3139 entry daha
  • 2001 yılının eylül ayları olsa gerek. hazırlık bitmiş, lise 1'e geçmişiz. hazırlıktaki başkanın zulmünden bütün sınıf inim inim inl.... yok lan böyle devam etmiyordu bu.

    hazırlıktaki başkan belirli bir zümreyi temsil ettiği için, 9. sınıfta başladığımız haftaki seçimlerde başkanlığa aday oldum. niye ben, olaylar nasıl gelişti hatırlamıyorum ama bir anda kendimi ve yakın arkadaşlarımı benim için propaganda yaparken ve oy toplarken buldum. şimdi hatırlıyorum da, ciddi ciddi sınıftakiler ile konuşup oy toplamışız. kapitali temsil eden mevcut başkana karşı, emekçi ve işçi sınıfının adayı olarak giderek oyum artıyordu. sınıfta muhabbetimin olmadığı kişiler bile oyum senindir diyordu. 1982 anayasasını halka sunmuş kenan evren gibi dolaşıyordum ortada, kesin kazanacağız!

    ezilen sınıf için seçim günü gelmiş çatmıştı, artık herkes susacak demokrasi konuşacaktı. sınıf öğretmeni, geçen sene olduğu gibi yine ingilizce öğretmenimiz dk'idi. sınıfa geldi, başkanlık seçimi yapılmak istendiği söylendi, bir süre düşündükten sonra kabul etti seçimin yapılmasını. oylar verildi tek tek.

    sıra sandıkların açılmasına gelmişti. heyecan doruktaydı, sınıfta mini bir demokrasi şöleni yaşanıyordu. yüzdesel dağılımı gösteren pasta grafiklerimiz yoktu ama zafere olan inancımız tamdı. iki aday olarak sınıf öğretmeninin arkasında kağıtlardan çıkacak isimleri kontrol etmek için bekliyorduk. sınıf öğretmeni dk'nın ağzındna isimler dökülmeye başladı.

    hayır, bilemediniz! benim adım daha çok okunuyordu ve adım her okunduğunda sınıf biraz daha kıpraşıyordı. işçi sınıfı burjuvaya sandık başında adeta ders veriyordu. son kağıt da okunduğunda artık 2001-2002 sezonunda sınıf başkanlı olduğum kesinlik kazanmıştı. ezici bir çoğunluk ile seçimi kazanmıştık. tam tebrikleri kabul edecekken, sınıf öğretmeni dk'nın ağzından şu cümleler döküldü:

    "ben geçen seneki başkandan memnumum, o devam etsin başkan olarak. sen de onun yardımcısı ol osman!"

    15'li yaşlarını süren bir çok birey için adalet ve demokrasi o gün hükmünü kaybetmişti. benim ise başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu, itiraz edebildik mi onu bile hatırlamıyorum.

    aradan geçen 19 sene sonra, bu sabah işe gelmeden önce duştayken aklıma geldi yine bu olay. ara ara da hatırlatır kendisini, yazmak bugüne kısmetmiş. yazıya her ne kadar duyamayacak olsa da şöyle son vermek istiyorum:

    " sana hakkımı helal etmiyorum dk"

    (bkz: gelibolu anadolu lisesi)
1339 entry daha
hesabın var mı? giriş yap