57 entry daha
  • ne romanı okudum ne de filmi izledim. aşağıdaki murathan mungan’a ait yazıyı okudum. artık bşr şey yaparım bu saatten sonra.

    beni hatırladınız mı? ben gülün adı’nın adsız kızıyım. bir lokma ekmek için manastıra gizlice sokulup etini satan, ortaçağ’dan bu yana milyonlarca örneği olan küçük, yoksul bir köylü kızı. iddiasız, geleceksiz bir kız. ama romanı okuyanlar hatırlayacaklardır. her şeyin yoğun bşr baskı altında tutulduğu o manastır karanlığında yakalanır ve sonunda yakılırım. benim karşılığını almadan yattığım tek erkek çömez adso’dur. tenimin çağrısına uyarak kendimi verdiğim toy, ergen adso. romandaki işlevim biraz da adso’nun dünyasını ışıtmak, varlığımla cinsellik dünyasının karanlığını aydınlatmaktır. nitekim ben yakılırken yoğun bir vicdan azabı duyar adso. çaresizdir.
    sonra gülün adı film olur. herkes roman ile karşılaştırıyor. ben daha zahmetsiz bir iş önereceğim. sizse vazgeçip yalnızca afişe bakın. 591 sayfalık bir romanda toplam rolüm olsa olsa yirmi otuz sayfayı geçmez. romanda tek kadın olmaktan öte bir ağırlığım yoktur benim. oysa sizin çağınızda afişin baş köşesine kurulmuş yatıyorum. ve yattığım yerden geçen onca zamana sizin yaşadığınız çağa bakıyorum. sizce burada bir yanlışlık yok mu? ayrık bacaklı bir kadın resminin ticari başarısına tüm bir engizisyon vahşetini feda edenler her çağda olacaktır elbet.
    bir roman, bir öykü, bir şiir kültürün daha popüler bir türüne çevrilirken nasıl da her şeyden vazgeçiliyor. nasıl da çoğunluğun tiranlığına kurban ediliyor. çağınızda bir kez daha yakıldım.
82 entry daha
hesabın var mı? giriş yap