2 entry daha
  • milli eğitim bakanlığı'nın denetimi altında, onun belirlediği müfredatı uygulayan okullar. türkçe olması gereken dersler zaten türkçe okutuluyor. tarih, coğrafya, türk dili ve edebiyatı ve sair dersler diğer liselerle aynı kitaplarla, aynı yoğunlukta işleniyor.

    ilkokul hariç, eğitim hayatının tamamını "misyoner okulu" olmakla suçlanan okullardan ikisinde tamamlamış birisi olarak söyleyebilirim ki: "geç bunları kardeşim."

    yabancı dilde eğitim veren bu okullar, türkçe'yi mi öğretemiyorlar? gez bakalım, 6000'e yaklaşan entry'mden istediğin kadarını, kaç tane cümle düşüklüğü, kelime kıtlığı, dil kırıklığı, noktalama hatası, bitişik yazılmış soru eki, ki, dahi anlamında de bulacaksın. sonra dön, bir de şuraya yazdığın üç, beş satırda yediğin nanelere bak: http://i.imgur.com/aq42l0g.jpg

    yabancı dilde eğitim veren okullar, öğrencileri türk kültüründen koparıyorlar da, yabancı hayranı bireyler mi yetiştiriyorlar? git bak bakalım, nick'imin altına, faşistliğim mi kalmış, ulusalcılığım mı (ikisini de şiddetle reddediyorum). 6000'e yaklaşan entry'mden istediğin kadarını dolaşıver, kaç tane türk kültürüne uzak, aykırı, halel getirecek örnek bulacaksın.

    ben bir istisna mıyım? hayır. bu okullara gençliğini gömmüş biri olarak, aynı yollardan geçmiş bir sürü arkadaşım var. hepsinin ciğerini bilirim, çoğunluğu öyle. aralarında türkçesi eksik, türk kültüründen kopuk olanlar yok mu? gayet tabii ki, var. hangi okulda yok?

    adam olan, kendi kültürünü, bırak türkiye içinde, türkiye cumhuriyeti milli eğitim bakanlığı'nın sıkı kontrolündeki misyoner (!) okulunu, yurt dışında doğup, büyüse bile öğrenir, muhafaza eder, geliştirir. bunda aksaklık varsa, kişinin dönüp, kendisine ve ailesine bakması gerekir.

    öte yandan, dil yaşayarak öğrenilir. kapıkule'den dışarı çıktığında, bir bardak su isteyebilmek için dil bilmek zorundasın. ister beğen, ister beğenme, yaygın bilim dili türkçe değil. ister teknik, ister beşeri olsun, hangi bilim dalıyla uğraşıyorsan uğraş, oturduğun yerde literatürü takip edebilmek için bile, terminolojiye hakim olmak zorundasın. bunu da, "mr. and mrs. brown went to the seaside" egzersizleri yaparak öğrenemezsin. sonradan öğrenmek zordur, eksik kalır, bocalarsın. diğer yandan, anadilinde bunlarla ilgili telafi etmen gereken birşey varsa, bunu çok daha kolay yapabilirsin.

    o yüzden, mıncıklama bunları kardeşim. yoksa gider, erke dönergeci icat eder, kurda kuşa maskara olursun.

    anladın mı? hadi byeee.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap