• kimse bir yazmamış. film çok güzeldi. baya da bilgilendirici oldu. inanılmaz akıcıydı. hiç düşünmeden gidin derim. spoiler vermemek için burada bitiriyorum.
  • edison ve teslanin alternatif akimin kesfi sirasinda yasadiklari rekabet dolu gunleri anlatan film gelse de gitsek
  • -film tekniği ve sanatı yönünden beğendim. müzikler, hikaye akışı, çekim, sahneler çok güzel.

    --- spoiler ---

    - lakin filmin en başında "gerçek olaylardan esinlenilmiştir" ifadesi gerçek kişilerin isimlerini ve cisimlerini kullanarak çarpıtma ve ulusal görüşlerine göre empoze yapılması için kılıf oluşturmamalı. bu kanunen suç olmalı. adam senin tarihteki gerçek hikayeni alıyor istediği gibi kesip biçiyor değiştiriyor, sonra aynısı olmadığını bildiğinden "esinlenilmiştir" diyor. bu resmen suç. bu insanlar yaşıyor olsaydı bu filmlere dava açarlardı. ibn-i sina filmi içinde aynı şeyi düşünmüştüm. kendi ezik kaldıkları yanlarını onarmak için tarihsel olayları çarpıtarak anlatmak... sinema sektörü buna bir son vermeli.

    - olmuş olaylar hakkında bazı şeyleri abartıp bazı şeyleri hiç göstermeyip bazı eklemeler yapıp kendi ulusal görüşlerini empoze etmişler resmen. film tam anlamıyla amerikanın edison'ı yüceltip tesla'yı underestimate (olduğundan daha düşük gösterme) çalışması.

    -bu kadar çabaya rağmen olayların akışında bizzat etkisi olan bazı şeyleri değiştirememişler tabi. mesela edison'un ne kadar korkak, popülarist ve bundan kaynaklı bir yalan söyleme, kandırma, iftira atma gibi temel ahlaksızlıkları olduğunu görüyoruz. normalde o kadar büyük bir zeka eğer ona çocuklukta empoze edilmiş bir aşağılık duygusu yok ise ahlaksız olmaz ama adam çıkarına göre iftira bile atıyor. deha seviyesindeki zekaların en büyük özelliği insanı korkutan bir dürüstlüktür. edison'da bu kısmen var. yani bazı konularda çok dürüst ama bazı korktuğu durumlarda bildiğiniz kıvıran, iftira atan yetersiz amca!

    -filmdeki en etkilendiğim şeylerden biri edison'un çocukları ve eşi ile olan etkileşimiydi (sanırım etkilenelim diye bu ayrıntıları filme koymuşlar veya edison'un ahlaksızlığına bir mazaret olsun, kendimizden görelim diye). çocuklarının adını dot and dash koyuyor yani "nokta" ve "çizgi" çünkü eşi onun yanında mors alfabesiyle telgraf çeken bir asistan iken tanışmışlar. oğlunun yanlarında başkan varken çatal ile tabağa kısa-uzun vurarak uzaktan babasıyla mors alfabesiyle konuşması çok hoştu, yine annelerinin öldüüğü gece babasının ayakkabısına vurarak "seni seviyorum" demesi kalpleri eritti. beyni durmayan bilim insanı edison'un kırık kalpli eşi de içimizi acıttı. tüm bu zaafımız olan sevgi dolu aile hikayesine rağmen edison'un ne kadar ahlaksız bir adam olduğu düşüncesi aklımda aklanamadı. adamın derdi popülarite ve bunu almış da. yani gerçekten bilimsel fayda amacı daha büyük olsaydı gururunu kırar "düz akımdaki ısrarım konusunda hatalıydım" deyip yardımcısının onu uyardığı gece alternatif akıma geçer ve işini tamamlardı. gerçi çalışan bir akkor lamba için onbinlerce deneme yapıp en sonunda başaran bir insanın (bu anı anlatışı da çok etkileyiciydi) kolayca fikrinden vazgeçmesini beklememek gerek. neyse yani bu inadı ona bu sefer kaybediş getirdi. o da kendini acılarının yönlendirmesiyle normalde hobi olarak uğraştığı teknolojiler üzerinde buluşlar yapmaya itti. ölen karısının kaydettiği sesi, çocularını görüntüsü ile "sinema sektörü" doğdu. aslında her şey olması gerektiği gibi oldu belki de. ölmekten, unutulmaktan bu kadar korkan bir adam edison bize ölümsüzlük makinesi bıraktı, görüntü ve ses kaydını. duygular olmadan insanların toplum bataklığından sıyrılıp yukarılara sıçraması çok zor.

    -gelelim tesla'ya. aşırı sevimli bir karakterdi filmdeki aşık oldum. odaya bakıp eğimini hesap etmesi, güvercinlere tutukusunu görmek hoştu. onunla ilgili bu filmde yeni öğrendiğim ve beni şaşırtan şey einstein'ın bile dünyanın en zeki adamı ben değilim tesladır dediği tesla, cinsel dürtüleri aşmış, tüm icatlarını beyninde 3 boyutlu olarak tasarlayıp çalışıp çalışmadığını kontrol edebilen tesla giyimine, estetiğe çok düşkün bir insanmış. yani en zeki, zekilerin zekisi bile olsan estetik, güzel görüntü, renkleri giyim senin için önemli. yani sanat ve güzellik en üst bir zekanın ihtiyacı. bu kadar kozmetiğe, giyime kuşama, tasarıma, gzle görünmeye para harcamamız gayet normal. zekiyiz çünkü. eğer tesla giyimine önem vermeyen paspal bir adam olsaydı işte bak önemli olan işlerimiz görüntümüz öneli değil derdim ama öyle değildi. ben de fizikçi bir kadın olarak çevremden sürekli çok zeki olduğumu söyleyen insanlara karşı görüntümü umursamamın, saçlarımı boyamamın, renklerden çok hoşlanmamın bu atfedilen zeka ile abes düştüğünü düşünüyordum senelerdir. kadın beyni olduğu için belki de böyle diyordum ama hayır cevabımı aldım. estetik zevk üst bir ihtiyaç. renkler, sesler, kokular... tesla'nın bu güzellik olgularının, neşe ve sevginin hayatın temel enerjisi olduğunu söylediği eski röportajını okumuştum. adam da cinsel sevgi yok ama estetik duygusu var.

    film teslayı kesinlikle bilerek isteyerek "ignore" etmiş (görmezden gelmiş). adamıın 500 küsür patentinden, o gösterilen fuarda ilk defa bir oyuncağı uzaktan kumanda ile kullandığında gazetelerde "büyü yaptı" yazılmasından, kablosuz olarak 100lerce ampülü yakıp insanlara hayrete düşürmesinden hiç ama hiç bahsedilmemiş. popülarite kaybetmekten korkan amerika göçmen tesla'yı edison'u yendiği için cezalandırmış bu filmde dehasını yeterince göstermeyerek.

    son olarak korkak edison istediğini alıyor, ismi unutulmuyor, westinghouse sadece üretim peşinde ün peşinde değil o da istediğini alıyor, saf akıl tesla ise hiç bir şeyi umursamayarak sadece ürün ve proje bırakıyor. sonsuz olan budur diyor zaten. tesla'da eksik olan bence onu söylediği gibi bir "frekans"ta salınım yaptıracak olan duygusal bağlanma idi. adamın beyninin zayıf bedenini tüketircesine ürettiği ürünleri ortaya dökecek yaşam motivasyonu yoktu.

    --- spoiler ---
    yine de filmi izleyin derim. bilim tarihi filmleri okulda verdiğimiz fizik derslerinden daha öğretici oluyor bazen.
  • 13 eylül cuma günü vizyona girecek olan ilgi çekici film
  • 6/10
  • tesla'ya gereken önemin verilmediğini düşündüğüm film.
    kötü değildi ama çok iyi bir film de değildi. ya da ben çok büyük beklentilerle gittim, bilmiyorum.
  • uzun zamandır gitmeye değer bir sinema filmi.
    nihayet eylül ayının gelmesiyle birlikte güzel filmler gelecek.
    merakla bekliyor ve yarın gitmeyi planlıyorum.
  • vasat film.
    5 üzerinden 3 veriyorum.
    edison, westinghouse ve tesla üçgeninde geçen film.
  • özellikle tesla üzerine dönem dönem yoğun okumalar yaptığım için beni tatmin etmemiş filmdir. tesla sempatizanları da tahminen tatmin olmamıştır ama westinghouse ve onun zeki libido dolu hanımını onore etmek için güzel bir yapım olmuş. tam olarak 5/10 luk bir filmdi, ne fazlası ne azı.
  • bu saygı değer büyük insanlar hakkında az çok bilgi sahibiyseniz zaman kaybı olabilir sizin için çok extrem seyler beklemeyin izlerseniz de vadi de izleyin tertemiz, bomboştu seans.
hesabın var mı? giriş yap