8 entry daha
  • bu sene malum covid salgını nedeniyle turizm konusunda sansı biraz açılacaga benzer. yeni turizm konseptleriyle, slow tourism (ki 2000'lerin basından beri var, pek de yeni sayılmaz), ekolojik turizm, le tourisme fluvestre ve hatta endustriyel turizm alanlarındaki potansiyeliyle onumuzdeki yıllarda epey bahtının açılacagını umuyorum.

    ozellikle namur ve luxembourg province'leri dogal guzelliklere sahiptir ve en az bir kere gezmeye deger. kamp yapabilirsiniz glampingler de var.), bisikletle gezebilirsiniz; eurovélo 3, 5 ve 19 valonya'dan geçer, bunun yanında ravel adını verdikleri bisiklet yolları da var. valonya flanders gibi duzluk olmadıgı için bisiklete ozellikle spor olarak gonul verdiyseniz, seyahatiniz daha keyifli olacaktır. flamanlar ve hollanda'lıların da favori tatil mekanıdır valonya.

    sehir olarak fransa'ya yakın mons ve tournai'yi, luksembourg province'indeyse marche-en-famenne'i mutlaka gezin.

    mons'un guzel sanatlar muzesinde surekli yenilenen sergiler oluyor, epey zengin bir depoları var ve butun eserleri bir anda teshir edemiyorlar. ozellikle belçikalı izlenimcileri tanımak için tavsiye ederim bam mons'u. onumuzdeki aylarda roy lichtenstein'ın eserlerini agırlayacaklar.

    tournai'nin çok sık bir meydanı ve pek zengin bir guzel sanatlar muzesi var. yine empresyonizm/ post- empresyonizm meraklısıysanız, monet, manet, seurat'nın eserlerini bulabileceginiz bu muze tam size gore.

    empresyonizm demisken liège'deki la boverie muzesini unutmayalım, onumuzdeki aylarda andy warhol eserlerini agırlayacak muzede picasso, paul delvaux, gaugin, van gogh tablolarıyla james ensor'un unlu tablosu la mort et les masques'ı ama esas marie laurencin'in eserlerini gorebilirsiniz.

    marie laurencin demisken, almanya sınırına yakın abbaye de stavelot'daki guillaume apollinaire muzesinde birkaç eserini daha bulabilirsiniz. bu eski manastırın en alt katında formula 1 muzesi de var.

    luxembourg province'inde marche-en-famenne haricinde bastogne ve burada bulunan war museum'u gezmenizi tavsiye ederim. gezi biraz uzun suruyor, savas atmosferini gerçekten yasıyor ve huzunleniyorsunuz ama bir kere gormeye deger, animasyonlar epey iyi.

    namur province'indeki rochefort epey tatlı bir sehircik, ozellikle halloween zamanı epey guzel susluyorlar, her yerde renk renk balkabakları ve dokulen yapraklarla kaplı olunca inanılmaz romantik bir atmosfer olusuyor. bu civarda han magaraları, yani domaine des grottes de han, château de lavaux-sainte-anne ve domaine provincial de chevetogne var gezilecek. hepsine kuçuk çocuklarınızla gidebilirsiniz, ilgilerini çekecektir. ozellikle sato lavaux'da çocukları prens-prenses kılıgına da sokuyorlar, çesitli define oyunları oluyor.

    sato demisken, ben henuz gezemedim ama ardenne'lerdeki château de bouillon epey unludur. bir yarımada uzerinde bulunan sato ortaçag senlikleriyle tanınır.

    famenne-ardenne bolgesinde unesco tarafından koruma altına alınmıs kocaman bir géoparc vardır. han magaraları da bu parkın içindedir. belçika'nın tek geoparkıdır burası.

    charleroi province'indeki muzeye donusturulmus eski bir komur madeni olan bois du cazier ve sambre kıyısındaki kapatılıp terkedilmis madenler, yine terkedilmis veyahut da halen aktif fabrikalar endustriyel turizm için guzel ornekler olabilirler.

    eski bir komur madeni olan ama simdilerde muzeye donusturulen le grand hornu mesela bu anlamda onemli bir yerdir.

    bois du cazier'yi mutlaka gezin, 8 agustos 1956'da yasanan patlama sonrası italya, belçika'ya isçi gondermekten vazgeçmis, belçika da madenlerde çalısacak isçiler için turkiye ve fas'tan isçi almaya baslamıstır. maden muzesinde soma patlaması için yardımlarından dolayı turkiye belçika'ya tesekkur eder diye bir yazı da vardır. bois du cazier uç bolumden olusur, endustri muzesi (ki burada gosterdikleri film ve filmin gosterildigi salon çok guzel), cam muzesi ve 8 agustos 1956 faciası anma salonu. ozellikle cam muzesi içindeki eserler 40-45 dakikanızı alır, audio-guide'la gezerseniz tamamına birkaç saatinizi ayırmanızı tavsiye ederim.

    yine charleroi yakınlarında fotograf muzesi var, neo-gotik mimariye sahip carmelite'lere ait bu eski manastır, sahip oldugu koleksiyonla avrupa'nın en onemli fotograf muzelerinde biridir. gezerken zamanın nasıl geçtigini anlamazsınız.

    valonya'da o kadar çok sey var ki yapacak, gezilecek ve ogrenilecek, wallonie belgique tourisme adlı su sitelerden:
    ingilizce
    fransızca etkinlikleri ogrenebilir, muze ve oren yerlerine giris indirimleri için kuponları indirebilirsiniz. kayıt olursanız mail atıp sık sık yenilikleri bildiriyorlar.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap