3 entry daha
  • lahavlevelakuvveteillabillaaliyyülazim! diyerek başlayalım entrye

    depresyon tercihtir! buyurmuş üstat. depresyon denilen duygulanım bozukluğunun bu aralar en geçerli tanımı bilişsel psikoloji ile ilgilenen uzmanlar tarafından yapılmaktadır. o zatlar da basitçe der ki; karşılaştığınız olaylara "bakış açınız" hisedeceğiniz duyguyu/ vereceğiniz tepkiyi belirler. her bireyin düşünme biçimi, olayları değerlendirme tarzı, karşılaştığı olaya anlam verme süreci... farklıdır. bu farlılık ta kişisel tarihinizin yansımasıdır. çocukluktan itibaren kafanıza sokulan irrasyonel inançlar, savunmalar, yaşadıklarınızdan çıkardığınız anlamlar... size ait bir bilişsel harita oluşturur ve bu çok ta bilinçli olmayan bir süreçtir. iş bu halden o düşünceler "otomatik" sıfatıyla neşredilir. peki bilişsel terapiyi kendine şiar edinen uzman ne eder? öncelikle insanların pek te farkında olmadıkları (ki etkiye tepki deriz mesela; etkiye nasıl anlam verdiğimizi es geçeriz) o "olaya anlam verme süreci" ni danışana aktarırlar, farkındalığını yükseltirler, sonrasında bu hızlı işleyen süreci tüm ayrıntısıyla irdelerler, bir bilişsel harita çıkarırlar ve "rasyonellik" ekseninde bu harita figürlerini tartışarak danışanla birlikte alternatif düşünme biçimi oluştururlar, bunu transpoze ederler diğer yaşam alanlarına ve hayatını bu yeni açıyla sürdürmesi için bolca pratik yaparlar.ince ince oya gibi işlenen bu yeni bilişsel haritayı edindikten ve pratiğe geçirdikten sonra hala gidip depresyona yola açan düşünme biçimlerine meylediyorsa tercihtir (aslında başarısız bir terapinin meyveleridir ama hadi tercih diyelim biz gene) ama hiç bir şeyden haberi olmayan bir allahın kulunun depresyona girmesini tercih olarak değerlendirmek, hele hele bunu uzman kılığında yapmak densizliktir.
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap