75 entry daha
  • çok fazla şey vardır. onun önce bir şövalye olduğunu kabul etmek gerekir. bazen devasa bir hikaye bile yazdırır. tıpkı aşağıdaki gibi. ama öncesinde, daha evvel paylaştığım hikayeden kısa bir özeti paylaşmam gerekiyor.

    --- aslan-yengeç savaşları özet ---

    işte bu, aslan kral için bardağı taşıran son damla oldu ve yarısı dişi yarısı erkek olmak üzere tam tamına 150.000 aslandan oluşan ordu hazırlayıp yengeç kadını üzerine sefere çıktı. yengeç kadını bütün uğraşlarına rağmen 3000 kalan ordu sayısını sadece 8000'e çıkarabildi ve tüm ricalarına rağmen ne oğlaktan, ne başaktan, ne akrepten ve ne de boğalardan yardım gelmedi.

    aslan kral, ilk oğlak kalesine yaklaştı, yaklaştı, yengeç kadın ve ordusu geri çekildi, aslan kral oğlak kalesini hemen aldı ve devam ederek sonunda yengeç kalesine geldi ve işte aslan kral ve yengeç kadını karşı karşıya! kıyasıya mücadele başladı! aslan kral, yoğun yengeç direnişine rağmen yengeç kalesini kuşatmayı başardı. ateş topları öyle bir etkiliydi ki, kıskaçlılar yine de yoğun aslan ateşine karşı dayandı.

    aslan kral, yengeç kadınının bitmek bilmeyen inadından sıkıldı. ardından kaleyi ve etrafını komple yağmayabildiği kadar yağmaladıktan sonra bölgeden çekilip doğu tarafında bir aslan idaresi kurmaya verdi. ayrıca, yengeç kalesinin hemen önünde birçok aslan kalesi yapılmasını da emretti ki, yengeç kadının direnişi zorlaşsın...

    bu sürükleyici hikayeyinin tamamını okumak için buraya tıklayınız. ingilizce verilen ilk mesaj için buraya tıklayınız.

    --- aslan-yengeç savaşları özet ---

    aslan kral'ın tebaası olmayı yediremeyen yengeç kadını, bu duruma isyan etmiş ansızın aslan diyarından batıya firar etmiş ve aslan kral'a baş kaldırmış, intikam alacağına dair büyük yeminler etmiş ve nitekim bunu başarmıştı. yanında başak ve oğlaklar da vardı ama boynuzlular kuzeye kaçmışlardı ve her ikisi de aslan kral'ı çok uğraştırmışlardı. başaklar da sürekli iç isyanlara sebep oluyorlardı. ne var ki, aslan kral'a karşı 3 yıl süren bu direniş, oğlak kadınının ansızın yakalandığı vebadan, yengeç kadınının da gururuna yediremeyip kahrından ölmesiyle ve kalesinin de teslim olmasıyla bitmişti. aslan kral yorulmuş ve onbinlerce kayıp vermiş ama sonuç olarak girdiği bütün savaşları kazanmıştı.

    artık ne bir isyan, ne bir direniş, ne de tehlike kalmıştı. fakat tek eksik bir yer kalmıştı; en kuzeydeki ikizler diyarının sınırından sonra gelen oğlak diyarı. burası oğlakların arada bir aslan diyarına izinsiz giriş yapıp saldırdığı ve kaynakları yağmaladığı bölgeydi. burada alınmayan eksik bir bölge kalmıştı ve aslan kral burayı da almak istedi ki, diyarını tamamen sağlama alabilsin. kral, 1000 kişilik bir aslan ordusuyla yola çıktı ve kış gelmeden buraya ulaştı. kuşatma başladı ve bölgeyi 3000 oğlak savunuyordu. işte kuşatmadan bir kare...

    ...ama aslan kral ve ordusunun yoğun ateş saldırılarına daha fazla dayanamadılar. kaynakları hızla tükeniyordu. en yakın müttefikleri başak ve boğalardan da destek gelmiyordu. haliyle teslim olmaya karar verdiler ve aslan kral'a teslimiyetlerini bildirip teslim oldular. sonuç olarak bütün oğlak diyarı düştü ve aslan kral'ın eline geçti. oğlak diyarı artık aslan diyarının bir parçası olmuştu. kral burada 3 gün kaldı. oğlak diyarını gezip incelemelerde bulundu. kahvesini bile yudumladı. sonra burayı ikizler ve koçlara bırakıp ayrılma kararı aldı ama ayrılmadan önce olası bir başak ve boğa saldırısına karşı buranın güvenliğini iyi sağlaması gerekiyordu. bu sebeple ilave bir koruma kalkanı olarak 10.000 aslan bıraktı.

    kral'ın artık bir diyarı vardı; aslan krallığı!

    kral bölgeden ayrılıp doğuda yaşadığı kalesine döndü. burada muhteşem bir coşkuyla karşılandı. biraz yorgundu ve dinlenmek için kalesine çekildi. ama henüz işi bitmemişti. evet toprakları genişlemiş, gücü eline almış ve krallığını tüm yeryüzüne ilan etmişti. bu krallıkta yaşayan herkes ona biat etmek ve onun tebaası olmak zorundaydı. onun tebaası olmayı kabul edenler, rahatça yaşıyorlardı. kral, en iyi aslanlarıyla zaman zaman diyarını geziyor, tebaasının dertlerini dinliyor, ihtiyaçlarını gideriyor ve sorunlarını çözüyordu. tebaa memnundu ama hala bu durumu sindiremeyen birileri vardı; oğlaklar...

    bu durumu bir türlü yediremiyorlardı. kral iyice dinlendi ve diyarını tamamen sağlama aldı. fakat tek eksik bir yer kalmıştı; akrep adası. aslında buraya tam olarak eksik denilemezdi. çünkü burası denizin ortasında bir adaydı ve aslan diyarına tehlikesi yoktu. evet haydi o zaman şimdi akrep dosyasını açalım.

    akrep adası bütün diyarların dışında, denizin tam ortasında kalan büyük çaplı bir adaydı. çok korkunç bir adaydı. bu adaya dışarıdan kimse yaklaşamaz, giremez, girenler de sağ olarak çıkamazlardı. adanın ilginç özellikleri vardı. bu adanın yer altı kaynakları bitmeyecek şekildeydi. altın, gümüş, giyecek, yiyecek, içecek, ne varsa çıkıyordu. bu adada akrep şövalyeler yaşıyordu. başlarında generalleri olarak teodora isimli bir kadın vardı. iki tane en iyi şövalyesi seçtiği kadın vardı. birisi milena, öbürü deora isimli iki şövalyeydi. emirlerinde toplam 6000 akrep şövalye daha vardı. yani adada toplam 6003 akrep vardı.

    bu akreplerin hepsi dişiydi ve inanılmaz derecede güçlülerdi. üzerlerinde neredeyse 100 kilo ağırlığında demir çelik karışımı kendi güç ünitelerine bağlı zırhla kaplıydı. evet zırhları böyle tam 100 kiloya geliyordu ve bu onları öyle bir güçlü yapıyordu ki, onlarla savaşmak, kolay değildi. korkunç bir güçleri vardı. teodora, milena ve deora özel eğitimli akrep kadınlarıydı. kendileri müthiş başarılıydı ve harikulâde şövalyelerdi. aynı eğitimi diğer akreplere de veriyorlardı ve bu adada güzelce yaşıyorlardı. kimse karışmıyorlardı ama bu daha fazla uzun sürmeyecekti. işte teodora, milena ve deora böyle bir şövalyeydiler.

    aslan kral bir toplantı gerçekleştirdi. toplantısı tamamen bu ada üzerineydi. 1 hafta süren toplantı nihayet bitmiş ve kral kararını vermişti; akrep adası alınacaktı. etrafındaki birkaç iyi aslanı, kendisine şunu söylemişlerdi;

    "...sevgili kralımız, benim önerim bu adadan uzak durmamız gerektiğidir. çünkü adanın girişinde tuzaklar var. tuzakları bir şekilde geçsek bile geçene kadar çok kayıp veririz. ardından bu akrepler zırhlı olduğu için, onlarla savaşırken de çok kayıp veririz. daha önce bu adayı kimse alamamış. almayı deneyenler oradan çıkamamışlar ve akreplere yem olmuşlar..."

    "...sevgili kralımız, ben de önermiyorum. zaten şu an bir tehlikeleri yok. diyarımıza zararları yok. bir mektup gönderip saldırmazlık antlaşması imzalamak en doğrusu olacaktır. teodora bizimle savaşmak istemeyecektir zaten..."

    kral da kendilerine şöyle cevap verdi;
    "...benim de amacım onlarla savaşmak değil. adayı teslim etsinler diyarımda daha iyi şartlarda barınmalarına müsade ederim. lâkin o ada bize lazım. bilhassa oranın yeraltı kaynakları bize çok lazım. bu yüzden önce elçi gönderip güzel yolla halledeceğiz. eğer olmazsa, saldırmak için hazırlanın ve gemilerin inşaa edilmesini hızlandırın."

    karar alındı, ada istila edilecekti ama öncesinde iki elçi görevlendirildi derken o da ne? oğlaklar yine isyan ettiler...

    --- oğlak isyanı ---

    haydi oğlaklar saldırın, her yeri yakın, her yeri yıkın! aslan boyunduruğu altında yaşamak istemiyoruz! bunu reddediyoruz! saldırın!

    isyan! isyan! isyan!
    --- oğlak isyanı ---

    kral sinirlendi ve hemen 1000 aslanı isyanı bastırmak üzere şehrin merkezine gönderdi ve ele geçirdikleri oğlakları öldürmemelerini emretti. 1000 aslan isyanı hemen bastırdı. hiçbir oğlak kaçamadı ve birçoğu yakalanıp kral'ın huzuruna getirildi. kral kalesinden dışarı çıkıp baktı ve aslanlara; "hepsini kalenin içine alın ve kapıları kapatıp tutuklu bırakın" deyip hepsini içeri kapattırdı. peki aslan kral bunu neden yapmıştı? tabii ki akrep adasına çıkarma yaparken bu oğlakları önden salıp tuzakları imha ettirmek için kullanacaktı. böylece onları çok kötü cezalandırmış olacaktı. sağ kalanları da tünel kazdırmak için kullanacaktı. zaten oğlakları genelde istihkam işlerinde kullanıyordu.

    kral ilk bildirgesini yazdı ve iki tane koç elçi görevlendirip adaya yolladı. şövalye akrepler onu kaleye götürdüler ve teodora'nın huzuruna getirdiler. elçiler, "sevgili şövalye, kralımızdan hürmetler getirdik. size mektubu var" dediler. teodora, "kral'ın hürmeti için teşekkür ederim şeref duydum buyrun" dedi. koçlar mektubu şövalyeye uzattı ve teodora açıp okudu...

    "...teodora,

    parçalara ayrılmış, gelen geçenin bir parça kapıp götürdüğü diyarımı tek tek geri alarak yeniden kazandım. ama eksik bir parça kaldı ve o parçayı da senin adanla tamamlayacağım. eğer adayı teslim edersen, hiçbirinize bir şey olmayacak ve size diyarımda güzel bir bölgeye yerleştireceğim. burada barış içinde yaşayacağınızı temin ederim. tek yapmanız gereken adayı teslim edip benim tebaam olmanızdır.

    -aslan kral."

    teodora, bu mektuba cevap yazdı...

    "...sevgili aslan kral,

    teklifin için teşekkür ediyorum. senin sözlerinden şüphem yok. fakat adayı sana teslim edemem. dilediğin gibi kaynak sağlarım, emrinde savaşması için şövalye de yollarım ama adayı veremem. seninle karşı karşıya gelmek istemiyoruz. seninle savaşmak istemiyoruz. lütfen beni bir seçim yapmaya zorlama. bizim seninle ve diyarınla işimiz yok. senin de bizim diyarımızla işin olmasın. biat konusunda seni tanıyor ve büyüklüğünü kabul ediyoruz lakin adayı veremem. üzgünüm.

    -şövalye teodora."

    aslan kral bir kez daha cevap yazdı...

    "...teodora,

    büyüklüğümü kabul edip beni tanıyorsan, istediğimi aldığımı da biliyorsundur. adayı teslim et. beni uğraştırma işte kıskaçlılarına yazık etme. derhal adayı teslim et ve tebaam olmayı kabul et. bu son uyarımdır. kral biat etmenizi bekliyor!

    -aslan kral."

    teodora son olarak şunu yazdı...

    "sevgili aslan kral,

    adayı teslim etmiyorum. savaşmaya hazırız. başka diyeceğim yoktur.

    -şövalye teodora."

    aslan kral bu duruma öfkelenmişti. aslında bu işin güzellikle olmayacağını başından beri o da biliyordu ve ordusuna hazırlanmayı hızlandırma talimatı verdi. gemilerin neredeyse hepsi inşaa edilmiş ve bitmişti. erzaklar, ateş topları ve 100.000 aslan + 2000 oğlak hazırdı. bu sıra, akrep kadın teodora bunun haberini alır almaz hazırlıklara başladı. adadaki tuzakları arttırdı. kale duvarlarını güçlendirdi. kalınlığı 1 metre olan kale duvarları artık 3 metreydi.

    bütün akrepler zırhlarını kuşandılar. her bir akrep kalenin iç kısmında yerlerini aldı. fakat 6003 akrep çok az bir rakamdı. teodora, aslan kralın sayıca çok üstün olacağını biliyordu. öyle ki, aslan kral'ın yengeç kalesini 150.000 aslanla istila edişi dün gibi aklındaydı. haliyle tauruso'ya yani boğa diyarına mektup gönderip müttefiki ceyyar'dan yardım istedi. ceyyar, boğa diyarını idare eden bir boğa erkeğiydi ve ona sadece 1000 tane balık kadın garnizonu yolladı. teodora bu duruma üzülse de 1000 sayıda balık kadınları kabul edip adasına aldı ve onlar da adada yerlerini aldılar. fakat ceyyar'ın gizlice yaptığı bu yardımdan aslan kral'ın haberi yoktu.

    adadaki kale, yeryüzünün en tahkimli ve güçlü kalesiydi. teodora'nın en iyi mühendisleri tarafından dizayn edilmişti. her taraftan kolayca savunulabilirdi ve pek çok bölgede çıkıntılı kalın taş duvarlardan oluşan üç halkayla korunuyordu. bu da, kaleyi savunan akreplerin istilacıları pek çok açıdan taciz etmesini olanaklı kılıyordu. her şövalyenin mazgallı siperlerde ayrı tabyaları vardı. kaleyi akrep şövalyeler ve balık kadınlar savunacaktı. böylesi bir kaleyi almanın bedeli gerek malzeme gerek aslan hayatı açısında pahalıydı ama aslan kral yine de kararının arkasındaydı. çok şiddetli kıran kırana bir mücadele yaşanacaktı.

    takvimler milattan önce 10 mart 5120 yılını gösteriyordu. tam tamına 500 gemiden oluşan güçlü aslan krallığı donanma ordusu harekata hazırdı. aslan kral ve ordusu, yola çıkarak diyarının güney sahillerindeki 1. yay üssü'ne geldiler. burada 3 gün konakladılar ve bütün hazırlıklarını eksiksiz yaptılar. gemilere bolca erzak, ateş topları, sıhhi yardım malzemeleri ve panzehir yengeçler alındı. bu arada panzehir yengeçler, bir aslan mücadele esnasında bir akrep tarafından sokulursa, yaralı aslana panzehir enjekte ederek onu kurtaracak özelliğe sahiplerdi. aslan kral yengeçleri o sebeple almıştı.

    hazırlıklar tamamlandı. aslan diyarının her bölgesi sağlama alındı. koç ve yaylar da ısrarla gelmek istemişti ama onlar akreplere karşı hiçbir şey yapamayacağı için, kral onları almadı ve diyarda bıraktı. siz diyarımızın güvenliğini sağlayın yeter dedi ve işte donanma yola çıktı. 10 saat süren yolculuk bitmek üzereydi ve akrep adası göründü. gemilere yüklenen 2000 oğlağın 1000 tanesi, güvertelere çıkarıldı. kral, "karaya yanaşır yanaşmaz atlayıp çıkarmayı ilk siz yapacaksınız. hazır olun!" talimatı verdi.

    nihayet karaya yaklaşıldı. adada bir sessizlik hakimdi. ama oğlaklar şaşkındı. çünkü karada bekleyen kimse yoktu. şüphelenmeye başladılar derken, kral saldırın! diye emir verince kapaklar açıldı ve 1000 oğlak apar topar inip karaya ayak bastılar ki...

    akrep şövalyelerin kurduğu gizli tuzaklara yakalandılar. bu tuzaklar kıskaç kapanıydı. yakalananı önce zehirleyip etkisiz hale getiriyor, acı çektiriyor, sonra ortadan ikiye bölüyordu. 1000 tane oğlak korkunç bir şekilde yok edilmişti ama ne var ki, bu sayede adaya girişin önü açılmıştı. şimdi ikinci engel vardı, o da orta kısımdaki tuzaklar. aslan kral ve ordusu tümüyle karaya çıktı. adanın sahil kesimi güzelce temizlendi ve ikiye bölünen oğlaklar denize atıldı. kral, ikinci engeli kaldırmak için geriye kalan 1000 oğlağın hepsini kullanamazdı. çünkü onlar hem ilk saldırı hem de tünel için lazımdı.

    aslan kral bu adayı almanın zor olacağını biliyordu. kış gelmeden bu işi bitirmek zorundaydı. dolayısıyla bütün ordusuyla sahil şeridine yerleşti. çadırlar kuruldu ve hazırlıklara başlandı. ordular şu şekildeydi.

    aslan kral ve ordusu:
    100.000 aslan, 1000 istikamcı oğlak, 100 panzehir yengeç ve 500 tane ateş topu

    teodora ve ordusu:
    6003 akrep kadın şövalye ve 500'ü erkek mühendis olan 1000 balık savaşçı

    500 erkek mühendis balık, kazılan tünelleri tespit edip imha ederek gelenleri durduracaktı. diğer 500 kadın balık da kalenin içinde savunma modunda kalacaktı. sahil boyunca az daha ileri çıkılarak, 500 tane top kalenin karşısına tamamıyla kuruldu ve her şey hazırdı. aslan kral son bir çağrıda bulunmak istedi ve şu satırları mektubunda teodora'ya yolladı...

    "teodora,

    inadı bırak. gel beni dinle bu işten vazgeç ve adayı teslim et. seni son kez uyarıyorum.

    -aslan kral."

    teodora cevap yollayarak dedi ki,

    "sevgili aslan kral,

    biz hazırız ve seni bekliyoruz. hadi gel de alabiliyorsan al.

    -şövalye teodora."

    takvimler 20 mart'ı gösteriyordu. her şey tamam ve hazırdı. aslan kral ordusunun başında ateş talimatını verdi ve kuşatma resmen başladı...

    aslan kralın topçu birlikleri, kale duvarlarını yoğun bir şekilde bombalamaya başladılar. aslanlar askeri teknolojilerinin zirvesindeydiler. güçlü ateş toplarıyla taştan devasa 3 metre kalınlığındaki duvarlarda gedikler açmak için büyük bombardımanlarda her şeyi kullanıyorlar, adadaki savunucuları kaosa sürükleyip öldürmek için toplar düştüğünde yangın çıkaran ateş toplarını kullanıyorlardı. buna rağmen, ustaca dizayn edilmiş akrep kalesinin duvarları sapasağlam yerinde duruyordu.

    bu sıra, bombardıman boyunca oğlaklar da yerin altından kazı yapıyorlardı yani tüneller açıyorlardı ki, finalde mayın patlatıp kale duvarlarını yerle bir edebilsinler ve aslanlar da kaleye saldırabilsinler. ayrıca, kaleye varmayan toplar merkez bölgelere düşerek tuzakları da imha ediyordu. bu sıra, bombardıman öyle bir etkiliydi ki, düştüğü her yeri yakıp yıkıyor ve kale içine inanılmaz zarar veriyordu. tabii akrep şövalyelerin zırhları onları bir şekilde koruyordu ama balık kadınları patır patır ölüyordu hatta hepsi ölmüştü. balık erkekler de yerin altına yerleşmiş ve tünelcileri tespit etmeye çalışıyordu.

    aslan kral, tam 3 gün 3 gece süren bombardımanı durdurdu ve elinde kalan 500 oğlağı direkt kaleye ilk saldırı için yolladı. akrepler kale üzerindeki burçların üstünden zehir akıtarak bütün oğlakları imha etmeyi başardılar. aslan kral bu işin kolay olmayacağını anladı ve tekrar bombardıman talimatı verdi ve ateş saldırıları tekrar başladı. tam 500 top, aralıksız akrep kalesini bombalıyordu ve akrep kadın şövalyeler müthiş bir direniş gösteriyordu.

    500 oğlak, yerin altını kazmaya devam ediyordu ve kalenin ilk kapısına çok yaklaşmışlardı. balık erkekler 3 ve 4. kapıya yaklaşan tünelcileri tespit edip imha etmeyi başardı! sadece 1 kapı kaldı ama onu bir türlü tespit edemediler. oğlaklar yaklaştı, yaklaştı ve sonunda kapıya geldiler! hemen bombaları kurup çekildiler ki, tam çekilirken bombalar patladı ve hepsi orada öldüler ve oraya yakın balık erkeklerin de hepsi öldü ama 1. kale kapısı yıkıldı!.. işte o an...

    1. kale kapısı resmen açılmıştı ve aslan kral hemen 10.000 aslanı cezalandırıcı bir saldırı olarak şövalyelerin üstüne saldı ve 1. kapının orada kıyasıya bir mücadele başladı. aslanlar ve akrep şövalyeler öyle bir kapışıyorlardı ki, aslan pençeleri zırhların üstüne vurduğunda çıkan ses, adada yankı yapıyordu! teodora hemen duruma müdehale edip 10.000 aslanı geri püskürtmeyi başardı. kendisi 100 kadar akrep kaybederken, 4000 küsür aslanı da imha etmeyi başardılar ve kalan 6000 aslan geri çekildi. kral tekrar 10.000'e tamamlayıp yine üzerlerine saldı. şövalye akrepler yine püskürtmeyi başardı ama bu sefer kimseye bir şey olmadı.

    durumun ciddiyetini anlayan kral, bir taktik uygulayacaktı. bu taktik de bombardıman yapıp hemen sonrasında yarma harekatıyla kalenin içine sızabilmekti. hemen bombardıman talimatını verdi ve bombalama başladı. akrepler savunma şekline geçtiler. bombardıman devam ederken kral, yanına aldığı 20.000 aslanla yavaşça kaleye yaklaştı ve tamam işareti vererek bombardımanı durdurdu. kral tüm ordusuyla hücum ederek 1. kapıdan içeri girdi ve akrepler toz duman içinde karşılarında aslanları görünce şaşırdılar ve kıyasıya mücadele başladı...

    aslan kral akreplerin arasına daldı ve öyle bir saldırdı ki, sadece olduğu yerde 100 akrebi imha etmeyi başardı fakat diğer aslanlar zor durumdaydı çünkü deora ve milena onlara saldırmış ve hepsini doğruyorlardı. teodora ise geride bekliyordu ve aslanla karşı karşıya gelmek istemiyordu. yaklaşık 1000 akrep imha edildi, ama kral da 10.000 aslan kaybedince, bölgeyi biraz yağmalayıp geri çekilme kararı aldı. işte o kapışmalardan temsili bir kare... aslan kral ilk saldırısında başarısız olsa da, sinirlenmişti ve derhal bombardıman talimatı verdi. şövalyeler tekrar savunma modu aldılar ve ateş topları öyle bir yağıyordu ki, adeta yağmur gibiydi ve böyle ne kadar süreceği belirsizdi.

    takvimler 10 haziran'ı gösteriyordu ve kuşatma 3. ayına girmişti. bombardıman haftalarca devam etti. kale duvarları artık zayıflamış ve her an yıkılmak üzereydi ki, yıkılırsa bu iş bitecekti. bu durumun farkında olan teodora, kral'a bir mektup gönderdi...

    "...aslan kral,

    teslim olacağız ama birkaç şartımız var.

    savaşmayı bırakacağız ama ada bize bırakılacak. elbette sizin krallığınız altında vasalınız olacağız ve buradan çıkan bütün değerli madenleri size her ay düzenli olarak vereceğiz. lakin ada bizde kalacak. şartlarımız bunlardır.

    -şövalye teodora."

    teodora'nın kendisiyle dalga geçtiğini düşünen kral, sinirlendi ve tekrar bombardıman talimatı verdi. kale duvarları komple yıkılmak üzereydi! bu durumu fark eden akrepler, endişeye kapılmaya başladılar. teodora, isterseniz sizi yelkenlere bindirip tauruso'ya ceyyar'ın yanına göndereyim siz ölmeyin dedi ama akrepler bunu reddettiler ve savaşmayı tercih ettiler. bombardıman devam ediyordu ve bu sefer cephane bitene kadar durmayacaktı. şövalyelerin zırhları da zedelenmeye başlamıştı. takvimler 10 mayıs'ı gösteriyordu ve haftalarca süren bombardıman sonucu bütün kale duvarları yıkıldı. fakat bir sorun vardı; 2 tane en önemli şövalyesi olan deora ve milena zırhlarının açılması sonucu bombardımanlarda ölmüştü!..

    aslan kral için artık bir engel kalmamıştı ve iki taraf da şimdi net bir şekilde kapışacaktı. kral hemen 1000 aslanı direkt üzerlerine saldı. aslanlar şehrin içine girdiler ve kıyasıya mücadele başladı. teodora hemen ortaya atlayıp 1000 aslanı geri püskürtmeyi başardı. kral üzerine 1000 aslan daha ekleyerek 2000 aslanı tekrar saldı, teodora yine püskürttü. iki taraf da artık inanılmaz yorulmuş, kale duvarları her yere saçılmış ve moloz yığınına dönmüştü. günlerce süren bekleyişte adaya hastalık yayılmış ve bu hastalık 1000 kadar aslanı imha etmişti. endişelerin boyutu artmıştı. hem akrepler hem aslanlar demoralize olmuşlardı.

    teodora 1000 balık ve 2000 akrep şövalye, aslan kral da 30.000 aslan ve 2000 oğlak kaybetmişti. takvimler 20 temmuz'u gösteriyordu ve acele edilmesi gerekiyordu. çünkü kış mevsimi yaklaşıyordu ve aslanlar kışın savaşamazlardı. durumun ciddiyetini anlayan aslan kral, tekrar ateş talimatı verdi ve ordusunu hazırladı. bombardıman yağmur gibi devam ederken, kral biraz ilerledi. ortalık toz duman içindeyken saldıracaktı ve bu işi bitirecekti. aslan kral elinde kalan 70.000 aslanla hazırdı ve bombardımanı durdurdu. hücum veren kral harekete geçti ve kaleye doğru koşmaya başladılar. teodora elinde kalan 4000 akreple yerini aldı. nefesler tutuldu ve kıyasıya mücadele başladı...

    iki taraf da öyle bir savaşıyordu ki, ada bağırma, kükreme ve çığlık sesleriyle inliyordu. ortalık adeta kan gölüne dönmüştü ve teodora öyle bir direnmişti ki, kapışma öyle bir şiddetliydi ki, ada resmen sallanır gibiydi. teodora'nın bitmek bilmeyen inadından sıkılan aslan kral, bölgeyi komple yağmaladı ve geri çekilme kararı aldı. kral 20.000 aslan kaybederken, teodora 2000 akrep kaybetmişti. iki taraf da aşırı yorulmuştu ve özellikle şövalyelerin savaşacak ne gücü ne de takati kalmıştı. kral çadırına girdi. her ne kadar 50.000 aslanı kalsa da, çok aşırı kayıp verse de keyfi yerindeydi. çünkü teodora'nın teslim olması an meselesiydi.

    takvimler 20 ağustos'u gösteriyordu ve aslan kral'ın doğum günüydü! kral çadırından çıktı ve bugün zafer günü, haydi aslanlarım! diyerek diğer aslanları motive edici bir konuşma yaptı. teodora endişeliydi ve elinde sadece 2000 tane akrep kalmıştı. kral, ateş toplarının başına geçti ve tam bombardımanı başlatacaktı ki, bir mektup geldi...

    "aslan kral,

    adayı teslim edeceğim ama birkaç şartım var.

    1- elimde 2000 şövalyem kaldı ve teslim sonrası hiçbirine dokunulmayacak.
    2- teslim sonrası bize boğa diyarı tauruso'ya gitmek üzere gemi tahsis edilecek ve güvenle oraya gideceğiz.

    -şövalye teodora."

    kral bu şartları memnuniyetle karşıladı ve kaleye kabul bildirimini iletti. 6 ay süren kuşatmayı sonlandırdı ve zafer bayrağını çekti. aslanlar önce bayrak altında toplandı ve kaleye yaklaştılar. akrep kadınları dışarı çıktılar ve aslanlara doğru yaklaştılar. aslanlar, akrep kadınlarının üzerindeki zırhları olası bir tehlikeye karşı söktüler ve şövalyeleri güvenli bir şekilde kendilerine tahsis edilen gemilere bindirdiler. fakat akrepler gemilere binerken çok ağladılar. gerçekten çok duygusal anlar yaşandı. işte, teodora ve aslan kral karşı karşıya geldiler ve şu diyaloglar yaşandı...

    teodora: tebrik ederim ve şartlarımı kabul ettiğin için teşekkür ederim.

    aslan kral: keşke en başından şu adayı teslim etseydin de bu kadar akrep ve aslan ölmeseydi. kale tahrip olmasaydı. bu arada kalenin içinde tuzak var mı? varsa söyle lütfen yine beni uğraştırma artık.

    teodora: ben de senin gibi savaşçıyım. adamı savunmak zorundaydım ve sen kazandın. kalenin içine rahatlıkla girebilirsiniz tuzak yok. bütün tuzaklar dışarıdaydı ve hepsini imha ettiniz. oğlaklara yazık ettin çok acıdım onlara ama isyan etmelerinin bedelini ödediler biliyorum. sürekli isyan ettiklerinin haberi buraya bile geliyordu.

    aslan kral: peki neden ceyyar'ın diyarına gitmek istiyorsun?

    teodora: dinlenmek istiyorum ve kış yaklaşıyor. bana en uygun yer şu anda orası zaten.

    aslan kral: anlıyorum teodora, yolun açık olsun. şimdi senin kaledeki odana girip gezeceğim bakalım neler var.

    (teodora'nın gözleri doldu biraz ve...)

    teodora: ada senindir. hoşçakal aslan kral.

    ...dedi ve teodora da gemiye bindi. her şey hazırdı. teodora son bir kez adaya ve şatosuna baktı, odasının balkonu ve pencereleri görünüyordu. hüzünlendi, çok hüzünlendi ve diğer akrepler de ağlıyordu. hareket etme vakti geldi. toplam 3 gemi yola çıktı ve adadan yavaşça ayrıldılar.

    evet aslan kral adayı komple almıştı ve akrep adası şimdi aslan adası olmuştu. aslanlar kaleyi kontrol altına aldılar ve güvenliği sağlayarak ortalığı toplamaya başladılar. kral yorgundu ve kaleyi gezmeye başladı. bütün odaları girdi çıktı. duvarlar kırmızıya boyalıydı ve adım başı şu simgelerden vardı. inanılmaz görkemli bir şatoydu. en son teodora'nın odası kalmıştı, en üst bölümdeydi ve aslan kral yaklaştı...

    kral heyecanlıydı. içeride ne olduğunu merak ediyordu. yavaşça yaklaştı, kapıyı açtı, araladı...

    içeride teodora'nın yatağı, çalışma masası, dolabı, eşyaları, yanan kırmızı mumları vardı ve aslan kral'ı şok eden bir tablo tam karşısındaydı...

    bu tabloda devasa boyutta bir resim çiziliydi. aslan kral şaşkına dönmüştü çünkü tablodaki çizili olan şey kendisiydi! aslan kral ne olduğunu anlamaya çalışırken, teodora'nın masasına yaklaştı ve masada yarısı içilmiş bir kadeh şarap, yanmaya devam eden mum ve bir kağıt vardı. kağıdın üzerinde bir şeyler yazıyordu. kral yavaşça pençelerini uzatıp bu kağıdı eline aldı. kağıt üzerinde bir not bırakılmıştı ve bu not akrep zehriyle özel olarak yazılmış bir nottu ve şunlar yazıyordu...

    "keşke bu adayı değil de beni isteseydin. seve seve senin olurdum. ama biliyor musun, seninle savaşmak ve seninle göz göze gelmek bile güzeldi. şimdi sen bu notu okurken ben olmayacağım. ya bir hiç olup yok olacağım ya da uzaklara gideceğim. bunu da savaşın sonu belirleyecek. ama ben olsam da olmasam da sen hep mutlu ol tamam mı?

    -şövalye teodora."

    aslan kral apar topar kapıyı kapattı ve kendini teodora'nın odasına kitledi. çünkü duygu patlaması yaşamaya başladı. böyle zayıf hale düşmesini diğer aslanların görmesini istememişti ve kral çok zorlandı. ne yapacağını şaşırdı. gözleri doldu ve kükremeye başladı. öyle bir kükredi ki, şatonun duvarları sallanır gibi oldu. öyle ki, odanın içindeki o devasa kükreyişi yolda seyir halinde olan teodora bile gemiden duydu! teodora, kral'ın devasa kükreme seslerini duyduğu anda kalbinde bir sızı hissetti ve ağlamaya başladı...

    neyse aslan kral da bu sıra kendine geldikten sonra dışarı çıktı. elinde kalan 50.000 aslanın 40.000 kadarını aslan diyarına geri yolladı. emrinde 10.000 aslan bırakıp, kışı bu adada geçirmeye karar verdi. akrep adasında kontrolü sağlar sağlamaz kendini teodora'nın odasına kapattı. her gece teodora'nın yatağında uyudu, yemeğini masasında yedi, hep onun masasında oturup orada bıraktığı kitapları okudu, piyano ve kemanını inceledi, hava almak istediği zaman onun balkonuna çıkıp da aldı. artık günlerini böyle geçirmeye başladı.

    aslan kral inanılmaz bir duygu patlaması yaşıyordu ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. her gece yarısı teodora'nın yatağında uzandığında aklına nottaki "keşke bu adayı değil de beni isteseydin. seve seve senin olurdum" sözleri geliyordu ve kral saatlerce öylece düşünüp duruyordu ve anca uykuya dalıyordu.

    şimdi kafalarda tek bir soru vardı...

    acaba teodora'nın bu yaptığı, ileride aslan kral'ı kendine çekip ondan intikam almak için bir tuzak mıydı?

    işte bu sorunun cevabını hikayemizin devamında hep birlikte öğreneceğiz. bununla birlikte aslan kral, akrep adasını da almış ve artık yüzünü en kuzeye yani boğa diyarına çevirmesi için önünde hiçbir engel kalmamıştı. boğa diyarının lideri ceyyar, ikizler ve kova diyarına saldıracak ve burada çok büyük çatışmalar yaşanacaktı...

    evet sevgili yazarlar bir zodyak savaşları serimizin daha sonuna geldik. akrep burcu kadınlarıyla ilgili yazdıklarım tamamlanmıştır. hikaye öncesi verilen mesaj burada yazılmıştır. destek olan herkese teşekkür ediyorum. bir sonraki hikayede görüşmek üzere, hoşçakalın!

    akrep burcu kadını hakkında:
    (bkz: akrep burcu kadını/@black pen on my hand)

    aslan burcu erkeğiyle ilişkisi hakkında:
    (bkz: akrep burcu kadını aslan burcu erkeği ilişkisi/@black pen on my hand)

    farklı yükselenlere göre akrep burcu kadınları:
    (bkz: yükseleni akrep olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni yengeç olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni balık olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni koç olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni aslan olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni yay olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni başak olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni boğa olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni oğlak olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni terazi olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni ikizler olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
    (bkz: yükseleni kova olan akrep burcu kadını/@black pen on my hand)
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap