• orhan kemal, kemal tahir'e yazdığı mektupta nazım hikmet'in, hemen her konuyu konferansa çeviren entel dantel muhabbetlerinden sıkılmışa benziyor:

    "... ondan sonrası gene malum: konferans faslı. sabrın varsa, işin yoksa dinle. meseleyi sosyal ve ekonomik bakımdan kor, fizyolojik, biyolojik bilmem ne lojik tahlillerini yapar, neticeler çıkarır falan filan..." *
  • tatli su baliklarina verilen ad.
    agizlari iyi laf yapar ancak icraata gelince hemen tüyer bunlar.
  • entelin biri yabanci bir hanimla evleniyor. kadin turkce bilmedigi icin aralarinda ingilizce anlasiyorlar. kadin evliliklerinin ilk gunlerinde bel agrilari sebebiyle bir "chiropractor" gormek istedigini soyluyor. bizim entel ilk defa duydugu "chiropractor" sozcugunun anlamina eline gecirdigi bir sozlukten bakinca esinin cikikciya gitmek istedigini anliyor. esine, "okumus kadinsin, ne isin var cikikcilarla. gel, doktora gidelim" diyor. kadin durumu garipsiyor; ama esini kirmayip doktora gidiyor.

    ayni entel dantel, turkiye'yi terkedip yurtdisina yerlesiyor. ama zehir gibi masallah, yerlestigi ulkenin dilini kisa zamanda ogreniyor. soylenen her seyi anlar, soylemek istedigi her seyi de anlatir hale geliyor. taa ki bir gun aslinda, yasadigi dilin hic bilmedigini gorene kadar. bizim entel bir gun trende ise giderken gazetede turkiye ile ilgili bir yazi goruyor. merakla gazeteyi eline alip iki sayfayi yaziyi okuduktan sonra pek bir sey anlamadigini farkediyor. butun yaziyi daha dikkatlice bir kez daha okuyor. goruyor ki, hemen hemen butun sozcukleri anlamasina ragmen yazidan hicbir sey cakmamis.

    bizim entelin kirdigi cevizlerin haddi hesabi yok. birinci olayda, sozlukte "chiropractor" sozcugunun karsiliginda gordugu cikikci anlamina inandigi icin tufaya dusuyor. ingilizce "chiropractor" sozcugu aslinda "cikikci" degil, eklem rahatsizliklari uzmani demek. eger bizim entel aslinda "cikikci" sozcugunun "eklem rahatsizliklari uzmani" demek oldugunu bilseydi, bu duruma dusmeyecekti. hayir efendim oyle degil... yine de dusecekti. cunku cikikcilar da eklem rahatsizliklari uzmanlaridirlar. kendisi entel oldugu ve entel camiada cikikcilar sahtekar kabul edildigi icin kendisinde cikikcilarin isini kucuk hakkini buluyor. bu entel cikikcilarin bilgisine saygi duymayi ne zaman ogreniyor biliyor musunuz? hayir, baska bir kitapta hikayenin aslini okudugunda ve cikikcilarin da aslinda bir egitime ve kulture sahip oldugunu ogrendiginde degil. entelimiz, bir kaza sonrasi bant kaymasi yasar. kortizonla falan idare eder. uzun sure ayaga kalkamaz, ayaga kalkinca acilar icinde kalir. gittigi doktorlar, ona bununla yasamayi ogrenmesini salik verirler. bu adam bu rahatsizlikla yasamayi uc yilda az cok ogrenmistir ki, bir cikikci ile karsilasir. cikikci bu enteli butun bu dramatik oykunun icinden bes dakikada cekip almasin mi? sonradan bu entel kendisini cocukken sigillerden doktorlarin verdigi ilaclarin degil, ufurukculerin okudugu dualarin kurtardigini hatirlayacaktir. bu adamin esekliginin hikayesi aslinda "chiropractor" sozcugunu yanlis cevirdiginde degil; karisi icin neyin daha iyi olacagina kendisi karar vermek istediginde basliyor. karisi icin neyin iyi olacagina da kendi sahip oldugu bilgiyi referans olarak karar veriyor. esekligin haddi hesabi yok yani...

    ikinci olayda da, bizim entel aslinda ne kadar dantel oldugunu goruyor. okudugu yazidaki sozcukleri anliyor; ama cumleleri anlamiyor. ikinci turda ise cumleleri anliyor; konuyu anlayamiyor. farkediyor ki, sozcukleri anlamak sozleri anlamak degilmis. sozleri anlamak olayi anlamak demek degilmis. o an aslinda, turkiye'yi terkedene kadar anlattigi o kadar seyi aslinda cogu kisinin anlamamis olabilecegini farkediyor. "tuh lan!" diyor kendi kendine "agdali sozcukler bulacagiz diye ekstra mesai yapiyorduk." o an secimlerde cogunlugun oyunu neden onun destekledigi partiye vermemis olabilecegine dair bir seyler cakar gibi oluyorsa da; son anda "parti marti yas is. bu yastan sonra neyime gerek!" diyerek kendisini tehlikeli durumlardan kurtariyor. turkiye'yi terkedene kadar bir entel olarak yaptigi konusmalarin en az yarisinin bir anda bosa gitmis olmasina gram uzulmuyor bizimki. "zaten benim o zaman dediklerimi yapsalardi boku yemislerdi." diye geciriyor icinden, "allah turk halkini entellerden koruyor olmali..."

    o entel esek benim efendim. ya, bu hikayeler hic bir sey degil. benim hayatimda yaptigim eseklik sonsuz; yapmadigim eseklik sinirlidir. gercek esekleri tenzih ederim, efendim. amacim kesinlikle esekleri hor gormek degildir. kendimi ifade edecek sifat bulmakta zorlandigimdan cefakar dostlarimiz eseklerden yardim aliyorum. daha once benimkine uymayan inancindan, seviyeme uymayan egitiminden, sundan bundan kaynaklanan sebeplerle hor gordugum kisilerden cok utaniyorum bugunlerde.

    bunu da buraya hani belki genc entel arkadaslar kissadan hisse cikarirlarsa diye not dusuyorum.

    niyetimiz kimseyi kirmak degildir
    suradakini buraya koymak degildir
    arada bir dilimiz surcerse affola
    tutmasini biliriz de kemigi yok bunun
    (bkz: olacak o kadar)
  • türkçenin uyaklı sözcüklerini bilmenin ve hatta peş peşe getirebilmenin verdiği hayretle karışık coşkudan olsa gerek birol güven adlı senarist addedilen kişinin dizilerinde (özellikle çocuklar duymasın/çocuklar ne bok yiyecek? dizisi) sürekli kullandığı, ne yazık ki günlük hayatta da çokça kişinin benimsediği ikileme. genelde haluk karakteri tarafından küçümseyici ve gayet sinir bozucu bir ses tonuyla söylenir, toplumların kültürel hayatının gelişmesi için aydın (ya da "entel"ektüel) kesimin varlığının ve etkinliğinin kaçınılmazlığını göz ardı etmekten başka hiçbir halta da yaramaz.
  • entel görünmeye çalışan dantel.
    sözlükte troll olarak yazmak isteyenler için özgün bir trollük özelliği olabilir.
    entel olmaya çalışan dantel troll'ün yapabileceklerinin başında, enrtylerde sık sık okuduğu kitaplardan ve yazarlardan bahsetmek, otobüsteki kitap okuyan artist tip başlığına tanım yapmak yerine ''benim bu'' yazmak, ilgi duysun duymasın, gözüne çarpan her türlü konferans duyurusunu sözlükten başlık açarak yapmak, 10 entry'nin 8'inde kitap okumayı sevdiğini belirtmek gelebilir.
    çok itici olacaktır.
    yapmacık bir kendini geliştirme hali entelim diye gezen trollümüzün ağır bir dantel olduğunu ortaya koyacaktır.
    bir entry'de ise not düşmek gerekir,
    ''sözlükte yazdığımı belirtmek için kitap arkası okuyorum'' diye.
    40 yaş üstü yazarların bu işi daha iyi becereceğini sanıyorum.
    zira onlar gözlem de yapabilirler.
    bunun için çevrelerindeki menapozlu ablaları gözlemlesinler.
    çok komik oluyorlar.
    veya kompleksli amcaları.
  • ulkenin entelektuellerinden bahsederken bunu kullanip da cahil ve yavsak olmayan bir tek kisiye rastlamadim bugune kadar.
  • (bkz: dantelektüel)
  • kendi ezikliğini anlamsız bir neşeyle bastırmak isteyenlerin de kullanageldiği söz öbeği..
  • aynı zamanda yeni bir sözlük yazarı. hoşgelmiş.
  • (bkz: akil insanlar)
hesabın var mı? giriş yap