1190 entry daha
  • tuğracı doblocu bakış açısından bile kılıç hakkından bahsedilemez. osmanlı devleti, istanbul'u iki kez düşmana kaybetmiştir. 1918 ve 1920'de şehir düşmanın eline geçmiştir. yani fatih'in torunları, bu şehri kaybetmiştir.

    1923'te başkomutan mustafa kemal atatürk şehri geri alana kadar da düşman kuvvetleri şehre sahip olmuştur ve yönetmiştir. (o arada ingiliz kuvvetlerindeki müslüman din kardeşlerimizin kaç müslüman kadına tecavüz ettiğine de bir ara bakarsanız.) hoşunuza gitmiyor ama kılıç hakkı falan yok ateşli genç arkadaşlarım. işgalle beraber şehir el değiştirince bitti o işler.

    şehir artık fatih'in şehri değil, ingilizlerden geri alınmış şehirdir. şehri alan da atatürk'tür. bu şehri alan son komutan atatürk'tür yani. bunu kasıtlı olarak mı görmezden geliyor insanlar bilmiyorum ama istanbul, osmanlı devleti tarafından kaybedilmiş ve son osmanlı padişahı da ingilizlerin egemenliğindeki şehirden kaçmıştır. kaç kere daha söylersek anlayacaksınız acaba?

    cumhuriyetin kurulmasıyla da eski devletin borçları dahil her şey yeni devlete devredilip halkın malı olmuştur. bilmem ne osmanoğlu'nun çıkıp topkapı sarayında ben oturacağım, dolmabahçe'de de kardeşim oturacak, boşaltın demesi gibi bir saçmalık bu vakıf işi.

    bunlardan bağımsız olarak, istanbul'da yaşayıp sevinen akp'liler falan var ya, yarısından çoğu ayasofya'nın yerini bile bilmez, hiç görmemiştir, seçim dönemi otobüslerle taşınmazsa da göreceği yok. yaşayanların yarısının deniz görmediği yer burası.

    bir ay bile sürmeyecek bu goy goy, sonra da yanındaki heybetli sultan ahmet gibi kuşlara ve meraklı turistlere kalacak yine. camilere giden varmış gibi atıp tutulmasına da ayrıca hastayım.

    son olarak, rte için 25 yıllık bir kozdu bu ve bugün bozdurmaya karar verdiğine göre gerilim ve kutuplaştırma siyasetine devam edecek. yakında seçim olmadığına göre heybesindeki en güçlü gerilim unsuru bu değil demektir. muhtemelen iç karışıklık yaratıp muhalefeti sokağa dökerek kendi kitlesini konsolide etmek ve belki de yeniden ohal ilan etmek için uzun vadeli bir plan yapılmış. internet yasakları ve baroların hükümetin kontrolüne geçmesi falan. yine muhtemelen cumhuriyet değerleri etrafında hedefler seçilmiş ve onlara saldırarak, muhalefet karşılık verirse en sevdiği iş olan gerilim siyasetine çekecek herkesi. muhalefet karşılık vermezse de ezelden kanlı bıçaklı olduğu cumhuriyet değerlerine zarar vermenin keyfini çıkaracaktır. ancak bu tür radikal adımlar genelde son çare, son barut olmuştur. tarih bize böyle gösteriyor. hatırlatmak boynumuzun borcu, bu tür işler cepte para varken işe yarar. insanlar sefalete sürüklenirken, borç gırtlağa yaklaşmışken, daha kötüsü umut ufukta batmışken genelde ters teper. haftaya ve ondan sonraki haftalarda yaptıracakları ankette görürler zaten. yaklaşan ikinci döviz krizini ayasofya'dan izleriz artık.
781 entry daha
hesabın var mı? giriş yap