• annemin sık sık şahsıma yönelik kurduğu cümledir.

    sadece birlikte yaşadığımız dönemler de oldu, şimdi olduğu gibi oğullarıyla kaldığı dönem de. annem eşi tarafından seneler önce terk edilmiş bir kadın. bir televizyonumuz var ama senelerdir uyduya bağlı değil. akıllı telefonu bırak tuşlu telefon kullanmak bile onun için bir çaba gerektiriyor. dışarı çıkmaz; evet, yaklaşık 20 yıldır yaşadığı şehri bilemez. iyi kötü okuma yazması var işte. hasbelkader köylerinde ilkokul mezunu olmuş.

    işte bir hayat böyle yaşanınca, bazen öğretmen, bazen haber spikeri, bazen tercüman, bazen anlatıcı, bazen doktor, bazense bir oğul oluyorsun. güldüreni de sen, gündemden haber edeni de sensin. telefonla bir arayanı ya da aradığı yoksa, yanına gidip konuşan da bir sensin. bütün gün başından ayrılmayacağı ne akıllı telefonu ne de bilgisayarı var. bir odadan diğer odaya süren koca bir ömür...

    bugün yine söyledi. “ben gidiyorum” dedim. “nereye? amerika'dan mı çağırıyorlar?” dedi. yıllardır gitmek için arzu ettiğim bir yer amerika. haliyle aklına ilk gelen yer orası oluyor. “ben de bilmiyorum ama gidiyorum” dedim. “güzel bir yere mi?” diye sordu. “bilmiyorum, gidince göreceğiz” dedim. kim bilebilirdi ki, sadece bir tane olan, eskimiş ve yıllardır belime taktığım kemerin bir sabah boynumda olacağını?
hesabın var mı? giriş yap