cars

• harika çizimlerin kusursuz bir animasyon tekniğiyle harmanlanması, ve bunun da oldukça başarılı bir senaryoyla işlenmiş olması "cars"ı kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film yapıyor.
  
  filme bütün olarak gayet kaliteli. ama bunun yanında detayseverler için de birçok malzemeye sahip. ve bu detaylar insanı bazen gülümsetirken, kimi zaman da hüzünlendirmeye yetiyor. mesela benim hoşuma giden sahnelerin başında, her sabah askeri jipin amerikan ulusal marşı eşliğinde bayrağı göndere çekmesi, bunun üzerine kapı komşusu hippi minibüsünün ise jimi hendrix'i yüksek sesle çalmaya başlaması. şehir hayatında aradığı mutluluğu bulamayıp, o unutulmuş kasabaya inziva eden avukat ve motel sahibi 911 carrera. 50 yıl öncesinin kırgınlığını yüreğinden söküp atamamış efsanevi şampiyon hudson hornet. olağanın üzerinde hassas bir yapıya sahip olan itfaiye kamyonu. ki ben burada yapımcıların, bu karakteri yaratırken "babam ve oğlum"da fikret kuşkan'ın ağabeyi rolündeki adamdan feyz aldıklarını düşünüyorum halen ısrarla. birinin ağlarken son sürat gazlaması, ötekinin de hışımla koşması ister istemez çağrıştırıyor bana birbirlerini.
  
  vefa duygusunun hırsı ve kariyer hevesini galebe çalması^* böyle sağlam temele oturan bir altyapıyla birlikte seyirciye sunulduğu için, buradan yapımda emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunmak boynumun borcudur. film hakkında tek bir memnuniyetsizliğim var; keşke arabaların gözlerini öncama yapmak yerine farlara yapsalarmış. bence karakterlerin yüz ifadeleri böylece daha da önplana çıkmış ve animasyona zenginlik katmış olurdu. sonuçta her arabanın özellikle farlarından kaynaklanan nevi şahsına münhasır yüz ifadeleri var. hatta sözlükte de işlenmişti bu konu; (bkz: arabaların yüz ifadeleri)
  
  ayrıca kamyon mack'in^* "üretici firma aşkına" diye başladığı cümlesine de az gülmedim. bravo valla. yalnız benim dikkatimi çeken bir de hata var. mcqueen filmin başında farlarının yalnızca çıkartma olduğunu, yarış arabalarının böyle şeylere ihtiyaç duymadığını söylüyor. ama kasabada, mahkeme esnasında sally'ye kur yaparken ona selektör yapıyor. ee amerikan genci tanışmak istiyor tabi, her türlü engeli aşmak onun asli vazifesidir. (dashersw düzeltti yanlışımı. kahramanımız manitaya selektör yapmıyor, sadece pencereden gelen güneş ışığını yansıyıyor kendisine)