• evlerimizin temizliği için katıldığım iddia. ama iş kamusal alanlara gelince, caddeler sokaklar, parklar vb. yerleri pisletmekte üzerimize yok.
  • en temiz millet olduğumuz konusunda şüphelerim var, örnek çok ama, birkaç örnek yazayım

    yazar örnek olarak taharet musluğu demiş,

    1) piknik yerleri ve ormanlar

    2) kurban atıklarının denize atılması

    3) her yerde plastik çöpler

    4) şehirlerarası yol kenarları

    fazla örnek vermeyeceğim
  • türkler istisnaları olmakla birlikte kendi bedenine, evine temiz bir millettir ancak çevreye,sokağa, doğaya karşı pistir. avrupalılar ise tam tersi kendilerine ya da yaşadıkları mekana dikkat etmemekle birlikte doğayı çevreyi tertemiz tutarlar.
    hangisi doğru ya da iyidir bilemiyorum.
  • oyle temiziz ki evde ayakkabi ile dolasamiyoruz diyende cikabilir.
    temizlikten kasit got yikamakta olabilir diyende olabilir.
    gercekten temizlikten kastiniz nedir?
    misal benim kusak icin evin icinin bal dok yala olmasidir ki annelerimiz bunu ev kadini olduklari icin basarmislardir. oysa simdi cevremdeki kisilerin cogu eve haftada bir veya iki haftada bir birilerini cagirarak gerceklestirmekte. (tabi bu durum benim cevremle alakali genel degil).
    misal ben cocukkende sokaklarimiz pisti simdi yasadigim beylikduzu goreceli olarak temiz gibi gozuksede hala etrafta yere atilmis nesne izmarit kahve bardagi vb goruyorum ancak eskisine gore temiz yalan yok.
    yikanmak diyen olacaksa evet buyuk bir kismimiz sabah ise gitmeden once ve aksam eve geldikten sonra dus aliyoruz ki bu da dogalgazin verdigi imkan neticesinde yine belli bir kesimin ozellikle uyguladigi bir sey ancak kisisel bakim icin metrobus kullanan kisilerin belirttigi gibi ter kokusunu onleyici deodorant veya roll on kullanimi dusun anladigim. ben kullanmadigim icin kesin oyle diyemem.
    temizlikten kastiniz tam olarak nedir anlamiyorum. ingiltere oxfordta yasayan arkadasim abi sorun yok ayakkabi ile evde takilabilirsin diyor ben sikseler ayakkabi cikarmadan eve girmem misal.
    bence cok temiz degiliz ama dunya geneline gore ortalamanin uzerindeyiz diyebilirim. yanliz belirteyim ki bir erkek olarak hele esin calisiyor cocukta varsa bir yardimci temizlikci tutmayacaksan bazi seylerde yardim etmek lazim yoksa o is kadina zul olur. bu is mericlik degil insanin esine deger vermesidir. neyse konu bu degil.
  • allahtan temiz bir milletiz. bir de temiz olmadığımızı düşünün. denizlerimiz, göllerimiz, ormanlarımız, parklarımız, sahillerimiz hangi durumda olurdu o zaman acaba.
  • beden temizliğine laf edenler olmuş hakkı var ama ulan elin avrupalısı da koltuk altını orman gibi bırakıyor. oraya istedigin kadar deddorant sık fayda eder mi ?
  • el parmaklarının onunu da burun deliklerine sırayla sokan; çorap temizliğini ayağını ağzına burnuna kadar sokup koklayarak test eden bir milletin de en temiz diye anılması ne bileyim biraz şey.
  • ya sormayın valla paçalardan akıyor temizliğimiz.

    türkler, empati yeteneğinden yoksun bir millet olduğu için şu an herkes kendine temiz. misal, adam arabasını silip süpürür, bal dök yala yapar ama araç içinde bi çöp varsa (şişe, kağıt mendil, ıslak mendil vs) onu yol üzerinde seyir halindeyken camı açıp dışarıya fırlatır. neden? çünkü arabası, üzerinde tepindiği çevreden daha kıymetli zaar.

    ben bi gün ada içinde otostop çekiyorum. eski minibüs tarzı bi araç durdu, arkası yük taşımalık. aracın içine bindik ön koltuğa, ayağımın altında boş su şişesi olduğunu fark ettim. tam eğilip onu alacak ve kıyıya koyacaktım ki beni alan araç sahibi birden uzanıp şişeyi eline aldı ve camı açıp fırlatıverdi. öylece bakakaldım. eh adama bir şey de diyemiyorsunuz çünkü arabasına almış sizi bedavaya götürecek.

    sorsan herkesin evi çok temiz ama kapı önlerine baktığınızda ortalığı çöp götürüyor.

    denize gidiyoruz, kumsal alanlar, ormanlık alanlar ve bazen de deniz çöp içinde yüzüyor.

    daha sayayım mı? bireysel olarak gerçekten hijyenik insanlar olabiliriz ama toplu olarak baktığımızda ciddi sıkıntıların olduğunu görüyoruz. türkler kendine temiz, fakat çevresine aşırı pis bir millet.

    tarihsel açıdan ele alırsak bu durum daha da beter. mehmet akif milli mücade sırası anadoluyu karış karış gezip vaaz verirken gördüklerine hayret etmiş ve "müslüman köylerini, müslüman şehirlerini gezmişsiniz fakat nezafetten, taharetten eser görmemişsiniz" der. adam resmen "hacılar b*k içinde kalmış buraları"nın kibarcasını dile getirmiş. daha ötesi var mı?

    sadece araçla seyahat halinde iken öndeki araçtan camın açılıp saçma sapan çöplerin dışarıya atılması ve rüzgarın da tesiriyle kafama kafama denk geldiğini görüp küfrü basmam bile bu milletin temiz mi pis mi olduğu konusunda bana kuvvetli bir fikir veriyor. kimse masal okuyup da kendini avutmasın.

    avrupa'da günümüz şartlarında temizlik görevlileri sadece mevsimsel döngülerde yere dökülen ağaç yapraklarını ve toz birikintisi gibi basit şeyleri süpürürken (ki normali budur zaten) bizim temizlik görevlisi arkadaşlarımız afedersiniz bokumuza kadar temizlemek zorunda kalıyorsa kimse temiz bir millet olduğumuzdan bahsedemez. öyle bir dünya yok.
  • universite tuvaletleri sictigi yere su dokmeyen davarlarla doluyken mi?
  • kişisel temizlik ve hijyen konusunda kimse amerikalıların eline su dökemez. 80 yaşındaki, evinden dışarı çıkmayan emekliler bile mutlaka güne duş alarak başlar. hiç bir çocuk duş almadan yatağa girmez. bir kez giyilen giysi yıkanmadan ikinci kez giyilmez. herkesin dişleri inci gibidir. insanlar ter kokusu, sigara kokusu, ağız kokusu gibi şeyleri bilmez. nerdeyse adamların evcil hayvanları bile ortalama bir türkten daha temiz kokar. tek istisnası evsizlerdir, ancak onlar için de çoğu şehirde isteyenin yararlanabileceği duşlar vardır.

    türklere gelince, götümüzü elalemin boklu elini soktuğu suya elimizi banıp yıkamakla övünür, pis kokularımızı bastırmak için parfümle yıkanır, bok, sigara, ayak, ağız, ter ve parfüm karışımı bir koku yayarak dolaşırız. dişlerimiz sapsarı, çürük içerisindedir. kışın yağmur, çamur, yazın ter içerisinde gezinmemize rağmen her gün iç çamaşırı, çorap değiştirenlerimizin oranı yüzde biri bile bulmaz. havaalanlarımıza inince ilk karşılaşılan şey genellikle mide bulandıran bir kokudur. bir çok turistin ilk karşılaştığı türk genellikle gömleği ter, ağzı soğan, nefesi sigara kokan bir polis memurudur. ortalamaya vurunca, orta doğu, hindistan ve çin dışında bizden daha pis insanlara rastlamak pek kolay değildir. öyle ki amerikalıların pis diye aşağıladığı avrupalılar bile bizden daha iyi kokarlar.

    biliyorum bu yazdıklarım tepki çekecek, ancak sadece nesillerdir şehirli olmuş ufak bir kitle dışında bunlar halkımızın gerçekleridir.
hesabın var mı? giriş yap