• evet sayın amına koduklarım, yine 'sen halledersin deyip kenara çekildiniz değil mi?
  • bu ülkede doğmuş ve hâlâ yaşamakta olan milyonlarca kadından biriyim. kimilerinin aksine biraz daha şanslıydım ve ankara'da büyüdüm, farklı kültürlerden insanlar tanıdım, değişik hayat tarzları olan ve başka siyasi düşüncelere sahip kişiler vardı etrafımda hep. kişiye saygının ne olduğunu ya da nasıl olması gerektiğini göz önünde bulundurmaya çalıştım hep.

    ama dedim ya, ben bir kadınım... söz konusu bir kadın olunca; insanların nasıl başkalaştığına şahit olmakla geçiyor ömrüm. bilinçaltlarına işlemiş mizojini olgusuyla kadınlara nasıl saygı göstermediklerini, onları nasıl dışladıklarını görüyorum. bir de erkek evladı olan ailemin, iki çocuğu arasında nasıl ayrım yaptığını gördükçe kanım donuyor. ben bir bireyim dediğim zaman aldığım tepkinin yok öyle bir dünya olmasına şaşıp kalıyorum. ve en çok bunları diyenlerin türkiye'nin hatrı sayılır üniversitelerinden, bölümlerinden mezun olduğunu gördükçe üzülüyorum. kadına en çok değer veren milletlerden biri olan türklerin nasıl oldu da bu kadar arap zihniyetine hapsolduklarını düşünüyorum. bir kültürün nasıl yok olduğunu izliyorum ve daha kötüsü yaşıyorum.

    bahsetmiştim, ben şanslıyım. ben iyi bir üniversiteden ve iyi bir bölümden mezun oldum. öyle ya da böyle bir şekilde kendi ayaklarımın üzerinde durabilecek gücüm var. bir gün kendi devrimimi yaptığımda ve tamamen özgürlüğüme kavuştuğumda hayatta kalabileceğim. ben en çok, benim yaşadıklarımı hatta daha kötülerini yaşayan ama hayata tutunabilecek gücü olmayan yüz binlere, belki milyonlara üzülüyorum. kadın olduğu için ömrünün sonuna kadar dışlanacak olan nesillere üzülüyorum. hani yaşar kemal demiş ya bu ülkede dört şey olmayacaksın diye; bu ülkedeki o ''dört'' şeyden biri olduğumuz için üzülüyorum.

    edit: imla.
  • ise geldim fullum çalışıyorum mağaza sakin herkeste bir rehavet var insanlar sakin. dedim bir sözlüğe gireyim girmez olaydım yine hayvanlara yapılan iskenceler vs keşke doğaüstü süper güçlerim olsa diyorum bazen bu canilerin burnundan fitil fitil getirsem. canim sıkıldı bıktım bu ulkeden.
  • şubat ayından beri aynı kitabı okuyorum. hayır, 2000 sayfalık falan değil, normal boyutta bir kitap. hayır, sıkıcı da değil, yani öyle olmadığı söyleniyor (bkz: alias grace). ve hayır aralarda başka kitap da okumuyorum. sadece konsantrasyonum bir instagram story'si kadar bile değil artık.

    neyse, ocak 2020 gibi bitirmiş olurum herhalde. şimdi gidip ayda iki kitap bitirenlerden daha iyi türkçe yazmamla övünmeye devam edeyim.
  • ya saçma sapan ya da şımarıklık yapmam sebebiyle, 3500 tl gibi bir ceza yemiş olabilirim.
    ay sonu belli olacak ve ben acayip korkuyorum. umarım insaflı bir durum gerçekleşmiştir ve ben bu parayı toplamak zorunda kalmam. bazen paranın ne kadar zor kazanıldığını basit hatalardan dolayı kaybedince anlıyorum.
  • uyumaktan da uyanık kalmaktan da aynı anda nefret edebilir mi bir insan? bu akşam başıma geldi gene, kahve içerken cafede, anlamsız bir müzikle arka planda donakaldım hayatta. başım masaya eğilmiş ve ağrımak için, kendini hatırlatmak için can atıyordu. tüm olan biten içinde nedensiz yere seneler önceki hisse döndüm. kendime dışarıdan bakan, gerçeğin bir parçası olamayan bene. ilginçtir ki devam edemiyor beynim bu hissle, o anlık zarf içinde yakaladığım bilgiyle bir yere varamıyorum. yaptığım, yapacağım ve yapıyor olduğum her şeyin anlamsızlaştığı, hayatın daha da buğulu bir sabaha döndüğü o anda icimden gelen tek istek ölümü hissetmek. bir kez daha içimden lanetler okuyarak doğruldum ama. seneler öncesinin akşamına farklı bitmediği için küfür ettim. içimde bir yandan bir nebze iyiki yaşıyorum, bir yandan da neden yasıyorum çatışması devam ederken, iç güdülerimin sorusuna cevap vermeden konuştum, küfürler yağdırdım.

    aklıma eğlenen, gezen, gülen insanlar düştü. onlar da benim gibi acaba boşluğa davet edilirken mi böylesi bir vurdumduymazlık evresine gelmişlerdi yoksa asla anlayamacağı hislerden kaçan sefillesmis bir sürü müydü karşımdaki? istemiyorum bu bildigim soruya cevap vermek, inkar etmek istiyorum tüm bilimleri, söylenen özlü sözleri, tespitleri...

    insan olmayı kaldıramıyorum.
  • ulan hayat, senin ben var ya ta!*
    ve inadına ayaktayım işte, inadına bırakmayacağım peşini.
    aha da buraya yazıyorum, sanki başka yazacak yerim var da?
    hakkaten “yazacak yerimiz yok” arkadaşlar.
  • ne yazdıysam sildim. bir kez değil, defalarca. çok düşündüm ayrıca. puf olup uçmanın, geride kalanları etkilememin bir yolu olsaydı.. kesinlikle denerdim. yorgunluk değil bendeki. yok olmak istiyorum. her şey yerli yerindeyken. ve her şey yeterince iyiyken. ve birazdan, insanlara karışıp tatlı tebessümler armağan edeceğim. tıpkı herkes gibi. neden oturup, tam da bunları konuşmuyoruz diyeceğim. konuşacak daha güzel bir şeyler bulacaklarına eminim; çünkü bu daima böyle olur. ve burası yeri değil, orası hiç değil. aradığım şey, belki de zamanında denediğim ve istemediğim şeydi. bir şeylere çoktan hazır olmalıydım. ama değilim. hiç değilim. ruhumun bedenimki çırpınışlarını duyuyorum. birileri tutsaklıkla ilgili bir şeyler karaladı; okudum. tüm bunlar defalarca yazıldı ayrıca ve ben görmüştüm. bir de silinip unutulanlar var, sanki bir tek ben biliyorum.

    sanki bir tek ben biliyorum.
  • yol boyunca trende hiç susmayan kadına yanaşıp; bizim orada çenenin bağını sikeyim diye bir laf var, sizin orda yok sanırım dedim.
  • dogumgunlerini onemseyen biri olarak, dogumgunlerinde annemin / babamin / kardesimin yaninda olamayinca uzuluyorum. bundan sonra turkiye ziyaretlerimi o tarihlerde onlarin yaninda olmaya gore ayarlamaya karar verdim, hayat cok kisa.

    iyi ki dogdun babacim <3
hesabın var mı? giriş yap