışında olanlarsa ikinci saniyeyi geçmemiştir pek. kendine güvenmek... nasıl yapacaktım ki bunu? neyim vardı ki? yakışıklı değildim. espirili de sayılmazdım. ki bu zaten özgüven gerektiriyor. zeka mı? dalga geçme.
    nasıl düzeltebilirim bunu? çocukluğuma mı inmeliyim? geçmişe gidilebilir mi ki? dr. brown nasıl gidiyor flux capacitor imalatı? ya gelecekte umut var mı? peki geçmişle hesaplaşmadan geleceğe gidilir mi? kafamda deli sorular...
  • mutlu olmayı istiyorum hakediyorum artık başımı yastığa koyup gözlerimi kapattığımda oh güzel bir gündü deyip uyumak istiyorum şöyle yapsaydım sonra bunu derdi diye düşünmek istemiyorum unutmak istiyorum kötü anıları..
  • "hani zaman her şeye ilaçmış ya, yalanmış
    hani aşklar hep gelir geçer ya, kalırmış."
  • ferritinim 3e dustu, deli gibi usuyorum, hala lahana gibi giyiniyorum, demir ve b12 vitamin depolarim bosaldi. ama ben kabiz olurum, midem bulanir diye korkudan ilaclarimi icmiyorum. hastanelik olmam yakindir. (edit: az kaldi hastanelik olmama. b12 eksikliginde denge bozukluklari olur derler. entry yazdim 2 gun sonra duz yolda, duz ayakkabiyla dusup diz kapaklarimi mahvettim, yuruyemiyorum.)

    4 haftadir cumalari işe gitmiyorum. haftaya da gitmeyebilirim. ıyi alistim.
  • bazen, tamam genellikle, bir şeyler okurken sadece okumaya odaklanmak istiyorum. dolayısıyla gelen telefonlara ve mesajlara bakmak zorunda olmadan, huzur içinde okumak istiyorum. sadece okumak. ama olmuyor. en alakasız anda whatsapp'tan gelen bir mesaj, sevgilimden bile gelse, beni ziyadesiyle sinirlendiriyor. bakmak istemiyorum ama bir yandan merak da ediyorum.
    mesaj gelme potansiyeli yüksek isimlerin her birine ayrı bir uyarı sesi ayarladım, kimden geldiğini anlayabiliyorum böylelikle ama sıkıntı gitmiyor yine de. acaba ne yazdı, ya önemli bir şeyse diye düşünürken buluyorum kendimi ve okuduğum da piç oluyor. aceleyle, yazılana bakıp salak bir "napıyosun" mesajı görünce de kalaylıyorum içimden her kimse. "bir şeyler okuyorum" yazıyorum çaresizce. çünkü o bir kaç saniyede, cevap verip vermemenin muhasebesini yaparak cevap vermenin daha doğru olduğu sonucuna varıyorum çünkü o an cevap vermeyip de iki saat sonra vermek çok daha örseleyici ve yorucu oluyor benim için. ayrıca hem vicdanen rahat olamayacağım için okuduğumdan bir bok anlamadan aynı cümlenin etrafında dönüyorken bulacağımı biliyorum kendimi. hem de iki saat sonra cevap vererek açıklama yapmaktan hoşlanmıyorum açıkcası.
    ben bütün bu süreci yaşarken telefonun ucundaki kişi "hmm, ne okuyosun" diye devam edince fıttırıyorum gel gelelim. yok böyle bir kontra ya! mevlid okuyorum amk kendi kendime! bayağı, makamlı coşkulu mevlid okuyorum amk! sanane? meşgulüm işte! istemiyorum seninle muhatap olmak! istenmeyen gebelik gibi, istemeden baktım o mesaja. siktir git uğraştırma diye "okuyorum" yazdım. daha ne zorluyosun ki? niye anlamıyosun?
    hayır, biri bana yazsa bunu, yemin ederim, "ok, kolay gelsin" yazar, teşekkür bile beklemeden çıkarım sohbetten.
    sorun bende mi ki?
  • kendimi çok basit, gereksiz bir insan olarak görmeğe başladım. başkaları o şekilde görebilirler evet ama insanın kendisini gereksiz görmesi çok ağır.

    korkak sorunlarla yüzleşmekten kaçan biriyim. hayatım boyunca 9 defa evet tam 9 defa hayatımı değiştirdim, yaşadığım şehri, çevremdeki insanları, işimi, evimi herşeyimi. bu rahatlıktan değil, zevk için değil tamamen korkak olmamdan kaynaklanıyor.

    insan kendi kafasını değiştirmedikten sonra nereye giderse gitsin hiçbirşey değişmiyormuş bunu yaşayarak tecrübe etmiş bi birey olarak söylüyüyorum hemde defalarca. nasıl toparlıyacağım neresinden başlamam gerekiyor düzeltmeye bilemiyorum.

    artık yoruldum, bıktım herşeyden. insanlarla iletişimim artık sıfıra yakın. insan gerçekten kendinden kaçamıyor ve her geçen gün kendisinden nefret ediyor sanırım artık bi doktora görünmem gerektiğini ciddi ciddi düşünmeye başladım.

    buraya yazdıklarımı kimseye anlatmaya hatta kendime bile itiraf etmeye utandığım çekindiğim şeylerdir. bi çeşit terapi gibi geldi artık sık sık uğrarım.

    mutlulukla, huzurla kalın.
  • kimsesizim, 35 yıldır.
  • oturup saatlerce nasıl biri olduğunu merak etmek...
  • bugün yanlışlıkla cumaya gittim.

    öğlen arkadaşıma gitmek için yola çıktım. eve giden yolda 10 dakika süren çok dik bir yokuş var. yaşlı bir amca arabasıyla yanımda durdu "yukarıya gideceksen gel evladım" dedi. daha doğrusu ben öyle anladım. aslında "cumaya gideceksen gel evladım" demiş.
    ben bunu araba caminin bahçesine park ettiğinde anladım. ulan adam allah kabul etsin falan diyor girdi koluma beraber camiye yürüyoruz. o aşamadan sonra ben cumaya gitmiyordum ki de diyemezsin. son cumaya gittiğimde 8 yaşımda falandım.

    girdik içeriye bende bir heyecan. içerideki ayak kokusu sayesinde o heyecanım yatıştı. hatta sarhoş gibi bir şey oldum. ben hayatımda böyle bir kafa yaşamadım. bu adamların hangi kafayla akpye oy verdiğini az çok anlıyorum artık. namaz kılmayı da bilmiyorum yanımdaki amcadan kopya çeke çeke kıldım. bir sürü de hata yaptım, islam dünyasına rezil rüsva oldum. en son selam verirken kafamı yanlış tarafa çevirmişim yanımdaki dayıyla burun buruna geldim. gerisini hatırlamıyorum zaten. oradan nasıl çıktım.
191650 entry daha
hesabın var mı? giriş yap